Eski çağların anlatı türü sözlü kültürdü…Çocuklar bu kültürün içinde doğar ve böyle bir ortamda toplumun geleneklerini, örf ve adetlerini öğrenerek yaşadığı çağa ayak uydururdu…

Daha önce toplumsal yaşamı anlaşılır hale getiren sözlü kültürün görevini artık günümüz medyası yerine getirmektedir…Medyanın bu anlatıları, var olan egemen güçlerin, kendi toplumsal ve siyasal yapılarını  pekiştirmeye ve kabul ettirmeye yöneliktir…    Küreselleşme yeni bir olgu değildir…İnsanoğlu ne zaman avcı ve toplayıcı toplum döneminden çıkıp tarım yapmaya yani yerleşik hayata geçmesiyle beraber küreselleşme de başlamıştır…İnsanoğlu yerleşik hayata geçmesiyle yer kavgasına başlamıştır…İştahı kabaran güçlüler en iyi yerleri kendi egemenlikleri altına almaya başlamışlardır…İnsanoğlu aynı zamanda tarımsal hayata geçmesiyle  köleleşmeye ve  birbirlerini yemeye başlamıştır…    20. Yüzyılda kapitalizmin hızla gelişmesine paralel olarak küreselleşme de önü alınamaz bir hızla, dünyayı kendi bünyesine katmaya devam etmektedir…İnsanoğlu durmamış, kendini sürekli yenilemiş, iletişim alanında da yeni teknolojiler geliştirmiştir…    İnternet daha önce sadece askeri amaçla kullanılırken 1990'lı yıllardan sonra sivillerin de kullanımına sunulmuştur…Artık dünyanın her yeri egemen güçlerin iletişim ağlarıyla örülü küresel bir köye dönmüştür…Şu anda dünyanın, uydular ve iletişim kablolarıyla sarılmamış yerleri yok değildir…Fakat burası insan yaşamının söz konusu olmadığı, egemen güçler için iştah açmayan yerlerdir… Geliştirilen yeni iletişim teknolojileriyle artık insanlar, zamana meydan okumakta, mekandan kaynaklanan sınırlılıkları da aşmaktadır…Yani istediği anda dünyanın değişik ülkelerinde değişik mekanlardaki insanlarla bir araya gelebilmektedir…İnsanlar akşam evlerinde otururken dünyanın öbür ucunda binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkede yapılan olimpiyat yarışlarını, bir futbol karşılaşmasını veya iki ülke arasındaki bir savaşı  aynı anda izleyebilmektedir… Kendi tanıdıklarıyla veya tanımadıkları insanlarla geliştirilen sosyal ağ içerisinde, üç boyutlu oyunları internet vasıtasıyla iletişim kurarak bir tür eğlenceye dönüştürmektedir…
Dünya tarihinde görülmemiş bir değişim çılgınlığı yaşıyor…Artık bilgi parmaklarımızın ucunda…Değişen ve kendini sürekli geliştiren dünya artık bilgiyi avucumuzun içine bırakmaktadır…Binlerce…yüz binlerce…milyonlarca  bilgi kaynağına ulaşmak artık çok kolay…Teknoloji hayatımızı artık çok kolaylaştırdı…İnsanlar artık eskisi gibi yorulmuyor…         Toplumumuzun dünyadaki değişimlerden ve gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir…Biz de modern dünyanın hayatımızı kolaylaştıran nimetlerinden faydalanacağız…Tamam faydalanacağız, derken farkında olmadan bu bilgi yığınlarının içinde saklı olan virüsleri de içimize almaktayız…Bu virüsler her taraftan saldırıya geçmekte…Toplumsal değerlerimiz alt üst olmakta…Yaralar açmaya devam etmektedir…
Parçalanan aileler…Cinnet geçiren kocalar…Çocuğunu öldüren anneler…Anne babasını kesen çocuklar…Boşanmalar…Sokaklara atılan bebekler…Uyuşturucu kullanan çocuklar…Alkolün su gibi akması…Evladın anne babaya ,anne babanın evlada düşman olması…Umursamazlık…Bencillik…Şiddet…Ahlaksızlık…Şahsiyetsizlik…    Artık yaramız çok büyük…Virüs her tarafımızı sarmış durumda ve her tarafımızı kemirmeye ve acıtmaya devam ediyor…Modern dünyanın modern hastalıkları etrafa bulaşa bulaşa hızını arttırmaya devam ediyor… Dünyanın en iyi bilgisayarına sahip olsak da içinde programları dış etkilerden yani virüslerden koruyacak antivirüs programı kurulmamışsa bu bilgisayar çökmeye mahkumdur…
NİHAT BAŞBUĞ
    (Haftaya… Modern dünyanın modern hastalıklarının teşhisi ve bu hastalıklardan korunma yolları)