Kıymetli Okurlar;             Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü tarafından şair, yazar, mütefekkir Sezai Karakoç anısına hazırlanana kitaptan hamdolsun istifade ettim.

   Kitaba alanında çalışmış birçok akademisyen şair ve yazarların katkısı var. “Sezai Karakoç’un Hayatı Sanatı ve Eserleri” başlığı ile Prof. Dr. Mustafa Özel, “Batılı Öldürüp Hakkı Dirilten Şair Sezai Karakoç” başlığı ile Prof. Dr. Şaban Sağlık, “Hızır’ın Anlatıcı, Yol Arkadaşının Okur Olduğu Diriliş Yolculuğu” başlığı ile Prof. Dr. Ahmet Cüneyt Issı, “Sezai Karakoç’un Şiirlerinde Medeniyet, Coğrafya ve Şehir”başlığı ile Prof. Dr. Alâeddin Karaca, “Sezai Karakoç’un HikâyelerindeDeğişim ve Ölüm” başlığı ile Prof. Dr. Fatih Sakallı, “Sezai Karakoç’un Şiirlerinde İslam Estetiği, Kimlik ve Aidiyet”başlığı ile Prof. Dr. Beyhan Kanter, “Piyesleriyle Sezai Karakoç”başlığı ile Prof. Dr. Abdullah Harmancı,“Sezai Karakoç’un Eserlerinde Referans Olarak Kullandığı Bazı Dini Kavramlar”başlığı ile Doç. Dr. Mustafa Çoban, “Sezai Karakoç’ ta Metafizik Mizaç” başlığı ile Doç. Dr. Arif Yılmaz, “Sezai Karakoç’un “İslam ÜlkesiOrta Doğu” başlığı ile Dr. Fikri Kula, Sezai Karakoç’un Öykülerinde Diriliş Düşüncesi ve Büyülü Gerçekçilik Yaklaşımı” başlığı ile Yazar Necip Tosun, “Diriliş Gençliği, Geleceği ve Hakikat Yolculuğu” başlığı ile Yazar Ali Haydar Haksal ve son olarak “Diriliş Eri Olarak Var Olma” başlığı ile Yazar Fatma Atay yer almış.

            242 sayfadan oluşan kitabı okumaya dün başladım ve bugün bitirdim. Bütün yönlerinin ayrıntılı olarak ele alındığı kitap okumaya değer. Prof. Dr. Şaban Sağlık Karakoç’un bütün varlık ve olguları hak batıl kapsamında değerlendirdiğini vurgulamış.(syf 51). Karakoç’un sıkı sık hakikat vurgusu yaptığını vurgulamış. (Syf.52) Prof. Dr. Ahmet Issı yazarın “Hızır’la Kırk Saat “ eserine ilişkin değerlendirmesini yazarın Hızır’la birlikteliğine ilişkilendirmiş. (Syf.52). Prof. Dr. Alâeddin Karaca, yazarın İstanbul odaklı bir medeniyeti savunduğunu ve bütün bu merkezlerinde İslam kaynaklı olduğunu yazmış. (Syf.102) Prof.Dr. Fatih Sakallı yazarın ölüm temasını bir diriliş, bir yeniden doğuş olarak almış. Ölüm korkusunda Allah’ın ölümden daha büyük olduğunu düşünerek bir nevi ölüm korkusunu aştığı vurgulanmış. (Syf.102.) Prof. Dr. Beyhan Kanter, Karakoç’un estetik anlayışının yazıların ilim, irfan ve metafizik gibi kavramlar ile bütünlük oluşturduğunu vurgular. (Syf.137.)Çeşmelere ve evlere vurgu yapar. Hatta beton evlerin kalbi katılaştırdığını ifade eder.

             Prof. Dr. Abdullah Harmancı yazarın piyeslerinde (Ertelenen Düğün, Çeyiz, Perde, Görev,) diriliş ve hakikat, şehadettik gibi kavramlara yer verir. (Syf.139.) Doç. Dr. Mustafa Çoban, üstadın bizi ayakta tutan temel dini kavramlarımıza (Ümmet, Kuran, Allah ve Din, Peygamber) çok değer verdiğini vurgular. M. Akif ’ten Necip Fazıla ve ondan sonra kendisine “Diriliş “ anlayışının geçtiğine vurgu yapar. (Syf.179.) Doç. Dr. Mustafa Çoban’a göre “Yitik Cennet” üstadın arayışıdır ve her daim aranacaktır. Doç. Dr. Arif Yılmaz’ göre görünen âlem ilegayb arasında denge kurmuş bir mizaçtır metafizik. (Syf.179.)Üstat nesnelerin ötesinde bir başka motifin, hakikat gölgelerinin mevcut olduğunu görür. (Syf.180.)Metafizik mizaç, eşyaya gerektiği kadar önem verir. (Syf.180.)           Üstadın dinden ayrı tezahürleri olan bir metafizik mizacın özelliklerine yer verilmez. (Syf.181.) Metafizik mizaca sahip bir insanın en karakteristik özelliği kendinden emin ve sağlam duruş sergilemesidir. (Syf.182)Karakoç’a göre metafizik insan peşin hükümlü değildir ve peşin hükümlerden tamamen arınma vaadinde bulunmaz. (Syf.182).Metafizik insan bunu yanında peşin hükümler karşısında devamlı kritik eder. (Syf.183)

            Dr. Fikri Kula üstadın dünyanın kalbinin Orta Doğu olduğunu vurguladığını söyler. Kudüs bunu için önemlidir. Karakoç Kudüs’ü anlatırken “Gökte yapılıp yere indirilen şehir” tabirini kullanır. Yazar Necip Tosun üstadın hak, hakikat ve diriliş çerçevesinde öykülerini yazdığını vurgular. (Syf 205). Yazar Ali Haydar Haksal üstadın gençliğe, onun deyimiyle Taha’ya ve onun gibilere nasihatlerine yer vermiştir. Asımın Nesli üstada göre Taha’dır. Yazar Fatma Atay, son olarak içimizi ısıtan yazısı ile bizleri duygulandırdı. (Syf 239).

            Yazımda ve basımda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bunun benim için bir diğer önemi ben bu kitabı bitirdiğimde ve bu yazıyı yazdığımda üstadın ölüm yıl dönümüne denk gelmesiydi. Bu gün 16 Kasım 2013. Üstadın ölümünün ikinci yılı. Diriliş temsilcisinin son halkasını ruhuna selam olsun. Allah’ın sevgisi ve merhameti üzerine olsun. Son olarak;

Yaşamak ölümün ölümsüzlüğünde

Direnmek hayatın acemiliğine

Kavrulmak kor alevler içinde

Dirilmek ve Direnmek için yaşayalım…