Hangi birimiz şehitlerin sesi olabiliriz ki? Hangi birimiz onların yaptığı bu fedakârlığı tam olarak yapabiliriz? Ayağımızı bastığımız bu toprak uğruna, şanlı bayrağımız göklerde bir kuş misali dalgalansın ve her zorlukta ayakta kalabilsin diye yıllardır şehitler veriyoruz.
Öncelikle “şehit” kelimesi bir vatan için ne demektir? Şehit, kutsal bir amaç için, inanç uğruna ve vatan uğruna ölen bir kimse. Sözcükteki anlamı tam olarak bundan bahsediyor. Yani kelimenin anlamına sözcüklerin dışında bir anlam yüklersek o zaman şehitlerin bu vatan için nasıl bir anlam taşıdığını idrak etmeye başlayabiliriz. Şehit demek bu vatan için her şey demektir. Aklınıza gelecek her şey. İster bir kahraman gözüyle bakın ve gönülleriniz de yüceltin, ister savaşçı niteliklerini üzerinde taşıyan bir Mehmetçik olarak bakın. Eminim ki bir Türk genci gereğinden fazla anlam yükler bu vatan uğruna şehit olan askerlerimiz için. Bence bir Türk vatandaşının en büyük görevidir, al bayrağının gölgesinde yaşamak ve onun için mücadele etmek bir de üzerinde yaşadığı toprağı her koşulda koruyabilmek, bir Türk gencinin layıkıyla yerine getireceği çok anlamlı bir görevdir. Daha önce de bu görevi üstlenen sayısız Türk genci vardı. Hiç düşünmeden korkusuzca düşmana karşı gelebilen ve yeri geldiğinde bu vatan için her şeyi yapabilen sağlam yürekli askerlerimizdi. Kimisi arkasında kokuna doyamadığı ve son kez sarıldığı evladını, kimisi de arkasında daha güzel günler yaşayacağı ailesini bıraktı, hakka giden yolda birer birer sıralandılar. Kesinlikle o yol, hayal ettiğimizden bile güzeldir. Çünkü şehitlerimizin her zaman koruduğu o yol bambaşka diyarlarda yer alan özlemler ile çoktan kavuşmuştur. Bir gün bizler de içimizde yer alan ve tarifi olmayan özlemlere kavuşabileceğiz. Yani bir gün herkes hakka giden yolda olacak. Önemli olan o yolda nasıl biri olarak gittiğimiz. Gözünü kırpmadan şehit olan biri gibi mi ya da hataların içinde kaybolmuş, günahların düğümünden kurtulamamış biri olarak mı? Tam olarak nasıl biri olarak bu dünyadan ayrılacağız. İşte onu da zaman gösterecek. Eminim ki her birinin dokunaklı, acıklı ve ders çıkarmamız gereken hikâyeleri vardı. Zamanla ailelerin acıları dinecektir ama bitecektir diyemem. Çünkü her aile, her zaman evlatlarını gönüllerin de yaşatmaya devam edecek ve gururla şehitlerimizi derin, anlamlı cümleler içerisinde yer edeceğiz. Onlar gözlerini kırpmadan bu vatan için canlarını feda eden koca yürekli askerlerimiz, bu dalgalanan şanlı bayrağımızı koruyabilmek için bizlere bu vatanı emanet ediyorlar. Ya bizler gerçekten Türk bayrağımızı, bir Türk olarak koruyabilecek miyiz? Geleceğe her koşulda gücünü yitirmeyen, sağlamlığını koruyabilen bir emanet bırakabilecek miyiz? Kendinden emin Türk vatandaşlarını düşmana karşı giden yolda azimle ilerken görebilecek miyiz? Bu satırlarda kalan sorular bizlerin kendi Türk bilincini, millet anlayışını sorgulatması gerekiyor. Sorgulayalım ki, bu vatan için şehit olan askerlerimizi unutmayalım. Belki de yazının sonuna geldiğinde satırlarda kalan gerçekleri hayatın gidişatından ve üzerinde yer alan sorumlulukların ağırlığından dolayı bir nebze unutmaya başlayacaksın. Lakin unutmayalım ki, şuan yaşadığımız bu ülke, ayaklarımızı bastığımız bu toprak ve nefes aldığımız bugün ve yarınlar onlar sayesinde bizlerin dünyasına bırakılmış manevi ve anlamlı bir hediyedir. Maneviyatı koruyabilmekte bizlerin her zaman şehitlerimizi yaşatabilmesiyle sağlanacaktır. Yıllardır söylenilen söz geleneği “ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ “ yazımda yer etmek istediğim ve hatırlatmak istediğim bir sözdü. Tüm şehitlerimize Allah’ tan rahmet ve hüzünlü ailelerine de sabır diliyorum.
“ Kısılmayacak olandır şehitlerin sesi,
Bitmeyecek olandır annelerin feryadı,
Temizlenecek olandır dökülen kanların hesabı,
Ve asla unutulmayacak olandır askerlerin şehadeti.”