“13 yaşında İmam Hatip ortaokulunda talebe iken kendisi ile ilk tanıştığımızda beni o kadar taltif etmiş ve ilgilenmişti ki benimle "Büyüyünce Mustafa Amca gibi olacağım" diye rol model almıştım onu kendime.
Nezaketi ve konuşmalarındaki letafeti karşısında kendimi kıymetli hissederdim. Çoğu zaman da karşısında söyleyeceklerimi unuturdum heyecandan. İmam Hatip okullarının açılışını, hocası Hacıveyiszade Mustafa Sabri Kurucu Efendiyi, ihtilal zamanında din eğitiminin geçirdiği meşakkatli süreci her görüşümde biraz biraz sorardım. İlahiyat öğrenciliğim, İmam hatipliğim ve akademisyenliğimde danıştım hep kendisine. Ocak ayında ameliyatından 1 gün önce hastanede hasta yatağında bile hocası Muhammed Tayyip Okiç'i ve Kur'an'ın anlaşılması ile muhafazasının önemini anlatmış ve dua istemişti.Bugün Rahmet-i Rahman'a kavuştu. Ömrünü İslam'a ve ilme adadı. Hüsn-ü şehadette bulunuyoruz. Efendimize komşu olsun inşallah. Babamın dünürü, amcam, hocam... Camiamızın başı sağolsun.”
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı hakkında böyle anlatmıştı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Başkonak. Konya'da 1939 yılında dünyaya gelen Mustafa Uzunpostalcı, 1951'de Konya İmam Hatip Okuluna başlayıncaya kadar bazı hocalardan Kur'an-ı Kerim dersleri aldı.
Uzunpostalcı, 1958'de Konya İmam Hatip Okulundan mezun olduktan sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünde öğrenim gördü. Hukuk ve İslam Hukuku 1-2 kitaplarının yanı sıra Ebu Hanife'nin hayatını anlatan bir kitap kaleme alan Uzunpostalcı, yüksek İslam enstitülerinin ilahiyat fakültelerine dönüşmesinin ardından akademik çalışmalarını tamamlayarak doktor, doçent ve profesör unvanlarını aldı. Uzunpostalcı, 1993-1996 yılları arasında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı olarak görev yaptı, 2006'da emekliye ayrıldı. Mustafa Uzunpostalcı, fikri ve ilmi çalışmalarının yanı sıra konferans, seminer, panel ve eğitim programlarına katılıyordu. Hayatı hakkında araştırma yaptığımda hocalarımızın hocalığını yaptığını öğrenmiş oldum. Bir Neslin Öncüleri (İlk İmam-Hatip Kuşağından Portreler) adlı kitapta hakkında yazılar yazıldı. Kendisiyle yapılan son video çekiminde tam bir teslimiyet içinde” Rabbim emanetini hayırla alsın” diyerek son sözlerini tamamlamış olmalıydı.
Yine aynı gün İslam tarihçisi Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı yaşamını yitirdi. Mustafa Sabri Küçükaşçı 1964 yılında Konya'da dünyaya gelen Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, 1990 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. Küçükaşçı, 1990'da doktorluk unvanını aldıktan sonra 2002'de de Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Orta Çağ Tarihi Anabilim Dalı'na yardımcı doçent olarak atandı. 2007'de Orta Çağ doçenti olan Küçükaşçı, 2010-2013 yıllarında MÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini üstlendi ve 2013'te profesör oldu. 2015-2019 arasında Topkapı Sarayı Müze Başkanlığı görevini de yürüten Küçükaşçı, uluslararası "Hazineler ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Lale Geleneği" başlıklı Japonya'da düzenlenen sergiye başkanlık etti. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisine müellif-redaktörlük yaptı. O da emanetini aynı gün teslim etti.
Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir. Zira âlimler vahyi kendilerine kılavuz edinen Peygamberlerin varisleridir. Toplumları hak ve hakikate yönlendiren rehberlerdir. Geleceğimizi aydınlatan yeryüzü kandilleridir. Gözlerinden ışık, feyz ve yürüyüşlerinden edep aldığımız kişilerdir. Her alimin ölümü bir yıldızın sönüp gitmesi gibidir. Onlardan bize kalan iyi hal, Allahın rızasında bir hayat sürmek, Asr süresinin aydınlığında yaşayabilmektir. Ölüm bir hakikat, alınabilecek en büyük derstir. Sözlerin bittiği yerde Mustafa Uzunpostalcıhoca ile Mustafa Sabri Küçükaşçı hoca emanetlerini 30 Temmuzda teslim ettiler. Rabbim kabullerin en güzeliyle kabul buyursun. Yakınlarına sevdiklerine başsağlığı diliyorum.