Kültür bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının bütününe verilen addır.
Toplumbilim terimi olarak ise kültür; tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde oluşturulan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümüdür.
Kuşaklar arası etkileşimler ilk zamanlarda gündelik kulanım eşyaları ile olurken günümüzde ise yazılı araçlar ve sosyal medyanın etkisi ile daha farklı bir boyut oluşmuştur. İnsan geçmişi ile vardır. İnsanın göbek bağı nereye gömülmüşse kalbi bağlılığı hep oraya olur. 75 yaşında anacığımın bir sözü vardır. “Karapınar’dan Konya’ya gidişimsuyun yokuşa çıkması kadar zor ve meşakkatlidir.Ama,Konya’dan Karapınar’ gelişim suyun yokuşlardan inmesi kadar seyri güzel ve ruhumu dinlendirir” der. Memleket bizim her şeyimiz. Tozumuz, toprağımız…
Günümüzde hemen bütün insanların farklı sosyal medya araçları kullanılmaktadır. İnsanlar aslında iletişimde kendilerine kolay gelen sosyal medya araçlarını kullanmaktadırlar. Bu bir noktada ihtiyaç halini almıştır. Konuya kültürel değerlerden girmişken yazımı kıymetli hocamız Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aşkar hocam ile sürdürmek istiyorum.
İçimizde birisidir aslında hocamız. Benim annemi “Gökmenabam” diye sever, kendi annesinden hiç ayırt etmez ve hatırnaz bir insandır. Annemin çocukluğu ile hocamızın çocukluğu aynı mahallede geçtiği için anneme takılmışbu lakap. Son zamanlarda hocamızın ilçemizin yaşayan değerlerini tanıtması, olayları aktarması, bizi geçmişimiz ile bağlıyor. Bunun hayatta olan kişiler için bir vefa, ahirete intikal edenler için bir dua olduğunun kanısındayım. Hatta bu hikâyemsive anı özelliği taşıyan olayların bir kitapta toplanmasının kültürel dünyamıza katkı sağlayacağını düşünmekteyim. Akademik bir camida çalıştığım için bunun zorluğunu biliyor ve bir öğretim üyesinin akademik çalışmalarının yanında kültürel çalışmalara zaman ayırmasını gerçekten takdire şayan bir olay olduğunu ifade etmek istiyorum. Hocamızı canı gönülden tebrik ediyorum.
Bunun yanında Öncelikle Ankara’daki gören gözümüz, işiten kulağımız bürokrat Ceyhan Yalçın ağabeyimizin“Ben Karapınar’lıyım… İnsanların doğdukları ve doydukları yerlere minnet duymaları ve memleketlerine olan gönül borçlarını bir şekilde ödemeleri gerektiğine inanırım. Gelecek, geçmiş üzerine kurulur. Geçmişle gelecek arasında köprü kurmak bizlerin asli görevi olmalıdır. Bu çalışma böyle bir düşüncenin ürünüdür.”diyerek güzel bir eser oluşturduğunu hepimiz biliyoruz.Çünkü, gönül borcumuz vardır bizim doğduğumuz topraklara. Kuşaklar arası iletişimle dünü, bugünle bağlamak ve yarına ulaştırmak gerekir. Bu zincirleme halkası deyimler, söylemler, atasözleri, sülale isimleri, lakaplar ile zenginleşmiş. İnsanın içinde olduğu halde özlediği yerdir memleket. Değişen dünyada sığınabileceğimiz bir limandır memleket.
Yaşlı insanların deyimi ile“Dönüp dolaşıp varacağımız yerdir”. Çünkü bir avuç toprak vardır üzerimize atılmak için bizi bekleyen bir yerdir memleket.
Bütün bunlarla beraber “Mekeboyu Karapınar”adıyla sosyal medya hesabından ilçemizin güzelliklerini “bir nefes Karapınar”başlığı altında memleketimizi uzaktan geziyoruz. Bir bakıyoruz kireçli bir ayşenede dinleniyoruz. Bir bakıyoruz ilçenin dar sokaklarında kayboluyoruz. Aslında bir gidiyoruz bir daha gelmiyoruz. Kültürümüze ve geleceğimize katkı sağlayan herkese en kalbi duygularımla teşekkürü bir borç biliyorum. Hepiniz iyi ki varsınız ve iyi ki hepimiz aynı coğrafyanın ve kültürün insanlarıyız. Böylelikle bu zincirin bir halkası olan kültürümüzü ve değerlerimizi yaşatacak olan sevgili geçlerimizi en kalbi duygularımla selamlıyor, 19 Mayıs Atatürk Anma Gençlik ve Spor Bayramlarını tebrik ediyorum.
Sevginin, kardeşliğin, barışın bizi kuşattığı nice güzel günlere…