Sizler biliyorsunuz ki, anne babalık deneyimi her gün farklı bir hoşluğun yaşandığı bir süreç.


Aynı zamanda bu süreçte, bizler hem bireysel olarak hem de aile olarak bazı sorunlarla karşılaşıyoruz. Her aile farklı şiddetlerde farklı sorunlar yaşıyor; ama muhakkak her aile sorun yaşıyor. 
Sorunları çözmek için aileler farklı yöntemleri dener. Bu yöntemlerin bazıları çok etkili iken, bazıları da etkili olmuyor. Etkili olmayan problem çözme yöntemleri kullanıldığında problemin bir süreliğine üzeri örtülüyor, kısa süreliğine rahatlama oluyor veya tam tersine problem daha da büyüyebiliyor.
Sorunlarını etkili biçimde çözebilen aileler zor zamanlarını daha rahatlıkla atlatabilir ve aile bağları yaşadıkları zorluktan güçlenerek çıkabilir. Etkili problem çözme yöntemlerini kullanamayan aileler ise, zor zamanlarda daha da yıpranabilir.
Anne babaların yaşadığı sorunlar doğrudan veya dolaylı bir biçimde çocuklarını da etkileyecektir. İdeal olan, çocuklarınızla birlikteyken her zaman en uygun ana babalık tutumunu göstermektir, her zaman "en doğru" seçimi yapmak ve çocuğun davranışlarına uygun tepkiyi vermektir. Ancak yaşadığınız sorunlar çocuğunuzun davranışlarına en uygun tepkiyi vermenize veya çocukların davranışlarını yönetmekte güçlük yaşamanıza neden olabilir.
En yaygın sorunlar akrabalarla ilişkiler, sağlık ve depresyon, stres gibi duygusal sorunlardır. Stresli olduğunuzda veya kendinizi iyi hissetmediğinizde, örneğin sıklıkla migren ağrılarınız olduğunda çocuğunuzun gelişimiyle yakından ilgilenemeyebilirsiniz.  Örneğin bazı ana babalar çok stresli olabilirler; böyle zamanlarda çocuklarının davranışlarıyla yakından ilgilenmekte zorluk yaşarlar. Örneğin çocuğun söylediği bir konuyu dikkatle dinleyemezler, çocuğa yardım etmeyi reddedebilirler ve ya normal koşullar altında sakince karşılayabilecekleri bir duruma (kardeşlerin atışması) aşırı bir tepki gösterebilirler.
Sorunların çözümünde kadın ve erkeğin iş birliği içinde olması, uzlaşmaya açık olması, bazen fedakarlık yapması önemlidir. Ayrıca etkili iletişim becerilerini kullanması -karşısındakini suçlamama, aşağılamama, alay etmeme, eleştirmeden duygu ve düşüncesini ifade edebilme- önemlidir. Olumsuz duygular da problemlerin çözümünü engelleyebilir. Öfke kızgınlık gibi olumsuz duygularını denetleyebilmesi önemlidir. Ayrıca kaygı, endişe gibi duygular sorunu net olarak görmeye ve soruna sağlıklı çözüm yollarını üretmeyi tıkar. Ayrıca, üzüntü ve mutsuzluk gibi olumsuz duygular ise problemin çözülmesi isteğini azaltabilir; kişi problemi çözmek için gerekli enerjiyi hissetmeyebilir, harekete geçmek istemeyebilir. Olumsuz iletişim tarzı ve tüm bu olumsuz duygular problemin etkili bir biçiminde çözümünü engelleyecektir.
Söylensin veya söylenmesin çocuklar ailedeki huzursuzluğu kolayca hissederler. Örneğin ana babası kavga eden bir çocuk sinebilir, endişelenebilir veya öfke patlamaları yaşayabilir. Başka bir çocuk ödev yapmakta zorlanabilir, üzüntüsünden dolayı dikkati kolayca dağılabilir.