Türk milletinin tarihsel süreç içerisinde farklı coğrafyalarda verdiği istiklal ve istikbal mücadelesinin, bölünmeden iri ve diri kalma dirayetinin,

büyük Türk ülküsünü hakikate götürme idealinin zafere ilerlemesininen önemli arka planı, Türk milletinin kadın ve erkek birlikte mücadele vermesidir.

Bu bağlamda, bir bakıma denilebilir ki Türk tarihi, Türk kadınlarının ve erkeklerinin farklı alanlarda birlikte verdikleri kutlu mücadelelerin ve zaferlerin tarihidir.Türk tarihindebu söyleme örnek teşkil edecek, kadın erkek, yaşlı genç denilmeden milletçe verilen pek çok mücadele ve zafer sayabiliriz elbet fakat Türk milletinin en güzide mücadelesinin tezahürü, ulaşılan en güzide zaferin tecellisi şüphesizTürkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. 
2023'te Devletimizin kuruluşunun 100. yılını tarifsiz bir coşku ve heyecanla kutladık.  Ne mutlu bize ki şanlı Türk mirasını büyüterek bu günlere getirdik ve daha da büyüterek geleceğe götürecek nesilleri bu şuurla yetiştirdik. Fakat dün, Türk istiklal mücadelesi verirken, devletimizi kurarken kadın erkek, yaşlı genç demedentopyekûn Türk devletinin yarınlarını inşa ederkenbugün maalesefkadınların eşit yaşam hakkının gasp edildiği, haklar ve kazanımlarının sekteye uğratıldığı, kadın olmanın mağduriyetinin her alanda yaşandığı, kadına, kız çocuklarına şiddet vakalarının arttığı bir Türkiye'ye şahit oluyoruz. Bu durum Türkiye'nin ilerlemesi, gelişmesi ve büyümesi önündeki en büyük engeldir. Biz Lider Ülke Türkiye ülküsünün hakikat olacağına inanan ve bunun için çalışan kadınlar olarak, kadınlarımızın yaşadıkları bu olumsuzlukları kabul etmiyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir'de yaptığı bir konuşmasında: "Bir toplum cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurun sonucudur. "sözleriyle bu durumu çok güzel hülasa ediyor. Keza bir toplumun, bir milletin başarısı, huzur ve güvenliği, müreffeh bugünü ve yarınları ancak ve ancak toplumun her iki cinsinin de aynı refah düzeyine sahip olmasıyla sağlanabilir. Bunun aksi kabul edilemez ki zaten mümkün de değildir. Bugün ki manzara ise maalesef Cumhuriyetimizin 100. yılına, Türkiye Yüzyılı'na yaraşır değildir. Bu durum, üzerinde çok düşünmemiz, farklı yol ve yöntemlerle yeniden bilinçlenmemizi gerektiren önemli bir husustur. 
Türk kadınları, toplumsal, siyasal, kültürel ve medeniyet dairesi içindeki önemlerinin, statülerinin ve rollerinin farkındadırlar.Türk kadınları Türkiye Yüzyılı, Türk Yüzyıllarındakimisyon ve vizyonlarının bilincindedirler. Binlerce yıllık kazanımların gelişmesi, ilerlemesi ve sürdürülebilmesi için yalnızca ellerini değil gövdelerini de taşın altına koyan kadınlarımızın spordan sanata, bilimden siyasete, edebiyata gösterdikleri çabaları ve başarıları her alanda ortadadır. Bugün üreten Türkiye'nin, gelişen Türkiye'nin, büyüyen Türkiye'nin en büyük emektarı şüphesiz Türk kadınlarıdır. Kadınlarımızın geçmişin mirasıyla Türkiye Yüzyılı'nda ve gelecek Türk yüzyıllarında her alanda öncü olacakları da aşikârdır.  
Tüm mağduriyetler, haksızlıklar ve baskılara rağmen yarının büyük ve lider ülkesi Türkiye her alanda muktedir olan Türk kadınlarının mirası, gelecek tasavvurları ve çalışmaları ile hakikat olacaktır. Türk devletinin yarınları Türk kadınlarıyla daha emin, Türk kadınlarıyla daha güçlü ve Türk kadınlarıyla daha öncü olacaktır. Bu bağlamda kadınlarımız ne denli refah, müreffeh, huzurlu ve güvenli olursa yarının Türkiye'si de bu bağlamda daha güçlü, daha büyük ve her alanda muktedir kalacaktır.
Türk kadınlarının öncüleri, çağının çok ötesinde bilgi,beceri, izan ve ferasete sahip olan, devirsiz hayatlarda, devletsiz çağlarda bile Türk kadınının kahramanlıklarıyla cihana emsal olan, dillere destan Tomris Hanları,  İl Bilge Hatunları,Bacıyan-ı Rum Kadınlarını, Türklüğe yol gösteren Hayme Anaları, Türklüğe yeniden hayat veren Mustafa Kemaller yetiştiren Zübeyde Hanımları, Türk Dünyası kadınlarına kılavuz olan Şefika Gaspıralıları, Nene Hatunları, Halide Edipleri, Nezihe Muhittinleri, Müfide Feritleribu bilvesile ile Türk kadınlarına ilham oldukları için minnetle, büyük bir hayranlıkla ve şükranla yâd ediyorum… Bu eşşiz Türk kadınlarının kutlu mirasıyla iftihar ediyor, bu kutlu mirası geleceğe taşıma azmiyle büyük bir şevkle çalışmalarımıza devam edeceğimizin kararlılığını bir kez daha ifade ediyorum.
8 Mart  Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle bir kez daha bu duygu ve düşüncelerle Türkiye veTürk Yüzyıllarının mimarı ve teminatı muazzez Türk kadınlarının bu güzide gününü kutluyor, her şeyin en iyisine, en güzeline layık olduklarını bir kez daha ifade ederek saygılarımı sunuyorum.