Dün on binlerce canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat depreminin yıldönümüydü. Bunun hiç siyaset tarafı falan yoktur. 11 tane ilimiz; Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya, Elazığ illerimiz yerle yeksan olmuştur.

Muhakkak ki daha önce de ülkemizde büyük depremler yaşanmıştır. En son Marmara Depremi bu felaketlere örneklerdendir. Ancak her ne kadar bu tür felaketler yaşanmış olsa da 6 Şubatta yaşadığımız gibi bir felaketi bu ülke hiç yaşamamıştır. Hatta belki de Dünyada bile ender yaşanacak felaketlerden birisini ülkemiz yaşamıştır. Öncelikle bu felaketin büyüklüğüne herkes kendisini ikna etmelidir. Ve tüm eleştirileri, tüm yanlışları, tüm eksiklikleri de bu minvalde değerlendirmelidir.
Merkezi Yönetimin yanlışları yok mudur? Kesinlikle vardır. Ama bugüne kadar ülkeyi yönetmeye talip olmuş 67 Hükümetin de yanlışlarıdır bu yanlışlar.

Yerel yönetimin yanlışları yok mudur? Evet, vardır ama bundan önceki yerel yönetimlerin de yanlışlarıdır bu yanlışlar.

Yani bizim ülkemizde yapılan en güzel şey hataları birbirimizin üzerine atmaktır. Halbuki birbirimizden hiçbir farkımız yoktur. Bir musibet başımıza gelene kadar hiçbir önlem almayız. Sanki o musibet hiç olmayacakmış gibi davranırız. Ve o musibet gelince de ortada muhakkak bir suçlu ararız.

Şunu biliyoruz ki, Türkiye’de bu depremler yaşanacaktır. Belki daha beteri daha yüksek ölçeklisi yaşanacaktır. Ve bunlardan birisinin de İstanbul’da olacağı söylenegelmektedir. Net olan konu deprem olacağıdır. Bununla ilgili olarak alınması gereken önlemlerin alınması şarttır. İstanbul’a her gelen yerel yönetim bunu bilmiş ama bununla ilgili ne yapmıştır bunu değerlendirmek gerekir. 1999 depremi Marmara’da yaşanmıştır. Ve çok acı sonuçları olmuştur. 2000’den bu yana İstanbul’u yöneten yerel yönetimler ve de Merkezi Hükümet önlemler için bu kadar sürede ne yapmıştır. Falanca yönetim yapmamıştır da sanki filanca yönetim gelince bu yönde bir çalışma mı geliştirmiştir? Maalesef yaptığımız, suçlu arayarak, başkalarını suçlayarak hamaset yapmanın ötesine geçememiştir.


6 Şubat depreminde birçok kişi gözaltına alınmış, tutuklanmış hatta ceza almıştır. Ama Üniversitede Hocalık yapan İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Tolga Çöğürcü’nün geçtiğimiz gün yaptığımız sohbette belirttiği üzere bu 11 ili kapsayan deprem çok olağanüstü şartları barındıran ve de yapı yönetmeliğiyle alakalı bir deprem değildir. Yani anladığım kadarıyla şöyle açıklayayım. Bir yerleşim yerinin altyapısına göre burada yapılacak binalar örneğin 8 şiddetine dayanıklı bir biçimde yapılması gerekiyor. Bunun için de kullanılması gereken malzemelerin ne ve nasıl olacağı belli. Deprem bölgesindeki 11 ilde bunu nizama, yönetmeliğe göre yapmış olan inşaat mühendisleri bulunmakta. Ama depremin şiddeti çok büyük olduğu için bu yönetmeliğin belirttiğinden çok daha büyük sonuçlar ortaya çıkıyor. Buna göre de işini iyi yapan inşaat mühendislerinin, “bina yıkıldı diye suçlu gösterilmesi” konusu da işte suçlu aramanın bir başka boyutu oluyor.

6 Şubatta meydana gelen depremde hayatını kaybeden on binlerce vatandaşımıza Allah’tan rahmet; Ailelerine, tüm depremzede vatandaşlarımıza da sağlık ve mutluluk diliyorum. Allah ülkemize de tüm insanlara da böyle bir acı ve elem yaşatmasın diye dualar ediyorum.

Akıllı TeknoLojiler Merkezi
Konya Ticaret Odası Karatay Üniversitesi’ne bağlı Akıllı Teknolojiler Merkezi (AKİTEK), dün bir konferans düzenledi ve bizleri de davet edince tabii ki davete icabet etmek gerekir, gittik. Aslında gitmeden önce konuya baktığımda çok da anlamamıştım. Ama oraya gidince ve buradaki çalışmaları ve değerlendirmeleri görünce gerçekten çok şaşırdım ve çok hoşuma gitti.


Konferansın adı “Akıllı Tarım Makinaları Ağ Oluşturma ve Sektörel İş Birliği Konferansı” idi. Şimdi birçoğunuz buraya kadar okuyacak ve eminim “o da neymiş ya” deyip geçecek. Ama konu gerçekten önemli.

AKİTEK çok önemli çalışmalar yapan ve yapılmasına da aracı olan bir kuruluş. Salona girdiğinizde önce stantlar var. O stantlarda teknolojik çalışmalar yapanların ortaya sunduğu ürünleri görebiliyorsunuz. Mesela “hassas ekim makinalarında tohum tıkanıklığını tespit eden bir sistem” geliştirmişler. Daha tohumu ekerken tohumun ekiminde bir sorun olduğunu ve bunu düzeltmeyi sağlayan bir sistem bu. Mesela bahçe ilaçlamada boş alanların ilaçlanmasını engelleyen akıllı bahçe ilaçlama sistemi çalışılmış.

Bunlar gibi Kablosuz hidrolik ve ilaçlama kontrol kumandası tasarımı ve prototipini burada görmek mümkün. Kuluçka makineleri için “kümes hayvanları yumurta döllülük kontrol sistemi” gibi çalışmalar AKİTEK aracılığıyla yapılabilmekte.

Bunların yanı sıra iki gün sürecek programda Dünyada ve ülkemizde hassas tarım, Akıllı tarım uygulamalarının durumu ve geleceği, Smart market-Proje Pazarı gibi konular dün görüşüldü.

Tarımla ilgili yapılan bu çalışmaların her biri gerçekten ülkemiz adına çok önemli. AKİTEK bundan sonraki süreçte adını çok daha fazla duyuracaktır. Çünkü ülkemiz artık bilim de üretmektedir. Bu yapılan çalışmalar aslında çok güzel örneklerdir.

Tabii ki burada KTO Karatay Üniversitesini ve ayrıca AKİTEK için emeği geçenleri canı gönülden kutluyorum. İlgisini çekmeyen okurlarım için de muhakkak AKİTEK konusunda bilgilenmeleri gerekliliğini salık veriyorum.