Yaşadığımız bu ülkede yaşanan tüm olumsuzlar olaylar, sonu gelmeyen felaketler ve geçmişten beri bitmek bilmeyen soykırımların yaşattığı etkiler bizleri oldukça derinden etkiliyor.

Bu yüzden bazı olaylar, bizleri her yıl daha da bilinçli bireylere dönüştürüyor. Yaşadığımız ülkeyi tüm tehlikelerden korumak için binlerce insan, kalıcı ve güzel adımlar atıyor. Geçmişte temelleri atılan, şimdi de istisnasız devam eden  “sivil savunma” adı altında yürütülen kapsamlı bir çalışmalar bütünüdür. Bu çalışmalar, her türlü tehlikeye karşı koruyuculuğunu asla yitirmemiştir. Ve bu zamana kadar “ 28 Şubat Sivil Savunma Günü “ olarak ülkemizde kutlanmaya devam etmiştir. Çünkü 28 Şubat tarihi 14 Kasım 1988 tarihli 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih olması açısından oldukça önemlidir. Aslında sivil savunma fikri, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkmıştır. Bu fikirle binlerce insan, atacakları diğer adımlarda daha duyarlı ve kendilerinden emin adımlarla ilerlemişlerdir. Sivil savunma gününün önemini doğru bir şekilde kavrayıp, gelecekteki tehlikeleri öngöre bilmişlerdir. Ve bir de sivil halkın silahlardan nasıl koruyacağını öğrenmesi fikrine dayanıyor. Gelelim bugünün satırlarda yer alan yazılı gerçeklerine. Yani yazımda sivil savunma gününün önemine değinmek istiyorum. Sizce bugünün önemi nedir? Bence bu soruyu satır aralarında okurken, kendine sormaktan çekinme. Çünkü bir Türk vatandaşı olarak yanıtlaman gereken bazı sorular olduğunu unutma ve bilmem gereken birkaç önemli bilgiler olduğunu da. Sivil Savunma, savaş sırasında saldırılara karşı, barış zamanı ise her türlü doğal afet ve büyük felaketlerde halkın can ve mal kaybını en aza indirmek için gerçekleştirilen silahsız, koruyucu ve kurtarıcı önlem ve çalışmalar bütünüdür. Özellikle AFAD’ ın sivil savunma alanında gerçekleştirdiği başlıca faaliyetler oldukça kapsamlı bir şekilde yaygındır. Ve her yıl, yaşadığımız olumsuz olaylarda istisnasız kıdemli ve gönüllü bireyler olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu yüzden, bu konuda her birini gerçekten takdir ediyorum. Çünkü üzerlerine düşen vazifenin farkındalığıyla ve kendilerinde yer alan sorumluluğun bilinciyle hataya yer vermeden yürütebilmişlerdir. Savaş zamanı da her türlü önlemi almaya çalışıp, cephe gerisinde kalan sivil halkı çeşitli yöntemlerle koruyabilmişlerdir. Ne yazık ki, hayatımız da bizleri tehdit eden birçok unsur bulunuyor ama tehditleri ortadan kaldırmak için dayanak olarak gördüğümüz ve her türlü zarara karşı sığındığımız koruyucu insanlar da var olabiliyor. Ancak bazı olayların zarar verici ve yıkıcı etkileri yüzünden birçok insan psikolojik ve ekonomik yönden yıpranmaktadır. Eğer afetler konusunda toplum olarak bilinçlenirsek, yaşadığımız negatif sonuçlar daha aza indirilebilir. Bu sayede, olumsuz durumlar yaşamak zorunda kalmayız. En önemlisi de okullarda eğitim gören çocukları bu konuda bilinçlendirmemiz gerekiyor. Madem iyi bir gelecek için adım atmak istiyorsak, her yaşta verilen eğitim çocukları ileride güzel bir hayatla buluşturabilir. Demek ki, atılan adım her çocuk için ayrı bir önem arz eder. Bu nedenle sivil savunma ile ilgili yürütülen etkinlikler üzerine gidilmeli ve çocuklara faydalı bilgiler ışında topluma bilinçli bireyler kazandırılmalı. Zaten sivil savunma kulüpleri kurularak çeşitli faaliyetler yapmaktadırlar. Ülkemizde her kuruluş alanlarında bu konu üzerine detaylı bir şekilde gidilmeli ve geleceğe faydalı, bilinçli insanlar kazandırılmalı. Bana göre sivil savunmanın amacını yürütebilmek için, bu gibi anlamlı işler yapılmalı. “ Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur. “ diyen Ulu Önder Atatürk’ ün bu anlamlı sözüyle yazımı sonlandırmak istiyorum ve 28 Şubat Sivil Savunma Gününü yürekten kutluyorum.