Geçtiğimiz gün İyi Parti ile ilgili bir yazı yazmıştım. “İyi Parti tabanı genel merkezle aynı şeyleri düşünmüyor” başlıklı bir yazıydı. Yazıda “…..Yasa bir ilde teşkilatlanma koşulu olarak ise merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurma koşulu getiriyordu.

Ve İyi Parti Genel Başkanı Akşener ve Genel Merkez’i bunu başaramamıştı…..” diye bir bölüm vardı. İyi Parti Konya İl Başkanı Kadir Ulusoy bu konunun doğru olmadığına dair beni telefonla aradı. Tabii ki haklı olarak itirazı vardı. Ben de tekrar kontrol edeceğimi ve bu konuşmamızdan da bahsedeceğimi ifade ettim.

Burada şunu belirtmeliyim. Herhangi bir partiyle ilgili önyargım ya da bir olumsuz tavrım yoktur (Tabii ki PKK’nın partisi hariç). Sadece yaptığım iş bilimsel siyasete objektif bakış ve bu tarafsızlıkla beraber aynı zamanda halkın içerisinde konuşulanları derlemektir. İyi Partililer zannedersem rahmetli İl Başkanı Gökhan Tozoğlu zamanındaki Konya’daki İyi Parti ile şimdiki İyi Parti’nin bir kıyasını yapıyorlardır. Aynı zamanda İyi Parti Genel Merkezi’nin kuruluş aşamasındaki tavrı ile şimdiki tavrını da kıyaslıyorlardır. Bunu objektif bir biçimde yapanlar zannedersem benim yazdıklarıma hak vereceklerdir.

Gelelim Başkan Ulusoy’un itiraz ettiği kısımlara: Birincisi; yeni kurulan bir siyasal parti seçimlere girebilmek için Yasa’ya göre 1. Genel Kongresini seçimlerden 6 ay önce yapmış olmak zorundaydı. İyi Parti 10 Aralık 2017’de 1. Olağan Genel Kongresini yapmıştı ve 10 Haziran 2018’den sonra yapılacak seçime girmeye hak kazanmıştı. Burada sorun yok.

İkincisi ve aslında sorun olan kısım yine yasaya göre "merkez ilçe dahil bir ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurma" zorunluluğu maddesiydi. İyi Partililere göre 10 Aralık 2017 tarihinde zaten İyi Parti teşkilatlanmasını tamamlamıştı. Ancak YSK bu teşkilatlanmasını tamamlama tarihini 26 Şubat 2018 olarak değerlendiriyordu. İşte Başkan Ulusoy’un itirazı İyi Partililer açısından haklı bir itiraz ancak YSK’ya göre 26 Şubat 2018’e kadar İyi Parti teşkilatlanmasını tamamlamamış gözüküyordu. Teşkilatlanma tarihi 26 Şubat olarak alındığında, 6 ay sonrası 26 Ağustos’a dek geldiğinden o seçimlere katılamayabiliyordu.

Tabii bu hesaplara hiç gerek kalmadı. Eğer gerek kalsaydı o zaman daha net olarak bu konular değerlendirilebilirdi. Çünkü o zaman YSK malumunuz resmi bir yazıyla konuyu izah edecekti. Ama zaten CHP’den 15 milletvekili transferi gerçekleşince bu hesaplara gerek kalmadı ve TBMM’de grup kuran İyi Parti bu tür hesaplara gerek kalmadan seçime katılma hakkını elde etti.

Tabii ki adaletli olmak adına Başkan Ulusoy’un bu konudaki değerlendirmesini de belirtmek gerekir. Başkan Ulusoy; CHP’den 15 milletvekilinin İyi Parti’ye kısa bir süreliğine geçtiğini, yani Nisan 2018’de İyi Parti’ye geçen vekillerin Mayıs 2018’de CHP’ye geri döndüklerini ifade etti. Kadir Ulusoy, CHP’nin 15 milletvekili verdiğini ancak seçimlerde “artık oylardan” dolayı 30 milletvekili fazla çıkardığını ifade etti. Bu konuda bilgimin olmadığını buradan da söyleyeyim. Yani CHP hangi artık oylardan hangi milletvekillerini fazladan çıkardı bilmiyorum. O nedenle itiraz edecek bir durumum da yok. Ama sanırım buna bir itiraz varsa CHP’liler de itirazlarını söylerler.

