Karapınar, 6 Şubat gecesi tüm ülkemizin yüreğini yakan deprem felaketine umut pınarı oldu.

Ülkemiz 6 Şubat gecesi, asrın felaketiyle karşı karşıya kaldı. Ülkemiz ve milletimiz daha önce de birçok felaketle karşılaşmıştı. Fakat bu bambaşkaydı… Hani derler ya “Ateş düştüğü yeri yakar.”…Bu ateş sadece düştüğü yeri yakmadı… Tüm ülkemizi, tüm milletimizi yaktı… Bu ateş, canımızı yaktı… Bu ateş hepimizin yüreğini yaktı. Bu felaket çok can aldı… Bebekler, çocuklar, gençler, anneler, babalar, dedeler, nineler… Bu felaket, anne babaları yavrularından ayırdı… Bu felaket, çocukları anne babasız bıraktı… Çocuklar yetim ve öksüz kaldı… Oturdukları binalar, insanlarımıza mezar oldu…

Bu felaket milletimizi sabaha karşı yakaladı… En kötüsü de tam derin uykusunda yakaladı… Bu felakete maruz kalanlar neye uğradıklarını şaşırdılar… Oturdukları binaları sağlam yapılı olanlar, şok yaşasalar da kendilerini dışarıya atmayı başardılar… Fakat evleri sağlam olmayanların binaları başlarına çöktü…

Ülke ve millet olarak seferber olduk… Devlet ve millet, kenetlenerek asrın felaketiyle eşi benzeri olmayan bir mücadele sergiledik… Felaketin etkisinde olmayan iller, hemen zor durumda olan kardeşlerinin yardımına koştu. Ülkenin dört bir yanı seferber oldu. Felaketin gece yaşanması ve ana yolların da hasarlı olması nedeniyle yardımların gecikmesine neden oldu. Yollar açıldıktan sonra bölgeye hızla yardım yağdı. Kurtarılmayı bekleyenler çoktu. Felaketin etkisinin on ilde görülmesi, yardımların tez zamanda ulaştırılmasını zorlaştıran en büyük etkendi…

Devletin kurumları, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin el ele vermesiyle büyük bir mücadele verildi. Zorda olan kardeşlerine nefes olmaya çalışıldı. Kurum ve kuruluşlarla birlikte bu vatanda yaşayıp da içinde insan sevgisi, vatan sevgisi olnlar el ele vererek kardeşlerinin yaralarını sarmaya acılarını paylaşmaya koştu. Bu süreçte hiçbir şey yapmayıp yerinde oturup da, ülkemizin acısını fırsat bilip, içlerindeki kötülükleri eyleme dökenler de oldu. Devletine sövenler, felaketten zarar gören mağazaları yağmalayanlar, yardımları çalanlar, yapılanları küçümseyip alay denler de az değildi.

Herkes kendine yakışanı yapar… Bu felaket karşısında Karapınar halkı hiç düşünmeden hemen zorda olan kardeşlerinin yanına koştu. Felaket bölgesine güzel ülkemizin her köşesinden yardım yağıyordu. Bu yardımların birçoğu tam amacına ulaşmazken, Karapınar bu konuda takdire şayan bir organizasyonla yardımların gerekli yerlere ulaşmasını sağlıyordu. Bir grup enkazda kalanların çıkarılmasında yardımcı oluyor. Bir taraftan felaket bölgesine ulaşan birçok Karapınarlı kardeşimiz, orada ihtiyaçları tesbit ederek onları bildiriyor; bir taraftan ilçedeki halk da bu ihtiyaç maddelerini temin ederek bölgeye tez elden ulaşmasını sağlıyordu. Felaket bölgesindeki kardeşlerimiz de bu yardımları zor durumdaki kardeşleri için gerekli yerlere ulaşmasına sağlayıp, bunların amacına ulaşmasını sağlıyordu. Karapınar, zorda olan kardeşlerinin acısını paylaşmak, yaralarını sarmak için yüreğini koyup, umut oldu.

Acıların paylaşılmasında, yaraların sarılmasında birçok hikayeler var…İçinde insan sevgisi, vatan sevgisi olan Karapınar halkımız da ayrı bir hikaye yazdı. Feryat eden buradaki kardeşleri için adeta akan bir umut pınarı oldu.  Halkımız yüreklerindeki vatan sevgisini, yardımseverliklerini ve tüm bunları yaparken planlı bir şekilde zorda olan kardeşlerine akıtarak, UMUT PINARI oldu.