Belki de bu soruyla, hayatında defalarca kez karşılaştın. Sorunun tam olarak senden nasıl bir cevap istediğini ise zamanla daha iyi anladın.

Zamanla gerçek mutluluğunun ne demek olduğunu, hayatına nasıl güzellikler getireceğini, seni nelerle baş başa bıraktıracağını bilmeden mutluluğun o gizemli formülünü çözebilmek için çoktan yola koyulan kişi oldun. Bu kişi ise her zorlukta, hayatla doğru bir şekilde mücadeleyi verebilen bir savaşçı niteliğini bürünmüş hayatının gerçek kahraman rolünü çalan kişi konumuna geldi. Belki de kendin de görmek istediği kişi kahraman rolünde olan bireydi. Hepimiz bütün aldanışlara rağmen hayatımızın kahramanını seçmek isteriz. Bu kimi zaman bize her daim güven veren, çocukken mutluluk kelimesinin bütün zincirlerini kıran ve hayatımızda baba sıfatında yer alan lakin anlamında çok derinlikler yatan hayatımızın gerçek kahramanı olan kişi. Yani mutluluk kelimesiyle ilk önce hayatımızın kahramanıyla tanıştık. Babamızın sevgi dolu sözleri sayesinde mutluluğu yaşamımız boyunca hayatımızda yer ettik. Lakin bazı yaşadığımız olumsuz olaylar yüzünden bir kısa sürede olsa bu gizemli arayıştan vazgeçtik. Engelleyen bazı sebeplerden dolayı gerçek mutluluğu koruyamadan rafa kaldırdık. Bu yaptığımız şeyin ne kadar anlamsız olduğunu ise zamanla kaybettiklerimiz hatırlattı. Her insan, kaybettiklerin acısını yaşayıp sonucunda kazandıklarının mutluluğunu yaşamayı unuttu. Unuttuğu şey ise koruyamadığı bir sevgiye dönüştü. Nede olsa kalplerde sevgi yer almadan yüzlerde mutluluğun gizemi çözülmez. Sanki yıllardır kimsenin çözemediği büyüleyici sır gibi saklı yaşamın içinde mutluluk denilen kelime. Bunun için nedense hep farklı yollara başvurduk, bambaşka hayatların içine hapsolduk ve sonucunda ise birçoğumuz bencilliğe bürünmüş insanlara dönüştük. Acaba mutluluğu gizemli hale getiren büyük sır neydi? Hep yaşam serüvenimde bunun mantıklı bir cevabını aradım. Ama cevabına doğru bir şekilde ulaşamadım. Farkında mısınız, zamanla arayışımız bizleri tatmin edecek bir sonuca ulaştırmıyor, Çünkü bizler mutluluğun sırrını çözebilmek için hep yanlış adreste, yanlış insanların uğradığı hayat durağında aradık. Ve o durak ise bizleri kendimize getiren çok manidar bir yer oldu. Geçmişin hatıralarında saklanmış yanlış bir adres, bizlere gerçeği hatırlattı. Gerçek şu ki, mutluluğu yanlış yerde aramaya devam edersek sırrı tam olarak çözemeyiz. O zaman sırrı çözmenin hayatımızın bir gayesi olduğunu anlayabilmemiz gerekiyor. Nasıl olur da insan gerçek mutluluğu bulur? Bir insanın, işini en güzel şekilde sonlandırması mutluluğu getirir. Hâlâ özünü korumaya devam eden insan, mutluluğu çoktan tatmıştır. Önce kendine ve sonra hayata, başkalarına saygı duyan insan, mutluluğun bir ucunu tutmuştur. Kendinde var olan yeteneği sergileyen insan, mutluluğu sırrını çözmeye az kalmıştır. Şu devirde iyi insan biriktirmeyi başarabilen insan ise mutluluğun sırrını çoktan çözmüştür. Yani kısacası anlamlı bir hayatı kendi çabasıyla daha anlamlı hale getiren, üretkenliğini her koşulda sergileyen bir insan elbette mutluluğu yakalayan olur. Ve bir daha kaybetmemek için tüm olumsuzlukları ortadan kaldırır. Hayata farklı gözle bakmayı, farklı duyguyla algılamayı başaran kişi olur. Belki de yıllardır koruyamadığımız mutlulukla, sessiz ve sakin süren hayatımıza bir hareketlik ya da bir renk katmak istiyoruz. Aslında mutluluğun sırrı, bizlerin sürdüremediğimiz alışkanlıklarımız da saklı. Görebilmemiz için de fazla çabaya gerek yok uygulamaya koyabilsek yeter.