Şimdi tabii bu konuşulan konu neredeyse 6 yıl önceki olayları içeriyor. Yani bu yazımızı okuyanlar “6 sene önceki olayın neyini yazıyorsun” diyebilirler. Bunu şöyle açıklayayım: İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i başarısız bir siyasetçi bulduğum için bu konuyla ilgili verdiğim örneklerden birisi bu durumdu. Dolayısıyla -haklı olarak- Konya İl Başkanı Kadir Ulusoy kendisine göre düzeltilmesi gereken yeri belirttiği için bu açıklamayı yapma zorunluluğunu hissettim. Her ne kadar Genel Merkez teşkilatını başarısız bulsam da hangi parti olursa olsun Konya teşkilatı bizler için önem arz etmektedir. Ve de hem yanlış bir anlaşılma varsa hem de düzeltilmesi gereken bir yer varsa kesinlikle bizim için de önemlidir.

En azından Sayın Başkanın bu konuda duyarlılık göstermesi ve geri dönüş yapması takdire şayandır. Umarım bundan sonraki dönemde de Sayın Başkan hem basını takip edip hem de basınla iletişimini daha da arttırabilirse daha olumlu bir siyaset anlayışına sahip olunabilir.

DEVA ve YRP gerçeğini atlamayın
Ülkenin ve Konya’nın gündemi o kadar yoğun ki inanın hemen her gün yazıyor olmamam rağmen bazen gündemi yakalamakta zorlanıyorum.

Şimdi şöyle düşünelim; İsrail-Filistin Savaşı tüm dünyanın gündemi olmakla birlikte her gün İsrail’in ayrı bir insanlık dışı uygulamasıyla karşılaşıyoruz. Filistin’deki Müslüman ve Hristiyan kesime yaptığı soykırım ve de cemilere, kiliselere, hastanelere, okullara yaptığı saldırılar tam bir vahşet ve aynı zamanda hem savaş suçu hem de insanlık suçu olarak kayıtlara geçiyor.

Diğer bir konu, her ne kadar daha ikincil plana düşmüş olsa da Ukrayna-Rusya savaşı da bir gündem oluşturmakta. Emperyalizmin oyuncağı olmuş bir Ukrayna, ABD’nin çıkarları için Rusya ile savaşmaktan çekinmiyor. Ve de tüm dünyayı tedirgin ediyor.

Dünya gündemlerinin yanısıra ülke gündemi var ki; ekonomi tabii ki bunun başında geliyor. Aynı zamanda asgari ücret belirlenecek ve asgari ücret toplantıları başlayacak. Bu da ayrı bir gündem.

Tabii ki yerel seçimler, belediye başkanı adayları daha da farklı bir siyaset gündemi. Bu arada partilerin teker teker açıklama yaparak seçime tek başlarına gireceklerini açıklama konusu var ki tamamen absürt bir açıklama olduğunu söylemek gerek. Mesela çıkıyor bir parti “seçimlere tek başımıza gireceğiz” diyor. Yani zaten tek başına iktidar olabilmek için kurduğun partinin tek başına seçime girmesini deklare etmek anlamsızlıktan başka ne olabilir? Anormal olan zaten başka bir partiyle veya ittifakla girmektir. Asıl o zaman deklare edebilirsin. Yani “ben şu şu nedenlerden dolayı falanca partiyle beraber seçimlere gireceğim” dersin.

Her neyse, Konya’da da gündem oldukça yoğun. En önemli gündem haliyle Mevlana İhtifalleri başladı. Mevlana’nın 750. Vuslat yıldönümünde Mevlana sevenleri akın akın Konya’ya geliyor. Ve bununla bağlantılı olarak yapılan kültürel ve sanatsal faaliyetleri de atlamamak gerekir.

Ve tabii ki Konya’da yerel seçim çalışmaları da hızlı bir şekilde sürüyor. DEVA Partisi Konya İl Başkanı Seyit Karaca bir basın toplantısıyla 3 ilçede adaylarını açıkladı. Doğanhisar, Sarayönü ve Ahırlı ilçelerinin DEVA Partisi adayları belli oldu.

