Sayın çok kıymetli okuyucularım. Ramazan Ayında olsun, Ramazan Bayramı boyunca olsun insanlar birbirlerine saygılı ve kibar davrandıklarını, birbirinin hal hatırlarını sorduklarını, birbirlerine selam verdiklerini gördükçe ALLAH'ım bu mübarek aylar, bu mübarek günler ne kadar güzel diyordum. Çünkü insanlar arasında sevgi, muhabbet, kaynaşma, dayanışma ve yardımlaşma çok güzel boyutlara ulaşmıştı. Yani Pozitif enerji zirve yaptı diyebilirim.
Yoksula, yetime, kimsesize, öksüze, çaresize, güçsüze, garibe, ilçemize gelen mültecilere karşı insanlarımızın sorumluluk hissetmeleri, yardımcı olmaları, fitre ve zekâtlarını vermeleri ne kadar güzeldi. Herkes mutlu ve mesut görünüyordu.
Nice günlerden, nice sahurlardan, nice iftarlardan sonra bizleri bu bayrama ulaştıran Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun.
Ramazan ayında camilerimiz vatandaşlarımızla doldu taştı. Eller semaya kalktı ve dualar edildi, Mevlid-i Şerifler okutuldu. İftar sofralarına davetler yapıldı. Hep birlikte Oruçlar açıldı. Yemekler yendi. Kur'an-ı Kerimler okundu, hatimler yapıldı. Ölümüze, dirimize dualar hat safhaya ulaştı. Birliğimize ve dirliğimize dualar zirve yaptı. Camilerimizde vaazı nasihatler yapıldı.
Oruç ayı bitti. Ramazan Bayram Arifesinden itibaren insanlarımız mezarlıklarda yakınlarını ve sevdiklerini ziyaret ederek dualar okudular. Şehit mezarları özellikle insanlarımız tarafından ziyaret edilerek dualar edildiği gözlerden kaçmadı. Bayram namazı kılındıktan sonra, Bayramda yakınlarımız, eş ve dostlarımız ziyaret edildi. Çocuklar sevindirildi. Misafirlere şeker, lokum ikram edildi. Birbirini göremeyen, gurbetteki insanlarımız memleketlerini ziyaret etmiş ve yakınlarını, eş ve dostlarını görmüş oldular.
Batman İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mustafa Aşkar, Bayramın Birinci günü Bayram Namazından önce Sultan Selim Camiinde ve öğle namazından önce Hacı Ömerli Camiinde vatandaşlarımıza çok güzel vaazı nasihatlerde bulundu. Bende bu vaazı nasihatleri dinledim. Gerçekten verdiği vaazı nasihatler insanlarımız için çok gerekliydi ve herkesin bu vaazı nasihatlerden memnun ve mutlu olduklarını kulaklarımla duydum. Prof.Dr. Mustafa Aşkar hemşerimizi kutluyor ve takdir ediyorum. İlçemiz böylesine güzel bir insan yetiştirdiği içinde ayrıca gurur duyuyorum.
Batman Üniversitesi, İslamı İlimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Mustafa Aşkar'ın anlattığı bir yaşanmış olayı sizlere aynen aktarıyorum. Saygılarımla
Kanuni Zigetvar seferine çıkarken emr-i hak vaki olursa na?? ile birlikte gömülmek üzere Sokollu Mehmet Paşa'ya bir bohça verir. Kanuni'nin vefatı üzerine Sokollu bu bohçay? Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye verir ve padişahın vasiyetini kendisine anlatır. Ebussuud Efendi de "dinimizde eşyası ile defnedilmesi yoktur.  Padişah vasiyeti olsa bile hakikat budur" der ve bohçayı kefenle beraber gömdürmez. Bohçayı açarlar ve bakarlar ki, Kanuninin saltanata geldiğinden vefatına kadar devlet idaresinde şeyhülislam Ebussud Efendi'den aldığı fetvalar. Bu fetvalar teker teker gözden geçirdikten sonra, çoğunda kendi imzasının olduğunu gören Ebussuud Efendi hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar. "Süleyman... Süleyman sen kendini kurtardın ama bizi kim kurtaracak" diye feryat etmiştir.
Yunan Kralı Nubirevan avanesi ile birlikte ava gider. Av esnasında kral av peşinde uzaklaşır gider.  Sıcaktan bunalır ve susar. Hemen o arada bulunan bir Nar bahçesine girer ve orada ufak bir çocuk görür. Belli ki çocuk bahçenin sahibinin oğludur. "-Yavrum oracıktan bir Nar verir misin" der. Nubirevan Narı alır ve susuzluğunu giderir. Bu arada kalbinden bu bahçeyi satın almayı geçirir. Çocuktan ikinci bir Nar daha ister ve bu Nar çürük çıkar. Çocuğa "-Yavrum ne oldu da Nar çürük çıktı" deyince, çocuk: "Efendim, bizi idare edenlerden biri kalbini bozdu herhalde" deyiverir.