Dünya İklim Günü; iklim değişikliği ve küresel ısınmaya dikkat çekmek için her yıl 15 Mayıs tarihinde kutlanmaktadır.
İnsanların etkisiyle ortaya çıkan sel felaketleri, orman yangınları kuraklık gibi afetler göçleri artırıyor, biyo çeşitliliğe ve dünya varlıklarına zarar veriyor. Toplam olarak tüm canlıların yaşam hakkını tehdit ediyor.
Mesele insan davranışlarıdır. İnsanların günlük hayatlarında aldıkları kararlar iklimi korumak için farklılıklar yaratabilir.
*Fosil yakıtlardan (petrol, kömür, doğalgaz) uzak durmalı. Bu yakıtlar sera etkisi yaratarak dünyanın ısınmasına neden olurlar.
*Orman tahribatını önlemeliyiz. Ormanlar karbon depolarlar. Orman tahribatı bu kapasiteyi azaltır. Karbon salımını artırır ve biyo çeşitliliği azaltır. Göçü kuraklığı selleri tetikler. Büyük ölçekli tarım ve hayvancılıkta ormansızlaşma, toprak erozyonu, kimyasal gübre kullanımı nedeniyle çevresel zarar yaratırlar bu nedenle küresel ısınmadan sorumludurlar.
*Kentsel gelişim ve betonlaşma yeşil alanların azalmasına, doğal kaynakların bozulmasına neden olur. Betonlaşma etkisiyle kentlerde sıcaklık normalin üstüne çıkar. Ulaşımda yürüme, bisiklet, toplu taşımayı tercih etmeli, Enerjiyi verimli kullanmalı, sıfır atık hareketini desteklemeli,
Küresel şirketlerden yerel en küçük işletmeler dahil evlerimizin yönetimine kadar doğadan yana sürdürülebilir uygulamaları tercih etmek Dünya’ya ve gelecek kuşaklara en büyük sorumluluğumuzdur.
İklim Değişikliğinin En Önemli Etisi Çölleşmedir:
“TEMA Vakfı, topraklarımızı tehdit eden erozyon ve çölleşme tehlikesine karşı verilen mücadelenin önemine dikkat çekiyor. TEMA Vakfı “Yılda 743 milyon ton toprağımızın erozyonla kaybedildiğini belirtiyor.
Topraklarımızın dörtte üçü şiddetli ve çok şiddetli erozyon tehdidi altında.
Tarım alanlarımızın % 59’unda, Meralarımızın % 64’ünde ve Orman varlığımızın % 54’ünde erozyon yaşanıyor. Son 50 yılda ancak 4 milyon hektar alan erozyon ve çölleşmeden kurtarıldı.
Tema Vakfı Başkanı Deniz Ataç: “Çölleşme ile toprağın üretkenliğini kaybettiğini vurguluyor ve bu durumun kırsal fakirliğin artmasına ve dolayısıyla geliri toprağa bağlı olan insanların göç etmesine neden olduğunu belirtiyor. Ataç; “Küresel ölçekte son 20 yılda 10 milyon kişinin çölleşme nedeniyle göç ettiği tahmin ediliyor.
Çölleşme, dünyada karasal alanın %25’ini oluşturan 4 milyar hektar alanı, 168 ülkede ise 1,5 milyar insanın hayatını doğrudan etkiliyor.” diyor.