Bir seçim daha geçirdik. Her ne kadar tam olarak bitirmemiş olsak da artık üç aşağı beş yukarı sonuç belli gözüküyor. Bu arada son diyeceğimi baştan söyleyeyim: Bu sonuç Sinan Oğan’ın nereyi destekleyeceği konusuyla çözülecek falan değil.

Sinan Oğan yüzde 5,2 oy aldı ancak bu aldığı oy örgütsel bir tepki değil, bilakis sadece Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’a oy vermek istemeyenlerin bir tepki birleşmesi idi. Yani bundan 2 ay önce oy verenlerin çoğu Sinan Oğan ismini hiç duymamıştı bile. Hatta Muharrem İnce adaylıktan çekilmemiş olsaydı temayülün Muharrem İnce’ye doğru olacağı da kuvvetle muhtemeldi.

Sinan Oğan şimdi çıkıp “ben falanca adayı destekliyorum” dediğinde bu 5,2 oy sahipleri arkasından falan gidecek değil. Dolayısıyla konjonktür gereği alınan bir 5,2 oy, Sinan Oğan’ı kahraman yapmayacağı gibi, aynı zamanda Sinan Oğan’ın geleceği ile ilgili de bir fikir yaratmaz.

Her neyse 28 Mayıs’ta Türkiye’de ilk kez 2.tur seçimler yapılacak. Bunu da ilk olarak yaşamış olacağız. Sonucunu da hep beraber göreceğiz. Ama TBMM üyeleri belirlendi ve Cumhur İttifakı 322 vekil çıkarttı. Bunun 267’si AK Parti milletvekili oldu. Buna karşı CHP 169 ve Millet İttifakı da 213 milletvekili çıkarabildi. Bu CHP açısından da Millet İttifakı açısından da tek kelimeyle bir hezimettir.

Yani düşünebiliyor musunuz, Türkiye ekonomik manada tüm olumsuzlukları yaşıyor. Vatandaş geçim sıkıntısı çekiyor. İnsanlar adalete güvenemiyor. Eğitim ülkenin en baş sorunlarından birisi durumunda. Bunun dışında, pandemi sürecini, deprem faciasını, düşündüğümüz takdirde gerek ekonomik, gerek sosyal, gerekse 21 yıllık iktidarda vatandaşlar olarak bu kadar yıpranmışlığın içerisinde hala Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan diyebiliyorsa bunu artık alternatif olamayan CHP ve diğer muhalefet partileri düşünmelidir.

Seçimlerden önce genelde gördüğümüz siyasi tablo, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağı ancak Ak Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın TBMM’deki sandalye sayısının Millet İttifakı’nın altında kalacağı şeklindeydi. Ama gelinen aşamada sonuç TBMM’de Cumhur İttifakı’nın sandalye sayısı Millet İttifakı’nın sandalye sayısından oldukça fazla. Cumhur İttifakı 100’ün üzerinde fark atmış durumda.

Her ne kadar bazı aklı evveller Ak Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na oy veren vatandaşlara cahillikle suçlayıp ve hatta daha ağır hakaretlerle saldırsalar da bunun sadece kendi cahilliklerinin göstergesi olduğunu düşünmüyorlar bile.

Hâlbuki öncelikle CHP şapkasını önüne koyup nerede hata yaptığını düşünmelidir. Bu seçimde vatandaş o kadar akıllıca ayar vermiştir ki her siyasete bunu “takım tutar gibi parti tutan” partizanlar yıllarca düşünseler yapamazlar.

Ak Parti’ye; “karşınızda güvenebileceğimiz bir iktidar adayı yok. Ayrıca parti içinde hatalar büyüyor bu nedenle hatalardan uzaklaşıp, daha dikkatli işler yapmalısınız” derken Ak Parti’nin kulağını çekiyor ve de oyunu düşürüyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da “bu sefer de destekliyoruz ama karşınızdaki adaylar yeterli değil ve güvenemiyoruz. Ama bu desteğimiz de kayıtsız şartsız değil” diyor ve birinci turda seçmiyordu.

Aslında bu uyarılar “iyi bir lider bulursak, çözüm üreten bir parti bulursak, güvenebileceğimiz bir politikacı bulursak, ayakları yere basan ve Türk Milleti’ne uygun bir politika görürsek seçimimizi değiştirebiliriz” anlamına geliyor.

CHP’nin ilk ve tek yapması gereken konu şu “sosyal demokrasi” denilen ucube sistemden kendini kurtarmalıdır. CHP özüne Atatürkçü çizgisine dönmelidir. Şimdi tam da buna ihtiyaç vardır. İyi Parti, Deva, Gelecek, DP gibi partilere ihtiyacı yoktur. İçindeki sosyal demokrat unsurlar sosyal demokrasiyi yaşayabilecekleri HDP ya da şimdiki adı ne ise o partiye gönderilmelidir. Atatürkçü çizgide, Atatürk’ün çizdiği politika ilkelerini takip ederek, Atatürk’ün 6 ilkesini hayata geçirerek siyasete asıl olması gereken dengeyi getirmelidir.

Kürt milliyetçilerinin CHP’nin içerisinde ne işi vardır? Dini siyasetin içerisine sokanların ne işi vardır CHP’de? ABD mandasını, İngiliz Mandasını günümüzde hala savunanların CHP’nin içinde ne işi vardır? Türklükten bahsetmekten utanan, Atatürk resimlerinden rahatsız olan, ezandan, camiden hatta halktan rahatsız olan insanların ne işi vardır?

Sosyal demokrasinin bozduğu Türk solu artık CHP’de kendini bulmalı ve halkın çözüm kaynağı olabilmelidir. En önemlisi “Antiemperyalist” olmalıdır. Aksi halde daha çok seçimler görür ve her seçimde halktan “şaplağı yemek” konusunda tecrübelerini devam ettirir.

Dostlukla kalın.