Devlet kurumlarımızda maalesef yapı hantaldır.

Bilhassa 2018’deki Anayasa değişikliğiyle bir umut biraz daha bu hantal yapı gider diye düşünüyordum. Ancak maalesef Türkiye’de yerleşmiş bulunan “bürokratik oligarşi” yıkılması zor bir güç haline gelmiştir. İşte bürokrasinin bu denli hantal olması, belediyelerin her zaman çok daha fazla iş yapmasına sebep oluyor.

Belediyelerde başkan işin organizasyonunu yapar, belediye meclisi onaylar ve de iş yapılır. Yani işin evrakları oradan oraya gezinip durmaz. Sonuç odaklıdır. Ama devlet kurumlarında bir “iş” kaç tane memura, amire takılır belli olmaz.


İşte özellikle sırf bu nedenden dolayı Konya’da da yapılacak bir şey varsa bunu belediyenin yapmasını yeğliyoruz.

Hafta sonu Konya basını olarak İstanbul’daydık. Mevlana Hazretleri’nin Vuslatı’nın 750. yılında Ayasofya Camii önünde, Sultan Ahmet Meydanı’nda Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür Bakanlığı ile beraber düzenlediği, 750 semazenle sema ayinini izledik. Eminim ki birçok kişi de televizyonlarının başında bu sema ayinini huşu içinde ve kıvançla izlemiştir.

Programı çok değerli tiyatro sanatçısı Volkan Severcan sunarken, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Ömer Faruk Belviranlı ve çok kıymetli Türk Tasavvuf Musikisi Sanatçısı Ahmet Özhan eserleriyle süslediler.

Muhakkak ki Kültür Bakanlığı’nın bu konuya el uzatmasının önemi çok büyüktür. Sonuçta devlet büyük bir din alimini, dünyaca tanınan bir İslam düşünürünü hem anarak hem de hatırlayarak büyük bir iş yapmaktadır. Aynı zamanda Konya Büyükşehir Belediyesi’nin de bu işin içerisinde olması da çok isabetli ve doğru bir karardır. Bu iki güç birleştiğinde de gerçekten çok önemli ve çok güzel bir sonuç ortaya çıkmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Mevlana Hazretleri’nin “gel” felsefesini tüm dünyaya tanıtma fikri ne kadar güzelse; Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın Mevlana Hazretleri’ne uygun faaliyetler yapma düşüncesi de gerçekten çok güzeldi. “Yaşadığım müddetçe ben Kur’an’ın kölesiyim. Ben Muhammed Muhtar’ın yolunun toprağıyım, tozuyum” diyen Mevlana Hazretleri’nin anlatılması, hatırlatılması ve düşüncelerinin yaşatılması için devletin hantal yapısını bir kenara koyarak belediyelerin pratik yapısından faydalanmalıyız. O zaman işler daha da kolaylaşacaktır.

KONYA’DA METRO SORUNSALI

Büyükşehir’den bahsetmişken bir konuya daha parmak basmak istedim. Aslında aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’dan bir talep demek sanırım daha doğru olur.

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret etmesiyle Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun 2014 ile 2016 yılları arasında yaptığı bu görevi sırasında 2015 yılında Konya’ya bir metro müjdesi vermiş ve de bu vesileyle 5 üniversitenin birbirine bağlanacağını açıklamıştı. O dönemdeki yazılarımda da bahsetmiştim; bu metro meselesi Konya için erken bir mesele. Ayrıca bunun gereksiz olduğunu bunun yerine tramvay hatlarının arttırılmasının daha reel bir yaklaşım olacağını birçok kez belirtmiştim.

Şimdi gelinen aşamada hala metroda bir ilerleme olmadığı gibi bu şekilde bir ilerleme beklemenin halihazırda reel olmadığı kanaatindeyim.

Yapımı hazırlanan ve en kısa zamanda işleme sokulacak olan Banliyö hattının çok yararlı olacağı ve hatta bilhassa sanayiler için toplu taşımada bulunmaz bir nimet olacağı ortadadır. Buna, Büyükşehir Belediyemiz tarafından oldukça büyük bir yatırım yapılacaktır.

Benim Saygıdeğer Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’dan talebim bu metro planlamasının da değiştirilmesidir. Bu haliyle işlevsel olmayacağı ortadadır. Ancak yeni bir planlamayla daha işlevsel ve Konya’ya daha yararlı bir hal alabilir. Bu talebi Konyalı hemşerilerimizin büyük çoğunluğu da eminim destekleyecektir.

Popülizm yaparak, bu haliyle, işlevsel olmayan bir metro çalışması yerine daha düzenli programlanarak, daha işlevsel hale getirilecek bir projenin peşinden gitmek herkes için daha verimli olacaktır.

Umut ediyorum, Konyalı hemşerilerimiz de bu proje revizyonu düşüncesine sahip çıkar da Başkan Altay da bizlere kulak verir.

Dostlukla kalın.