1862 yılında Alexander Parkes tarafından imal edilen ilk insan ürünü olan plastik, 150 yıldan uzun bir zamandır üretim ve tüketim dünyasında yer almaktadır.
             150 yıl içerisinde içimiz dışımız plastik oldu. Abartmıyorum plastik sadece kullandığımız eşyalarla etrafımızı sarmış değil; içimizde de mikroplastikler mevcut. Deniz canlıları için ölümcül olan mikroplastikler insan türü için de tehlikeli. Mikroplastikler; 5 mm ile 1 mikrometre arasındaki boyutlara sahiptir. Basında okuyoruz bilim insanlarınca anne karnındaki bebekte bile tespit ediliyor
            Plastik Çöp İthalatı Can Sıkıcı:
            Avrupa’nın yıllık 32 milyon ton çöpünün 14 milyon tonunu biz alıyormuşuz.
            Bu çöplerin Adana’da yasadışı olarak gizli gizli yakıldığı ortaya çıkıyor. Greenpeace bu atıkların yakıldığı bölgelerden toprak, su, tortu örnekleri alarak laboratuvarlarda analizini yaptırdı.
Makalede belirtilen sonuçlar şöyle: Analiz sonucunda yüksek oranda toksik etkiye sahip 69 farklı kimyasal madde saptanıyor. Dioksin ve furan tabir edilen kanserojenler, bugüne kadar bölgede görülen seviyenin 400.000 katı çıkmış. Bu bir şok… Hormonlarda bozulmaya sebep olan, anne karnındaki bebeğe bile ağır zarar veren poliklorlu bifeniller 30.000 katı, bölgede bugüne kadar görülmüş en yüksek seviyenin 15 katı kurşun, 30 katı kadmiyum analizler sonucu saptanmış.
            Plastik atıkların yakıldığı bu bölgeler tarım alanlarının, sulama kanallarının içinde yer almakta ve saptanan bu kimyasallar besin zinciriyle hayvanlara ve insanlara geçiyor.
            Daha önceki yazılarımızda ülkemizin İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, İspanya ve Belçika’dan 2020 yılında 14 milyon ton “plastik ithalatı” yaptığını yazmıştık.
            Plastik çöp ithalatından tat alanlar var.
            Plastik sanayicilerinin imalatları için bu atık plastikleri geri dönüştürüp kullanmak istediklerini ve bu nedenle ithalat isteklerini anlıyorum. İthalatı bu kesim iyi niyetle istiyor. Türkiye Çevre Platformu’nda yaptığımız toplantılarda ortaya çıkmıştır ki bu plastik çöpü 25 tonluk bir konteynere 2500-3000 avro bedel karşılığı korsan olarak getiren ve Mersin Limanından çektikten sonra sağa sola, gelişi güzel şekilde araziye veya denize döken insanların olduğu, yeterli kontrol olmadığından önlenemediğinden bahsediliyor.
            Basında İlginç Haberler:
            İngiliz Gazeteci Kit Chellel “Çöpler Nereye Gidiyor” alan araştırması için üç adet plastik çöp poşetine GPS Takip cihazları yerleştiriyor. Üç poşetten birisi Londra’nın doğusunda Thames Nehri kıyısına, diğer iki poşet ise İngiltere, Hollanda, Almanya, Polonya üzerinden değişik tarihlerde ve değişik yollardan 3200 Km. yol yaptıktan sonra Türkiye’ye Adana’ya geliyor.
            14.Temmuz.2022 Tarihli Korkusuz Gazetesi’nden bir haber: İngiltere’nin Daily Mirror Gazetesi’nden çevre haberleriyle ünlü Nada Farhoud; İngiltere’nin çöplerinin izini sürdü, Adana’da çöpleri tespit etti, çöplerin nehre döküldüğünü veya yakılarak imha edildiğini gördü. Farhoud gazetede kendi ülkesine ait çöpleri gösteriyor. Görmeyenlere, duymayanlara resimli haber…
           Plastik çöp ithalatına mecbur değiliz.
            Türkiye’nin bana göre plastik atık ithalatına ihtiyacı yoktur. Kendi plastik atıklarımızı düzenli toplayamıyor durumdayız. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “Sıfır Atık Projesi” yaptı. Uygulamaya çalışıyor. Herkes destek olmalı.  
Sıfır Atık Sistemi tam olarak işlerse sorun çözülebilir.
Kendi atıklarını düzenli toplayamayıp çöp ithal etmek ve ülkemizi Avrupa’nın çöplüğü haline getirmek çok üzücü bir durumdur.  
            Ülkemize çöp ithalatı kesin olarak durdurulmalıdır.
            Ülkemiz Avrupa’nın çöplüğü olmamalıdır.
Hoşça kalın.