İnsanlar artık birbirlerinin “yeni yılını”, “yılbaşını” kutlamaktan çekinir, korkar oldular. O nedenle ben başlığı bu şekilde atmayı uygun gördüm. Tüm yurttaşlarımızın yeni yılının mutluluk, sağlık ve barış getirmesini şimdiden dilerim.

Hani eskiden yılbaşı geldiğinde sadece yılbaşı TV programına özgü Nurhan Damcıoğlu dansöz olarak ekranlara çıkardı. O da sitem ederdi: “Ramazan pidesinin ramazandan ramazana hatırlanması gibi beni de yılbaşından yılbaşına hatırlıyorsunuz” derdi. Bunun gibi bazı kişiler veya gruplar var ki sadece bazı zamanlarda özellikle ortaya çıkarak toplumda kendilerinin konuşulmalarını sağlamaya çalışırlar.

Hani Ramazan ayı gelir, Abdülaziz Bayındır isimli bir hoca vardır ve istisnasız oruca başlama anının herkes tarafından yanlış bilindiğini bir tek kendisi ve kendisi gibi düşünenlerin doğru bildiğini ortaya koyarak en az oruç tutulan bir ay boyunca kendisinden konuşturur. Ben tahmin ediyorum Abdülaziz Bayındır Hoca ramazan ayını iple çekiyordur.

Bunun gibi yılbaşını da dört gözle bekleyen “yılbaşı nifakçıları” vardır. Bunlar yılsonuna yaklaştıkça yılbaşı kutlamanın günahlığı fetvasından başlayıp, kendilerinin cennetlik karşısındakilerinin de cehennemlik olduğu sonucuna kadar provoke ederler.

Burada şöyle bir açıklama yapayım. Eskiden daha çoktu ama yine birçok yerde sanırım ev gezmeleri vardır. Yani eşe, dosta, tanıdığa akşam oturmasına misafir olarak gidilirdi. Misafirliğe gidildiğinde önce kolonya ve şeker tutulur, ardından kahve ikram edilirdi. Hatta çocuklara da sütlü kahve getirilirdi. Daha sonra çay faslına geçilir; çayın yanında en az 3-4 çeşit pastadan oluşan bir tabak sunulurdu. Bunda sonra kuruyemiş ve son olarak da meyve faslı ile ağırlama son bulurdu.

Aslında her ne kadar ekonomik sıkıntıların getirdiği çaresizlikten de yola çıkarak böyle ağırlamalar kalmamış olsa da birçok Anadolu evinde halen hafta sonu aile kendi kendine bile olsa meyvesiyle, kuruyemişiyle, içeceğiyle, pastası böreği çöreği ile geceyi geçirir. Çünkü pazar günü tatildir. Çalıştığı haftanın yorgunluğunu eşiyle, dostuyla, arkadaşlarıyla, kimse yoksa kendi ailesiyle atar. Pazartesi günü de işe başlarken ağzındaki kelime “iyi haftalar” kutlamasıdır.

Şimdi de yılsonu gelmiştir. Senede bir kere eski yılın bitişi ve yeni yıla girmek üzere, yine ertesi günün tatil olmasının da getirdiği rahatlıkla kendince yukarıda bahsettiğim şekilde eğlenir. Ve 1 Ocak 2024 itibariyle de herkes “iyi yıllar” dileklerini birbirine sunacaklardır.

Burada günah olan ne? İnsanların eşiyle dostuyla oturması mı günah? Bir şeyler yiyip içmesi mi günah? Eğlenmesi mi günah?

“Efendim o gece içki içiliyormuş”, iyi de kardeşim sanki bu ülkede 364 gün içki içilmiyor da 31 aralık gecesi mi içiliyor? İçki dinimizce günah. Ne zaman, ne vakitte ve ne maksatla içersen iç. Günah günahtır.

Sevgili dostlar, insanları sınıflandıran, kategorize eden. İnsanlar arasına fitne sokan, nifak sokan herkes kötüdür. Bunu unutmayın. Bu tür fitneci insanların kılıklarına kıyafetlerine de aldanmayın.

Yeni yıla girişten ne anlıyorsanız, onu kendiniz yorumlayın. İsteyen otursun sabaha kadar ibadetini etsin. İsteyen sabaha kadar eğlensin. İsteyen evinde ailesiyle TV izlesin. İsteyen tüm yılın hesabını kitabını kendisi açısından çıkarsın. Ne yaparsanız yapın yani. Sadece ne yaparsanız yapın, insan olduğunuzu unutmayın. İnsanca yapın.

Hani bir laf vardır “Himmete muhtaç dede, kimlere himmet ede” derler. Himmete muhtaç insanlardan himmet bekleyerek nifak ve fitneye ortak olmayın.

2024’te bizleri çok zor günler bekleyecek gibi duruyor. Burada en çok ihtiyaç duyacağımız unsur Türk Milletinin birliği, beraberliği ve kardeşliği olacaktır. Biz Arap topluluklarına benzemeyiz, biz Ortadoğu toplumu hiç değiliz. Bizler Avrupa toplumu da değiliz. Bizler kendi başımıza Türk toplumuyuz. Ve de kendimize özgü özelliklerimiz vardır.

Burada bir sır daha vereyim; kendisini Türk kabul etmeyen, milli duygulardan yoksun insanlarla da vakit kaybetmeyin. Onlar size doğru yolu gösteremez.

2024’te milli duygularımızın daha yoğunlukta olduğu, Türk Milletini daha çok seveceğimiz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bir yıl diliyorum.

Dostlukla kalın.