Bazı insanlar, hayata bakarken hep siyah noktalara odaklanır.
Yani hayatın kötü yönlerine takılırlar. Aslında çevrelerinde kendilerini mutlu edecek, kendilerini şanslı hissettirecek o kadar güzel şey varken, bunlar siyah noktalarda kalırlar. Oysaki o siyah noktanın arkasındaki kocaman duran beyaz zemini göremezler veya görmek işlerine gelmez. Güzel hayat yanlarında olsa bile onu hep ıskalarlar. Şüphesiz ki hayat devam ediyor, bununla birlikte hayata iyi yönden bakma becerisini geliştiremeyen insanların etrafındaki siyah noktalar çoğalmaya başlar. Bir süre sonra da bu siyah noktalar birleşerek arkada görünen beyaz zemini, yani hayatın güzelliklerini kapatır ve görünmez kılar. Ailesinde mutsuzdur, istedikleri olmuyor diye aileye dirlik vermez. İş yerinde istedikleri gerçekleşmeyince mutsuz olur, mesai arkadaşlarına dirlik vermez. Hayattaki başarısızlıkları da gittikçe atmaya başlar. Artık ne olursa olsun ne yapılırsa yapılsın bu insanları mutlu edecek bir şey yoktur. Bu ruh hallerini çevrelerine de yansıtarak, yakınındaki insanlara, sevenlerine zarar vermeye başlarlar. Kahkahalarla gülünen komik şeylerde bile onların suratları asıktır. Çünkü karşısındaki insanların mutluluğu, onlar için mutsuzluktur. Bunlar hayatın akışının hep kendi istekleri doğrultusunda akmasını isterler. Onların istedikleri olmayınca çılgına dönüp, çevrelerine zarar vermeye başlarlar. Bunlar bazen de kendi ruh hallerine ortak edecek birilerini de aramaya çıkarlar. Bunun için de yanlarında çok değişik maske bulundururlar. Yani taktıkları iyi yüz maskeleriyle kendi iklimlerine çekecek insanları kandırma yoluna giderler. Tabi ki, maskenin arkasındaki yüz görünmez. Saf, temiz insanları kandırabilirler. Kimileri bunu çabuk fark edip geri dönüş yapıp, kendilerini ondan kurtarmayı başarabilirler. Ne yazık ki bazıları da onların ruh hallerinin içine girer ve bir süre sonra da bu insanların hayatlarında siyah noktalar artmaya başlar. Onlarda da beyaz zemin kararmaya başlar. Hayatları kararır, eşleriyle, çocuklarıyla, çevreleriyle sorun yaşarlar. Yaralının başına gelen, bunların başına da gelir. İşte bu tip insanlardan da uzak durmak gerekir.
Hayat başlı başına bir sanattır. Hayat başlı başına bir film sahnesi gibidir. Otuz saniyelik bir film sahnesi için, yönetmen defalarca tekrar yaptırır. Olmadı, bir daha, der. Yine olmadı, bir daha, der. Fakat, hayatın provası yoktur. Çünkü hayatta yaşanan ne varsa iyileriyle kötülükleriyle orada kalır. Bazen yanlış bir bakış, yanlış bir ses tonu, yanlış bir davranış sevdiklerimizde derin tahribatlar açar. Unutmayalım! Hayat tek gösterimlik bir oyundur, bu oyunun tekrarı yoktur.
Sevdiklerimizle daha güzel günler yaşamamız dileğimle….