Kıymetli Okurlar; Hayat zorlu mücadelelerden ve imtihanlardan geçerken bir yokuşa çıkmak mı dersiniz yoksa zamana engel olamayıp geçen zaman değildir geçen ömürdür diyerek yokuşlardan inmek mi dersiniz? Neresinden baktığımıza bağlı aslında. Geçen süre herkes için elbette aynı.

Ama kimin için neyin nasıl geçtiği elbette onun etkisini gösteriyor.

Bir senenin kıymetini sınıfta kalan bilir, bir ayın kıymetini erken doğuran anne bilir, bir haftanın kıymetini dergi çıkaran bilir, bir saatin kıymetini sevgilisini uğurlamak üzere peronda oturan bilir, bir dakikanın kıymetini uçağını kaçıran, bir saniyenin kıymetini ölümden son anda kurtulan, bir salisenin kıymetini gümüş madalya alan bilir, İnsanın satın alamayacağı tek şey zamandır. Onu da bozuk para harcar gibi harcar.

Rüzgârın önünde yaprak olmak mı gerekir yoksa yaprağa yön verecek olan rüzgâr mı olmak önemlidir. Allah bize bunu cevabını “Kaderinizi gayretinize bağlı kıldık” demiştir.

İnsanın hayatı tam yolunda giderken, hayatında birden olumsuz anlamda değişkenlik olabilir. İnsan bunu hak etmediğini düşünür. Çünkü imtihanlardan geçtiğini idrak edemez. Bize düşen tabiri caizse deveyi sıkı bağlayarak, sonucunu Allah’a bırakmaktır.

Felsefe doğru bilginin ne olduğu hep tartışılmıştır. Bunu Emperyalistler deneye, Entiüyonistler sezgiye, Rasyonelciler akla, Pragmatikler faydaya vs. bağlamışlardır. Hayat aslında bizim neyi aradığımıza bağlıdır. Doğru bilginin farklılık gösterdiği gibi hayatı anlamanın ve hayatı yorumlamanın kişiler arasında değişkenlik göstereceği kaçınılmazdır. Hayat bazen anlamak, hissetmektir, bencillikten uzak bir yerde kendin olmaktır, özünde olanı ortaya çıkarmaktır. Yaşam bir zorunluluktur gördüğünden, anladığından çok daha ötedir. 

Değerli Okurlar;

Hayat insanların içine karışıp herkes gibi olmaktır bazen. Hayata anlam katan bizleriz, yarınımızı farklı kılmak için yaptığımız ne varsa hayatın anlamı da o'dur. Başkalarının sunduğu hayatı yaşamak yerine kendi hayatımızı yaşayabilmek. Peki, kaçımız bunu başarabiliyoruz? Elbette özgürlüğümüz başkalarının özgürlük alanını rahatsız ettiğinde özgür olan kavramından dışarı çıkmaktadır. Hayatımız yaşarken bağlı olduğumuz kültürün tabuları da önemli tabi. Günümüze baktığımızda doyumsuzluğun hat safhada olduğunu söylerken zorlanmamaktayım.Haz ve hızın bizi kuşattığı zamandan geçmekteyiz.

Ben görmedim çocuğum görsün anlayışı herkesi kuşatmış halde. Tüketim toplumu olduğumuzu çok rahat söyleyebilirim. Bu cebimize zarar verdiği halde ruhumuza da zarar vermektedir.  İtidalli yaşamak kadar güzel bir şey yoktur.

Hayatın inişlerini, çıkışlarını, faydasını zararını, iyiliğini, kötülüğünü bir yere bırakıp “Yarın bundan sonraki hayatımızın ilk günü” diyerek herkese umut dolu yarınlar diliyorum.