Hafta sonunu Konya çok hareketli geçirdi. Malumunuz, CHP Genel Başkanı Özgür Özel Ankara, Mersin ve Yozgat’tan sonra Konya’da mitinglerine devam etti.

Burada bir açıklık getireyim. 2002 yılındaki Ak Parti’ye yaptırılan stratejiler şu anda CHP’ye yaptırılıyor. Ve inanın bu stratejiler çok yerinde ve isabetli sonuçlar doğuruyor. CHP mitinglerine güçlü olduğu değil zayıf olduğu yerlerden başlıyor. Yani başlangıçlarda, vatandaştan da aldığı coşkuyla zayıf olduğu yerlerdeki mitinglere tüm üyelerini toparlayabiliyor. Ankara zaten başkent bunun tartışılacak bir yeri yok. Mersin, CHP’nin başarısının pamuk ipliğine bağlı olduğu bir yer. Ve de son zamanlarda oyunun düştüğü bir yer. Yozgat ve Konya CHP’nin çok başarılı sonuçlar aldığı yerler değil. Buralarda yapılan güçlü mitingler algıyı da, coşkuyu da arttıracaktır. Bu da sonuç olarak Konya mitinginin de buna katkı sunduğu gerçeğini ortaya koyuyor.

CHP’nin Konya mitingi beklentilerin çok çok üstündeydi. Nasıl olursa olsun, sonuçta Konya’daki o istenilen coşku yakalandı. Yani CHP, buradaki mitinginden +1 puanla çıktı. Bu arada CHP’nin +1 puan alması, Ak Parti’nin -1 puan almasını sağlamaz. Yani onunla hiç alakası yoktur. CHP’nin çok başarılı bir miting yapması Konya’da Ak Parti’yi çok etkilemez. Ancak Türkiye’deki algıyı etkiler.

Netice olarak CHP Konya mitingi çok başarılıdır. Bunun yanı sıra Özgür Özel’in miting konuşması da oldukça etkileyiciydi.

Miting Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın hitabıyla başladı. Ancak bilindiği üzere Başkan Yavaş konuşma yapmazsa çok daha fazla sevilen bir insan. Çünkü maalesef başkanın hitabet yeteneği çok çok zayıf. Ve o konuşurken, her en yanlış bir kelime kullanabileceği duygusu çevresindekilerde oluşur. O nedenle az konuşması en uygunuydu ve de kendisi de kısa bir konuşma yaptı.

Konya Milletvekili Barış Bektaş eşiyle birlikte bulunduğu otobüste kısa bir selamlamada bulundu. Ve sanırım partili-partisiz tüm Konya halkının sempatisini topladığı açıkça görüldü.

Genel Başkan Özgür Özel güzel bir konuşma yaptı. Konuşmasına Ekrem İmamoğlu’nun durumuyla başladı ve “İmamoğlu’na özgürlük” sloganlarıyla bitirdi. Bunun dışında kalan konuşmalarında bence oldukça güzel konulara değindi.

Ancak burada da şunu açıklamam gerekir. Belediyecilik konusunda Konya belediyesi ile diğer belediyelerin pek de fazla yarışma şansları yoktur. Konya belediyeciliği bir kültürdür. Partisi önemli değil, belediye başkanları gerçekten çok büyük işler başarmışlar ve Konya belediyeciliğini diğer belediyelerle yarışma noktasından çıkarmışlardır.

Hatta geçtiğimiz haftalarda CHP Konya İl Başkanı ve Cihanbeyli Belediye Başkanı yaptıkları basın toplantısında Konya Büyükşehir Belediye Başkanına yaptığı katkılardan ötürü teşekkürlerini sunmuşlar, memnuniyetlerini dile getirmişlerdir.

Buna rağmen Genel Başkan Özel’in Manisa’daki su fiyatlarıyla Konya’daki su fiyatlarını kıyaslaması çok güzel bir dokundurmaydı. Bunun doğruluğunu yanlışlığını bilmem ama bu da çok isabetli bir konuşmaydı. Bunun doğruluğuna yanlışlığına gazeteci olarak bizler değil, konunun muhatapları olan Manisa ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanları cevap verecektir. Ki Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay buna cevap vermek için iki fatura kıyaslaması yayınlayarak, “Konya’da 15 metreküp kullanan bir aile 528 lira öderken aynı kullanım Manisa’da 617 lira.” Diye sosyal medyadan bir açıklama yayınladı.