DEVA Partisi ve Ali Babacan bu zamana kadar her ne kadar istenilen performansı sergileyememiş olsa da çok kendinden emin ve düzgün bir biçimde hedefine ilerliyor. Şu ana kadar beklenilen performansı göstermemiş olmasının en önemli sebebi de malum, ülkedeki siyasi parti enflasyonunun ekonomideki enflasyondan çok daha fazla olması. Yani 3-5 kişi bir araya gelip bir parti kuruyor ve seçimlerde de ya Ak Parti’ye ya da CHP’ye yaslanıyor ve kendisini gerçekten parti sanıyor. Dolayısıyla gerçekten “siyasi parti” olan partilerle, “parti” olmaktan bihaber partiler aynı kefede değerlendiriliyor. Dolayısıyla vatandaş da bunlardan hangisi “parti” hangisi “partimsi” ayırmakta şu an için zorluk çekiyor. DEVA bu bağlamda “parti olan” partiler arasındadır ve de Türk Siyasetine olacak gözükmektedir.

Konya’da il başkanı Seyit Karaca particiliği bilen uzun yıllar Konya siyasetinde söz sahibi olmuş “muhafazakar demokrat” bir isimdir. Ve de Karaca reel siyasetin de farkındadır. Ve Konya’da da adımlarını bu doğrultuda atmaktadır. O nedenle DEVA Partisi yaptığı çalışmalarla ortaya koyduğu çözüm önerileri ve yayınlarla şu anda binanın temelini atmaktadır. Bu temel yükseleceğe benzemektedir.

Diğer bir yıldızı parlayan parti de Yeniden Refah Partisi(YRP)’dir. YRP, gerek Erbakan’ın siyasi misyonlarını savunmak konusunda gerekse Milli Görüşün sığınağı olmak konusunda Saadet Partisinden bayrağı devralmış gözükmektedir. Açıklamalarıyla, siyasi hamleleriyle ve canhıraş çalışmalarıyla gerçekten YRP, Erbakan Hoca’nın Refah Partisi’ni hatırlatmaktadır.

Daha evvel bahsetmiştim, YRP Konya’da da bir değişim izlemiş ve iyi bir yönetim kurmuş ve de genel seçimlerden itibaren aktif bir duruma gelmiştir.

Geçtiğimiz gün YRP’nin Meram İlçe Başkanı İshak Arslan, Meram İlçe Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Adem Aktaş ve Meram Belediye Başkan Adayı Mustafa Özerdem ziyaretimize geldiler. Öncelikle şunu belirteyim. Mustafa Özerdem Konya’da sevilen ve sayılan bir esnaf. Bu yönüyle belediye başkanlığı için iyi bir aday. Ayrıca kendisinin kazanacağına o kadar inanmış ki malumunuz “inanmak başarmanın yarısıdır” diye bir söz vardır. Özerdem başarmanın yarısını halletmiş gözüküyor. Ve de şimdiden kapı kapı dolaştıklarını tüm Meramlı’ya ulaşacaklarını belirtiyor. İşin doğrusu bu kadar inanmış bir kişi görürseniz korkmak lazımdır. Çünkü başaranlar en çok inananlardır. Ben Mustafa Özerdem’e bu yönüyle kazanıp kazanamayacağı konusunda bir şey söylemeye tereddüt ettiğimi belirtmek isterim.

Malumunuz YRP’nin milletvekili çıkaracağına da kimse inanmıyordu. Ama bir baktık ki 15 vekilden biri de YRP’den seçilmiş. Ak Parti tabanına bu bağlamda güvenmek çok kolay değil. O nedenle Meram’da Mustafa Özerdem’in ne yapacağını hep beraber göreceğiz.

Bu arada bu ziyaretlere İl Başkanı Temel Peker de başlasa fena olmaz. Malumunuz basın toplantısı, kahvaltı diyerek basını sadece çağırmakla il başkanlığı olmaz, ara ara koltuktan kalkıp, iadeyi ziyaret yapmak da gerekir.

İşte bu kadar gündemden bu hafta sonu çıkardığım bunlar. Zaman zaman u gündemlerin yoğunluğundan atladığımız konular oluyor ama bir şekilde her konuya değinmek gerekiyor diye düşünüyorum.

Dostlukla kalın.