Bildiğiniz üzere 7-17 Aralık tarihlerinde eski adıyla “Mevlana İhtifalleri” yeni adıyla “Mevlana Anma Haftası” etkinlikleri Konya’mızda yaşanır.

En son 17 Aralık günü de “şeb-i arus” düğün gecesi etkinliğiyle Mevlana Hazretlerinin vuslata ermesinin anma etkinlikleri yapılır.

Bilhassa geçtiğimiz iki sene bu etkinlikler dolu dolu geçmekteydi. Konya’da bir hareket yaşanmaktaydı. Ancak ne hikmetse bu sene Mevlana Anma Etkinlikleri o kadar sönük ki, Mevlana Meydanı’nda bile bu etkinliklerin farklılığı gözükmemekte. Evet yanlış okumadınız; Konya’da, Mevlana Meydanı’nda, bilmeyen birisi, inanın burada “Mevlana Anma Haftası” olduğunu anlayamaz.

Yıllardır konuşulan bir konu var ya, “Mevlana Anma Etkinlikleri Konya’dan alınacak” diye. Sanırım yavaş yavaş bu konu gerçek bir hal almaya başlıyor. “Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı bu anma etkinlikleri kendi bünyesine aldı. Sanırım sonra da –mesela İstanbul’a- turizme daha yatkın bir ilde organizasyonunu yapacak” diye düşünmedim dersem yalan olur. Ama Konya’ya da yazık olur. Sanırım bu konuyu Mevlana Haftası bittikten sonra enikonu tartışacağız.

TARİKAT-CEMAAT KOMPLEKSİ DEVLETLERE ZARARLIDIR


Bu hafta yine bir tarikat-cemaat kompleksiyle karşı karşıya kaldık. Öncelikle açıklayayım kompleks şu demek: “Hemen kavranamayan, anlaşılamayan, çözümü güç olan, birçok öğeden oluşan”. Bu kompleks yapılar her zaman güya muhafazakar partileri destekler gözükürler. Ama aslında bu tür partileri kontrolleri ve etkileri altında tutmak asıl amaçlarıdır. Ve de çoğu zaman bu tür “örgütlerin” ardında bir yabancı istihbarat örgütü çıkar. Aynen FETÖ’de olduğu gibi…

Ve bu güya “dini” örgütler destekledikleri partide, “dış mihraklarının” istemedikleri bir olay olduğu zamanda yaptıkları bir eylemle güya “destekledikleri” partiye zarar verme yolunu seçerler. Genelde işleyiş böyle olur.

Bunlara dini bir isim koymaktansa “din tüccarı” demek daha doğrudur aslında. Gelelim bugünkü konumuza bu din tüccarları ülkemizde genelde Ak Parti’yi desteklemektedirler. Çünkü iktidar Ak Parti’dir.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti savunma sanayiinde büyük bir ilerleme kaydetmektedir. Uluslararası ilişkilerde büyük atılımlar yapmış, kendi çıkarları doğrultusunda ilişkilerini belirlemeye başlamıştır. Devletin işine geliyorsa ABD ile işine geliyorsa Rusya ile Çin ile İran ile hatta Suriye ile ilişki kurmaktan çekinmemektedir. Ukrayna-Rusya savaşının en önemli arabulucusudur. Dünya’ya Rusya’dan tahıl dağıtılmasının organizatörüdür. Avrupa’ya doğalgaz verilmesinin ve dağıtımının en baş aktörüdür. Yani dostlar bunları siyaseten falan yazmıyorum. Dünyada görülen Türkiye gerçekleri adına yazıyorum. Bu konu “Ak Parti şu kadar duble yol yaptı, şu kadar hızlı tren rayı döşedi” falan gibi siyaset hamaseti gibi algılanmamalıdır. Tüm bu gelişmelerden rahatsız olan birileri tabii ki olacak. Ki bu birileri daha önce FETÖ’yü görevlendirdi baktı beceremedi şimdi daha dikkatli gidiyor ve seçim yaklaştığı bu zamanlarda yine bu din tüccarı örgütlerden birisi 6 yaşında bir çocuk evliliği ile karşımıza çıkıyor ve tabii ki gözler direkt olarak Ak Parti’ye çevriliyor. Ve bir kısım vatandaşlar olaya korku, kin ve nefretle bakmaya başlıyor.

Diyanet İşleri Başkanı da yaptığı açıklamada "İslam'a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz" “muğlak” ifadelerini kullanıyor. Yani birisi çıkıp “bu 6 yaşındaki çocuk fiziksel ve ruhsal olarak olgundur” deyiverse o zaman bu evlilikte sorun çıkmayacak. Böyle bir açıklama olabilir mi? Yapılacak açıklama “6 yaşındaki çocukla evlenmeye kalkan adam SAPIKTIR” olmalıdır. Bunun tartışılacak veya muğlak olacak bir tarafı var mıdır?

Bu din tüccarı örgüt seçimlerden önce böyle bir gündemle günyüzüne çıkmıştır. Bu gibi durumlarda asıl iş manipülasyon yapmaktır. Fadime Şahin olayını, Müslüm Gündüz olayını hatta daha geriye gidersek İngiliz Muhipleri olayını Şeyh Sait isyanını yaşamış bir ülkeyiz. Seçimler yaklaştıkça bu tür tartışmalar da illaki çoğalacaktır. Çünkü FETÖ’yü bu ülkede kalkışma yapmasını sağlayan hangi yapıysa bu faaliyetlerine halihazırda devam etmektedir ve devam edecektir. Bu ülke bundan sonra ABD’nin peyki, AB’nin yaptırım alanı olmayacaktır.

Dostlukla kalın.