Yine bir hafta başına geldik ve yine o kadar çok yazacak konu var ki hangisini yazalım derken gündem denizi içerisinde sıkıntı boğulmasını yaşıyorsunuz. Malum ülkemiz tam bir gündem denizi… Her gün her an yeni bir gündem ortaya çıkıveriyor.

BİM’in müdürü çıkıyor, siyasetçilere, gazetecilere, bürokratlara, yerel yöneticilere ayar vermeye kalkıyor. Bu bir gündem tabii ki. Kemal Kılıçdaroğlu “İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyon belgesini okudu. Ayrı bir gündem. İyi Parti İlçe Kongreleri’ni yapıyor. Asgari ücretin ne olacağı konuşuluyor. Sahte diplomalar ayrı bir konu. Ve tabii ki Mevlana Anma Törenleri ve Şeb-i Arus konusu da ayrı bir konu. Şimdi yerimiz el verdiği şekilde kısa kısa konulara değinelim.

BİM Marketleri’nin genel müdürü çıkıyor bir açıklama yapıyor. Sanırım “haksızlığa uğradığını, kendilerinin diğer marketlerden farklı olmadığını sadece daha fazla şubesi olduğunu” falan söyleyeceğini düşünmüştük. Ama sanırım kameraları ve fotoğraf makinelerini görünce çok etkilenmiş olacak ki, önüne kim gelirse verdi veriştirdi. Siyasi parti liderlerine, gazetecilere, yerel yöneticilere bu arada hükümet yönetimine yani anlayacağınız aklına kim geldiyse verdi veriştirdi.

Ben daha önce birkaç kere yazmıştım. Bu zincir marketlerin yereldeki diğer marketlerden ucuz olduğunu, hatta bu marketler olmasa diğer yerel marketlerin önüne geçmenin çok zor olacağını falan söylemiştim. Ama tabii ki böyle bir genel müdür olma ihtimalini düşünmemiştim. Bu şekilde konuşan bir genel müdür ancak kendi liyakatsizliğini göstermiş olur aksi halde kurumu savunmuş falan olmaz. Normal şartlar altında, “arkası çok güçlü değilse” bu genel müdür o görevde çok uzun süre duramaz. Eğer duruyorsa ya arkası çok güçlü ya da bu yapılan açıklamalar, atışmalar, sadece bir “tiyatrodan” ibaret diye bakmak gerekir.

Diğer taraftan şu konuyu da atlamamak gerekir ki; borsaya açılmış, hisse senedi olan bir yatırım için ileri-geri konuşmak bir siyasi parti genel başkanı için doğru değildir. O hisse senedi değerleriyle oynamak demektir ki, belki bazıları kazanabilir ama devlete ve millete çok da yarar sağlamaz. Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin zincir marketlerle ilgili yaptığı açıklama sonrasında BİM hisseleri yüzde 6 civarında değer kaybetmiş, şirket milyonlarca lira zarar etmiştir.

Siyaset, hele ki iktidara yakın siyaset bu tür sorunların şikayet noktası olmaktan uzak durmalıdır. Bugün bu konuyla ilgili MHP’nin bir çözüm önerisi varsa zaten AK Parti ile beraber uygulayıcı da kendileridir.

CHP’NİN İKİNCİ YÜZYIL VİZYONU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyon belgesini okudu. Bunu her ne kadar çok iyi dinlemiş olsam da CHP’lilerle henüz konuşamadım. Burada dikkatimi çeken iki konuyu sadece dile getireceğim. Birincisi; ABD ve İngiltere ziyaretleri sırasında 70 kişilik bir kadroyla bizzat görüştüğünü ve siyaset üstü birlik kurduğunu söyledi.

Ayrıca bu 70 kişiyi ‘siyaset üstü beyin’ olarak da tanımladı. Ve de 70 kişilik bu uzman grubuyla Türkiye’yi yöneteceğini anlattı. İkinci konu da; “Bu 70 değerli isim vatanları için çalışacaklar” demesiydi. Bu 70 kişilik ekibin içerisinde malum son dönemlerde epey tartışıldı ABD’li “Jeremy Rifkin” de bulunmakta. Ve de ABD ve İngiltere’den 70 kişi… Bu iki konuyu anlayınca sizlere de buradan anlatacağım.

İYİ PARTİ’DE İLÇE KONGRELERİ

Seçimlere 5 ay kadar bir süre olmasına rağmen İyi Parti Genel Merkezi kongrelerini yapma kararı aldı. İlçe kongreleriyle de bu süreç başladı. Birkaç merkez dışındaki ilçe kongreleri yapıldı. Ve geçtiğimiz hafta Karatay İlçe Kongresi’ni ve bu hafta sonu da Meram İlçe Kongresi’ni bitirmiş oldu. Geçtiğimiz hafta Karatay İlçe Başkanlığı’na tekrar seçilen Mehmet Uğur’a ve de yine Meram İlçe Başkanlığı’na tekrar seçilen Mehmet Avcı başkanları da bu vesileyle tebrik ederim. Gelelim kongrelere…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, iktidara yürüyen bir partiye halk tarafından büyük teveccüh olur. Yani partililer haricinde halk o salonu doldurur. Öncelikle buna bakmak gerekir. İkincisi daha yeni kurulmuş ve iktidara yürüyen bir partide kurucu üyelerin büyük bir çoğunluğu ben il başkanı olacağım diye ortaya çıkmaz. Malumunuz İyi Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu vefat edince il başkanlığı görevini kongreye kadar Mazhar Peker yürütüyordu. Ve de duyduğumuz kadarıyla da tekrar il başkanlığına aday olmayacakmış. Ancak Konya’da kurucu il yönetiminde bulunanların 3-4 tanesi il başkanlığına aday olmak için çalışmalara başlamış bile. Şunu belirtmem gerekir. Partilileri coşturmak, sahada hareketlendirmek, Konya’nın her yerinde dinamik tutmak için tanınan, partide değil Konya’da karşılığı olan bir lider çıkartabilmek önemlidir. Çünkü seçimlere az süre kalmıştır. İl başkanı kendini tanıtma şansına sahip olmadan vekil adaylarını ve partisinin adaylarını tanıtma durumunda olacaktır. Kendisi tanınmayan bir yerde tanıtacağı adayın peşinden gitmek kolay bir seçim stratejisi değildir.

Çok sevdiğim siyasetçi bir büyüğümün bir benzetmesi vardı: “Eğer bir kahvede önce il başkanını tanıtıyorsan o il başkanı değildir” derdi. Bu kriterlere göre değerlendirmek gerekir. Eğer bu kriterler yerine geliyorsa İyi Parti için endişelenecek bir şey yoktur. Ama bu kriterlerde eksiklik varsa önlem almak gerekir.

Dostlukla kalın.