Karapınar Konya Kapalı Havzası’nda çölleşmenin başlayacağı yerdir.
Ülkemizin tescilli rüzgar erozyonu bölgesidir.
Yağışı az, bitki örtüsü zayıf olunca toprak kuru ve aşınmaya taşınmaya müsaittir. 60 lı yıllarda devletimiz toprak-su teşkilatıyla bu bölgede rüzgar erozyonu önleme çalışmaları yapmış ve başarılı olmuştur. O teşkilat kapatılınca da çalışma devam ettirilememiş ve geri dönüş başlamıştır. Karapınar’ın erozyon ve çölleşme konusunun epeyce eski yıllara dayandığı anlaşılıyor. 90 lı yıllarda okumuştum. Macar araştırmacı Bela Horvath “Anadolu 1913” adlı kitabında: 1913 te Karapınar’da kum fırtınasına yakalandıklarını anlatır.
Ülkemizin en az yağış alan bölgesidir:
90 lı yıllara kadar rüzgar erozyonu var, ancak Karapınar’da su sorunu yok. Önce Hotamış Gölü’nün sonra Akgöl Sazlıklarının kuruması devasa sorunların başlangıcı olmuştur.
Karapınar Konya’nın en eski ilçelerinden biri olup; Bünyesinde 39 İlçe bulunan, Konya Kapalı Havzası’nın en az yağış alan ilçesidir. Türkiye yağış haritasına baktığımızda da; Iğdır’la birlikte yine en az yağış alan bölgesidir.
Karapınar’da en önemli sorun yer altı suyunun hızla azalmasıdır.
Yer altı su seviyesinin her yıl ortalama 1,5 – 2 metre düştüğü söyleniyorsa da; Ankara Üniversitesi’nden Mutlu Yılmaz’ın 52258 Nolu Gülfet Yaylası Kuyusu’nda 2008 yılında yaptığı çalışmada: Ocak - Ekim ayları arasında yer altı su seviyesinde 3.7 metre düşme olduğu belirlenmiştir.
Obruklar çoğaldı, her yer çöküyor sanki:
Karapınar’da eskiden 3-5 tane obruktan söz edilirdi. Şimdilerde 650 nin üzerinde obruk oluştuğunu Konya Jeoloji Mühendisleri Odası açıklamaktadır. Prof.Dr. Fetullah Arık; “Obrukların çapları 80 ila 100 metreyi, derinlikleri 30-40 metreyi bulabiliyor. Böyle bir obruk bir evin altında meydana gelirse can kaybı her an için olabilir” demektedir. İsteyen okurlarımız internette “Karapınar’daki Obruklar” yazıp görüntüleri izleyebilirler.
Karapınar’ın sorunlarının çözümü sadece ilçe sınırları içinde yapılacak çalışmalarla önlenemez. Zira “Konya Kapalı Havzası” nın sorunları en çok Karapınar’ı etkilemektedir. Çünkü bölgenin en az yağış alan yeridir. Yer altı su deposu “Konya ,Çumra, Karapınar Alt Havzası” içerisindedir.
Haydi Sayın Çevre Bakanım başlayalım:
Devletimiz eliyle gerekli önlemlerin alınması mutlak gereklidir. Eğer TBMM den “Konya Kapalı Havzası Kanunu” çıkarılmayacaksa “Konya Kapalı Havzası Stratejik ÇED Raporu” hazırlanarak tüm kurum ve kuruluşların bu rapor çerçevesinde faaliyette bulunması olmazsa olmazdır. Bölgedeki tarım deseninin yeniden düzenlenmesi ile birlikte gerçekçi bir “havza su bilançosu” nun hazırlanmaması halinde; Küresel ısınmanın tetiklemesiyle, birkaç on yıl içinde havzanın su varlığı hızla azalacak ve çölleşmenin başlamasına sebep olacaktır.
BM Genel Sekreteri yaptığı açıklamada : “Artık küresel ısınma sona ermiş, küresel kaynama başlamıştır.” demektedir.
Hemşehrimiz Sayın Murat Kurum’un bu işi başlatacağına inanıyorum ve diyorum ki !
Devlet millet el ele ama; çok geç kaldık, bir an önce…
Hoşça kalın.