Yukarıdaki başlık 1.Şubat.2023 tarihli gazetelerde yer aldı. Ben çok şaşırmadım.

Zira; 1970 li yıllardan itibaren önce Konya İl Sağlık Müdürlüğü Çevre Sağlığı Şubesinde, 1993 ten itibaren de Konya ve Karaman İl Çevre Müdürlüklerindeki görevlerim nedeniyle ; Konya Kapalı Havzası'nı bu arada Tuz Gölü'nü takip ettim ve hala Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği'nin bileşeni olduğu,İç Anadolu Çevre Platformu ve Türkiye Çevre Platformu ile birlikte Tuz Gölü'nün sorunlarını ve çözüm yollarını medya aracılığıyla paylaşıyoruz.
Haberde, ülkemizdeki kuraklığın en ağır hissedildiği yerlerden birinin Tuz Gölü olduğu belirtilerek, gölün % 90 ının kuruduğu ,durumun gelecek yıl daha da kötüleşeceği vurgulanıyor. Aksaray Üniversitesinden Prof.Dr.Hatim Elhatip tarafından göl ile ilgili 1968 , 1996, 2012, 2020 yıllarına ait 4 adet resim verilerek, gölün 30-40 yıl önce doluluk alanı 92.652 hekter iken, bu alan 2-3 ay önce 32.500 hektar alana gerilediği, son dönemde ise 9.000 hektar sulu alan kaldığı belirtiliyor. Prof.Elhatip "Şu anda orta derecede kuraklık dönemi yaşıyoruz.2024-2029 döneminde şiddetli kuraklık göreceğiz" diyor.
Bu bir bilim insanının çığlığıdır. Bu çığlığı başta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere, devletimizin diğer ilgili kurumlarının kulak vermesi ve ülkemizin en önemli doğal kaynaklarından biri olan Tuz Gölü nün sorunlarının giderilmesi için harekete geçmeleri şarttır.
Tuz Gölü'nün Özellikleri:
Özel Çevre Koruma Bölgesidir.
Birinci Derece Doğal Sit Alanıdır.
Ramsar Sözleşmesine göre A Sınıfı Sulak Alandır.
Genetik Rezerv Alanıdır. (Tuza Dayanıklı Türler Açısından)
Önemli Kuş Alanıdır.Filamingo'nun ana üreme,Sakarca Kazı'nın 2.büyük üreme alanıdır.
Göl tabanında ortalama 12000 km2'lik bir alanda ve 8 cm kalınlığında tuz çökeldiği kabul edildiğinde, gölde kabaca 210 milyon ton tuz varlığından bahsedilebilir. Dünyanın yıllık tuz üretimi yaklaşık 180 milyon ton olduğu düşünülürse gölün potansiyeli ortaya çıkar.
Tuz Gölü'nün başlıca sorunları :
Tuz Gölü'nün en önemli sorunu 2011 yılından itibaren tuz üretiminin özel sektöre devredilmesidir. Kayacık, Kaldırım ve Yavşan tuzlalarında tekel tarafından üretimi özelleştirilmiş ve ilave olarak göl içinde 8-10 yeni üretim izinleri verilmiştir. Yeni ruhsat sahipleri 6 m. genişliğinde 3 metre yüksekliğinde havuz oluşturup gölün diğer bölgelerinden bu havuza su çekmeleri bütün dengeleri alt üst etmektedir. Bu havuzların oluşumu için göle taşınan hafriyat 2.340.000 m3 tür. Bu hafriyat göldeki gözenekleri kapatarak suyun aşağı yukarı hareketini ve dolayısıyla tuz üretimini düşürecektir. Ayrıca göl yüzeyinin 1 Milyon m2 ye yakın bölümü hafriyatla kaplanmış olacaktır.
Göldeki yağış, buharlaşma dengesinin bozulması,
Göle boşalan dere ve kanalların tuz kalitesini etkileyecek düzeyde kirlilik taşımasıdır.
Bazı yerleşim birimlerinin evsel ve endüstriyel atık sularının göle arıtılmadan verilmesi,
Göldeki tuz konsantrasyonun azalması,
Flora ve fauna türlerinin azalması,
Tahliye kanalından, sulama amacıyla su alınması,
Tarım alanlarından kaynaklanan kirlilik,
Bölgedeki rüzgar erozyonu
Yeraltı su seviyesinin düşmesi :
Tuz Gölü Alt Havzası drenaj alanı içerisinde 28.245 adet su kuyusu bulunmaktadır. Bu kuyuların toplam 11.611 adedi D.S.İ. den ruhsatlı olup; geriye kalan 16.634 adedi ise kaçaktır.
Son söz olarak; Tuz Gölü'nde şimdi uygulanan üretim biçimi Tuz Gölünü Yok Eder; Bu üretim biçimine derhal son verilmeli, göle taşınan hafriyat temizlenmeli, Göle su taşıyan bütün dere çay ve kanallarda evsel ve endüstriyel atıklar zararsız seviyeye indirilmeli, Tuz Gölü Havzasında kaçak kuyuların kapatılmalı, Tarım alanlarından kaynaklanan kirlilik önlenmeli, Özel Çevre Koruma Kurumu tuz üretimi konusunda titizlenmeli ve tekrar bu tür hatalar yapmamalıdır. Tuz Gölü, Konya Kapalı Havzasında yer aldığından kapalı havzanın sorunları konusunda kader birliği olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Hoşça kalın.