Mekân ve İnsan birbirinden ayrılmayan iki unsur gibidir. Siz mekândan uzaklaşırsanız, mekân sizden uzaklaşmaz. Diyelim ki mekân sizden uzaklaştı, Siz mekândan uzaklaşamazsınız.

Mekân kavramından kastettiğim coğrafya, yani kişinin doğum büyüdüğü yer. Daha sıcak bir ifadeyle memleket… Memleket eğer içinizdeyse gittiğiniz her yere götürürsünüz. Konuyu getireceğim yer ise memleketini gittiği her yere götüren, ilçemizin bir kültür elçisi, deyim yerindeyse Meke Beyi Mehmet Elmas’ın vefatı… Meke’nin bir dervişi vardı, bir de beyi. Meke Bey’inde vefatıyla belki de kuruyan Meke tamamen büründü yalnızlığına…

İlçemiz Ticaret odası sekreterliğini yürütürken, bilgisayar ve teknolojin uygulanabilirliği açısından da ilçemize yeni çığır açmıştı Mehmet Elmas. Anlattığım yıllar 90 yılların sonu, 2000 li yılların başı. Belki de ilçemizde sosyal medya niteliği taşıyan ilk siteyi kurmuş, uzakları yakın etmenin derdine düşmüştü. Sitenin duvar kısmına kişiler duygu ve düşüncelerinin yazar, ilçemiz dışında yaşayan kişilerin birbiri ile olan bağlantıları bu şekilde sağlanırdı. Hatta ben bunu kendisine memleketimizde facebook, instagram’ ın temellerini attığını söylediğimde gülmüştü.

Onun için memleketin her yolu, her köşesi, her yeri çok kıymetliydi. İlçemizde yapılan her türlü faaliyetin klip çalışmasını yapar, Mekeboyu Karapınar ismi ile adeta izleyenleri sokak sokak gezdirirdi. Onun için zengin, fakir fark etmezdi. Hepimiz bu memleketin parçasıydık sonuçta. Yazıları memleket imgesi ile dolu, mürekkebinden Karapınar damlardı. Belki memlektimizde yaşayan hemşehrilerimiz bunun farkına varamaz ama ilçemiz dışında yaşayan Karapınar’lıların buna ihtiyacı olduğu kanısındayım. Daha bu hafta sonu bir düğün yemeğinde çok önceden düğün yemeği sonrası gelen misafirlere yemek sonu ibrik tutumu, havlu ikramı ve leğen taşıma üzerinde kısa bir söyleşi yaptık ve gerçekten bağlarımızın nereye uzandığına hem güldük, hem düşündük. İşte bunları yaşayan, yaşatan, ileriye aktarmayı düşünen kişiydi Mehmet Elmas. Bir ihtiyar yüzü, bir Karacadağ düşü, bir Meke yalnızlığı hem imgesi olmuştu. Yanılmıyorsam Karapınar kültürü çerçevesinde bir kitap çalışması vardı. Sanırım yetkilerin katkısıyla onun tamamlanması onun vefatının ardından için yapılacak güzel bir çalışma olacaktır.

Onun memleketin tanıtılması, memleket insanının içinden seçkin insanların çıkması ona en çok mutluluk veren şeylerin başındaydı. Mesela; kesik çayı türküsünün memleketimize ait olduğunu ama sahip olunamadığı için zamanında başka yörelere ait olduğunun tescillenmesi kendisini çok üzdüğünü yazmıştı. Sahip çıkılmalıydı demişti. Belki çok hayıflanmıştı.

İçinde memleket sevgisi ile bir gün gitti Mekeboyu Karapınar yolcusu Mehmet Elmas. Memleket sevgisini, memleket kültürünün yaşanması ve bunun ileriye götürülmesinin gerekliliğini kalplere mühürledi. Son olarak geleceğimiz yerin yine kendi memleketimiz olacağını ve ölümü ile üzerimize atılacak bir kürek toprağın bizi beklediğini bize gösterdi.

Çoğu zaman kelimelerin bittiği yerde olduğunu anlar insan. En çok ölümlerde… Ve ayrılıklar büyütür gidenlerin adını. Memleket kültürünün yaşatılması, unutulmaması ve ileriye götürülmesi hususunda yine memleket insanı seni unutmayacaktır. Sevenlerin başı sağ olsun. Mekânı cennet olsun.

Daha aydınlık ve esenlik dolu yazılarda ve yarınlarda ve görüşmek üzere Karapınar… Güzel haberler yazmak umuduyla…