Aynı şekilde mitingin sonunda sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Başkan Altay “Şehir dışından CHP mitingine gelerek şehrimizin turizmine katkı sağlayan vatandaşlarımıza teşekkür ediyor, sağlıkla şehirlerine dönmelerini diliyorum. Hayırlı yolculuklar ????” dedi.

Ben siyasette böyle ince dokunmaları seviyorum. Düzeyli, akıl dolu, sempatik sataşmalar, bence en uygun rekabet yöntemi olsa gerek.

Tabii burada sonuç olarak CHP Mitingi nasıl toplanmış olursa olsun, istersen Türkiye’nin her ilinden partililer katılmış olsun, sonuçta miting amacına ulaşmıştır ve de CHP teşkilatları için bir coşku kaynağı olmuştur.

Eğer bu coşku ve algı seçim yaklaştığında da devam edecek olursa; Ak Parti’ye kızgın veya kırgın olan vatandaş da, CHP herhalde seçimi kazanacak algısına sahip olursa bilin ki Ak Parti’nin seçimde işi çok zor olacaktır.

Konya’daki bu coşkulu miting aslında Türkiye’nin belki de en önemli gündemi olacaktı ancak TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in ölüm haberi, çok değerli Türk Halk Müziği Sanatçısı, büyük usta Yavuz Top’un vefat haberi gündemi böldü derken; bir de Özgür Özel’e yapılan fiili saldırı tamamen ülkenin gündemini değiştirdi.

Sırrı Süreyya Önder’in töreninden çıkarken Selçuk Tengioğlu diye bir “bölücü-hain” Özgür Özel’e fiili olarak bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu şahsın kim olduğu hiç önemli değil. Zaten kendisi ambulansta kimsin diye soran CHP Milletvekiline “Ben OsmanlıÇocuğuyum” diyerek cevap veriyor. O nedenle bunu çok deşmeye gerek yok. Bu adam zaten doğru dürüst bir adam olsa böyle bir saldırıda bulunup da ortamı germe konusunda alet olmaz. “Alet” diyorum, çünkü bu tür sabıkası geniş adamlar çok rahat kullanılabilecek ve toplumun gerilmesine alet olabilecek adamlardır. Bu tür adamların bundan sonraki süreçte çok fazla görevler alacağını düşünenlerden biriyim bilginiz olsun. Buraya not olarak düşeyim bunu.

Olaya bir başka bakış açısını daha söylemeliyim. Bunu bir anekdotla anlatayım. 1991’deki Mehmet Ali Birant’ın 32. Gün programına katılan Doğu Perinçek, Ertuğrul Kürkçü ve Bülent Uluer’in kavgalı programını sanırım birçoğunuz hatırlıyorsunuzdur. Bu programda katılımcılar tartışma sınırını hayli aşmışlardı.

Bu programın sonunda Doğu Perinçek’in korumalarına partinin üst yönetimi ceza vermişti. “Sözle bile olsa genel başkana yapılan saldırıda siz stüdyoya girip müdahale etmediniz” diye.

Çünkü bir genel başkan “şahıs” değildir. Bir “kurum”dur. Yani tüm bir partiyi temsil eder. Ona yapılacak herhangi bir saldırı tüm partiye yapılmış sayılır. Yanındaki korumalar da o nedenle bulunur. Korumalar böyle bir durumda müdahale edemeyeceklerse ne zaman koruyacaklar. Bu Tengioğlu denen hain bıçak sallasaydı ne olacaktı? Özgür Özel yumruğu yedikten sonra korumalar müdahale ediyorlar. Ondan sonra müdahale edecek bir şey yok ki, zaten orada korumalar olmasa da o yumruğu yedikten sonra Özel’in yanındaki partililer o adamı linç eder ve Özel’i korurlardı. Korumaya ne ihtiyaç var? Korumaların görevi sadece gazetecilerin görüntü almasını engellemek değil ki, gazetecilere gösterilen “artistlikleri”, korumalar asıl bu tür saldırılara karşı göstermelidirler.

CHP bu korumalarını da derhal değiştirmeli ve de Meclis’te bulunan tüm partiler için söylüyorum genel başkanları çok daha güvenli olmaları sağlanmalıdır. Bu tür olaylara kesinlikle mahal verilmemelidir.

Yazımı, çok değerli sanatçı Yavuz Top’un vefatıyla sonlandırayım. Yavuz Top Anadolu’nun sesiydi. Semah, deyiş ve nefeslerin dedesiydi. Yeri doldurulamayacak bir sanatçıydı. Devri daim olsun. Ruhu şad olsun.

TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’e de rahmet ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Dostlukla kalın.