Sürdürülebilirlik birçok farklı etmenin bir arada olduğu kompleks bir yapı.

Giyim sektöründe sadece üreticiler ve tüketiciler yok. Ham maddeden lojistiğe, hükümetlerden çiftçilere kadar farklı etmenlerin bir arada olduğu büyük bir sistem. Dolayısıyla eğer bir sürdürülebilir yaşamdan bahsedeceksek, bütün yapının dönüşümünü gözümüzün önüne getirmeliyiz. Tabii ki bu yapıda üretici ve tüketicinin yeri en büyük paya sahip. Özellikle tüketici bilinci çok önemli.

Yapılan araştırmalara göre giyim sektöründe sürdürülebilir olmanın en önemli koşulu, tüketicilerin az ve kaliteli alışverişinden geçiyor. Aynı araştırmalara göre, son yıllarda oldukça ilgi gören ve bu alanda farklı girişimlerin ortaya çıkmasını sağlayan döngüsel ekonomi, yani kıyafetlerin ikinci el olarak satışı, eğer yerel çapta olursa sürdürülebilirliğe katkı yapıyor. Daha basitçe anlatmak gerekirse, eğer bu ikinci el kıyafet size gelene kadar araçla taşınma ihtiyacı duyuyorsa, aslında burada bir emisyon ortaya çıkıyor ve sürdürülebilir olma durumunu önemli ölçüde kaybediyor. Ne kadar az lojistik, o kadar fazla sürdürülebilirlik de diyebiliriz.

Avrupa Birliği, giyim sektörünün en büyük pazarı konumunda. Net sıfır hedefi kapsamında, yakın gelecekte sürdürülebilirliği daha fazla konuşuyor olacağız. Çünkü Avrupa Birliği sadece kendi üye ülkeleri için değil, ülkesine dışarıdan giren ürünler için de emisyon değerlerinde daha katı uygulamalara gideceğini açıklıyor. Bu, bizim için bir dönüşüm fırsatı yaratabilir. Üretimdeki gücümüzü, çevreci bir anlayış ve yaklaşımla artırabiliriz.

Bugün hızlı moda diye nitelenen ucuz ve düşük kalitedeki ürünler tüketicinin talebi doğrultusunda oluşmaktadır.Tüketiciler kendi ekonomik koşulları sebebiyle daha ucuz kıyafetler satın alma eğiliminde. Bu yüzden küresel giyim üretimi son 15 yılda iki katına çıktı. Buna rağmen alınan bir giyim ürününün kullanımı ise % 36 azaldı. Daha kötü olan ise kıyafetlerin % 73’ünün son durağının çöplük olması. Çabucak sahip olunabilen, birkaç kez giyilen ve çöpe atılan kıyafetler… Bunun sadece üreticilerin sebep olduğu bir sonuç olduğunu söyleyebilir miyiz? Bence bu haksızlık olur.

Çevremize ve doğaya karşı endişelerimiz tüm sektörler gibi moda ve giyim sektörü için de geçerli, çünkü biliyoruz ki moda sektörü, dünyayı en çok kirleten sektörlerin başında geliyor. Fakat teknolojinin ve farkındalığımızın gelişmesiyle sektöre dair aldığımız güzel haberler de günden güne artıyor. Giyim sektöründen ne bekler, ne tercih ederiz ?

*Daha az su tüketen,

*Doğaya toprağa daha az zarar veren,

*Hayvanları ve İşçi haklarını koruyan,

*Kimyasal tarım ilaçlarına gerek duymayan

*Hammaddelerden üretilen kumaşları aramalı, sorgulamalı ve tercih etmeliyiz.