Birleşmiş Milletler Örgütü 1972 Yılında İsveç’in Başkenti Stockholm’de 133 ülkenin katılımı ile “BM Çevre ve Kalkınma Konferansı” düzenlediği zirvede 5 Haziran tarihinin “Dünya Çevre Günü” olmasını oy birliğiyle kabul etti.
O tarihten bu yana çevre sorunlarına kamuoyunun dikkatini çekmek, halkın katılımını sağlamak ve politik ilgiyi artırmak üzere Dünya genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu konferans sonrasında “Büyümenin Sınırları Raporu” yayımlanmıştır.
Konferansa damgasını vuran tartışma ise; Gelişmiş ülkelerin “Dünya Kirleniyor bunu hep birlikte temizlemeliyiz” görüşüne karşılık Hindistan Başbakanı İndira Gandhi’nin önderliğinde “Üçüncü Dünya Ülkelerinin “ Bizde sizin kadar sanayileşelim ve gelişelim” o zaman Dünya’yı beraber temizleriz. Şu ana kadar Dünya’yı siz kirlettiniz. Siz temizlemelisiniz. Karşı görüşüdür.
Dünya Çevre Günü 2025’in teması: Plastik Kirliliğini Yen !. dir.
Kore Cumhuriyeti’ndeki Jeju Eyaleti, Dünya Çevre Günü’nün ev sahibi konumu olarak seçildi. Eyalet, 2022’de 2040 yılına kadar plastik kirliliğinden arınmış olma vizyonunu ilan etti.
Plastik kirliliği; plastik materyal ve parçacıklarının karasal ve sucul ortamlarda birikim göstererek, insanlar dahil tüm canlıların yaşamlarını ve yaşam alanlarını olumsuz yönde etkilemesidir.
Her yıl 450 milyon tondan fazla plastik üretilmekte ve büyük bir kısmı doğada yok olmadan kalmaktadır.
Plastik krizi; iklim krizi ,toprak ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve atıklarla kirlilik krizine ilave önemli bir kriz haline gelmiştir.Küresel olarak, her yıl tahmini 11 milyon ton plastik atık su ekosistemlerine sızıyor ve tarımsal ürünlerde plastik kullanımı nedeniyle kanalizasyon ve çöplüklerden gelen mikro plastikler toprakta birikiyor. Plastik kirliliğinin yıllık sosyal ve çevresel maliyeti 300 milyar ABD doları ile 600 milyar ABD doları arasında değişiyor
1.Dünya Çevre Konferansı’ndan bu yana sanayileşmiş ülkeler çevre sorunlarını ellerinin ucuyla tutmaya devam etmişler, büyümenin önünde hiçbir engel tanımadan faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu arada:
1985 te “Ozon Tabakası” seyreldi.
1986 da “Çernobil Nükleer Santrali “patladı.
Bu iki olayın önemi; Çevre sorunlarının bölgesel değil küresel olduğunu göstermesidir. Bu iki olay adeta BM tarafından kurulan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’na elini çabuk tut der gibiydi.
“Ortak Geleceğimiz Raporu “ Norveç Başbakanı Brundtland başkanlığında kurulan “Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu” tarafından 4 yılda hazırlanarak 1987 yılında BM Genel Kurulu’na sunulmuş ve kabul edilmiştir. Raporun en önemli vurgusu “Sürdürülebilir Kalkınma” dir. Raporda ; Sürdürülebilir Kalkınma “Bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek nesilleri de düşünerek kaynakları dikkatli kullanmak olarak açıklanmıştır.
“Sürdürülebilir Kalkınma” nın hedefleri şöyle sıralanmıştır.
Büyümeyi canlandırmak, Büyümenin kalitesini değiştirmek, İş bulma, yiyecek, enerji, su ve sağlık konularındaki temel ihtiyaçları karşılamak, Sürdürülebilir bir nüfus düzeyini garanti altına almak, Kaynak tabanını korumak, Teknolojiyi yeniden yönlendirmek ve riski yönetmek, Karar verme sürecinde çevre ve ekonomiyi birleştirmek.