Bilim çevreleri iklim krizine karşı ve doğayı korumaya yönelik girişimlere en duyarlı kesimin “Z” kuşağı olduğunu açıklamaktadır.

Nedir sorunları ?

*Anayasal bir hak olan eylem güvenliğinin olmaması:

*Yaş ayrımcılığı

Z kuşağının bu sorunlarına yardımcı olmaya yönelik “Katılımcı ve Güvenli Gençlik Aktivizmi Projesi” gibi projelerin hayata geçirildiğini sevinerek basından öğreniyoruz. Sivil ve özel bu tip destekler konuyu çözmekte yeterli olabilecek mi ? Neden böyle düşünüyorum. Doğayı ve çevreyi koruma hareketleri kolluk kuvvetlerinin sert hareketleri ve bunun da yazılı ve görsel basında yer alması sadece Z kuşağını değil, tüm çevreci aktivistleri rahatsız etmektedir. Özellikle gençlerin çekinik hale gelmesine sebep olmaktadır.

Üyesi ve yönetiminde olduğum Türkiye Çevre Platformu’nun 2017 yılında Ankara’da yaptığı toplantıda: Koordinatörümüz Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar’ın biz üyelerden bir isteği oldu. Bundan sonraki toplantılara her üye yanında kendi yöresinden bir gençle gelmesini, bu gençlerin ülkemiz çevre konu ve sorunları konusunda yetişmesini önermişti. Bu öneriyi biz üyeler yerine getiremedik. Zira getirmek istediğimiz gençler ve aileleri sürekli olarak güvenlik konularını öne sürüp katılmaktan çekindiler. Başımıza bir şey gelirse diye kaygılarını dile getirdiler. Hal böyle olunca;

Çocuklara ve gençlere güven duygusunu vermek ve onları desteklemek, onların başkalarıyla işbirliği yapmasını , empati duygusunu artıracaktır.

İsveçli genç çevreci Greta Thunberg, Birleşmiş milletler genel kurulunda bir konuşma yaparak; İklim değişikliği ile mücadeleye vakit geçirilmeden başlanması gerektiğini söyleyerek: Dünya liderlerini sahte reklamcılıkla suçladı.

Ülkemizden çocuk aktıvıst Atlas Sarrafoğlu’da Greta’ya destek vererek; “İyi korunmuş bir çevre paradan daha güçlü bir mirastır. Diyor.

Dileyelim böyle genç ve çocuk aktivistler çoğalsın.

Atatürk’ümüzün çevreci yaklaşımlarını unutmayalım.

“ülke mi önemlidir yoksa, at mı önemlidir ? sorusunun cevabına bakalım. Sakarya’da Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ata biner, ancak at ürküp şaha kalkınca başkomutan sırt üstü yere düşer. Herkes çok şaşırmıştır. Paşa beni kaldırın ve atı getirin der. Senin suçun yok. Kendim düştüm der ve atı sever. Sonra çevresindekilere ata kötü davranmayın emrini verir. Yani, 2.Dünya savaşı sırasında Amerikalı general Patton gibi yapmaz. Avrupa içinde yol alırken öncü birliğinin bir köprüyü at arabası tıkamış at da paniklediği için tıkanıklık açılamıyordu. Birliğinin geçemediğini görünce General Patton; bir piyade birliği bir at yüzünden yavaşlayamaz diyerek, tabancasını çekip atı vuruyor. Araba sahibinin gözü önünde atı da arabayı da aşağıya atıyor. Atatürk’e göre ülke de önemlidir. At da önemlidir.” Prof.Dr.Üstün Dökmen’in 15.Ekim.2023 Cumhuriyet Pazar ilavesindeki yazısından alınmıştır.

Çocuklarımızı eğitim dönemlerinde iyi eğitmeliyiz. Milli eğitim politikalarımız içine daha çok ve uygulamalı çevre ve doğa korumacılığı konulmalıdır. TEMA Vakfı’nın bu yoldaki çalışmaları daha çok desteklenmelidir.

Hoşça kalın.