Tabii aday CHP genel başkanı olunca daha çok ondan konuşuldu ama burada CHP’den daha fazla kaybeden parti İyi Parti olmuştur, bunu atlamamak gerekir. Bu konuya geçmeden önce bir açıklamaya gerek vardır.

BAKANLAR YARIN AÇIKLANACAK

Malumunuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre seçim yapılmış, “yasama-yürütme-yargı” üçlemi içinde yürütmenin kurumu cumhurbaşkanı seçildi. Eskiden yürütme kurumu “bakanlar kurulu” idi ama şimdi artık cumhurbaşkanı yürütme kurumudur. Bunu iyi anlamak gerekir. Yani bakanlar, eski sistemdeki gibi etkin kendileri karar mercii olan görev sahipleri değildir. Bakanlar, cumhurbaşkanı danışmanı gibi ya da sekreterya gibi hizmet verecek olan cumhurbaşkanını temsil edecek kişiler olacaktır.

Genelde o cenahta kendilerine “kimlik bulmaya çalışan” kişilerin, konuyu biliyormuş gibi davranarak, Cumhurbaşkanına da yakın olduğunu göstermek amaçlı bakan listesi yayınlamalarına çok da aldırış etmeyin. Bunların tamamı manipülasyona dayalı, uydurma şeylerdir. Şöyle düşünün; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sadece kafasında olan isimleri, tek özelliği Ak Partili gözükmek olan bir gazeteciyle veya köşe yazarıyla paylaşacağına inanıyor musunuz? Veya Cumhurbaşkanı Erdoğan en az tanıyan vatandaşımız 20 yıldır tanıyor, sizce kafasındaki fikri herkesle paylaşan bir lider midir?

Herkesin kendine göre yakın hissettiği kişilerden oluşan bir listesi tabii ki vardır. Bence İbrahim Kalın iyi bir bakan adayıdır. Hakan Fidan iyi bir bakan adayıdır. Bunların yanı sıra Murat Kurum da, Fahrettin Koca da bakanlık karneleri çok yüksek isimlerdir. Mesela Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Mustafa Akış gençlik kollarından beri oluşan tecrübe ve deneyimiyle iyi bir bakan ismi olabilir. Bu isimleri genelde herkes kendi tanıdığı politikacılar çevresinden oluşturmaktadır. Ve bu isimler genelde basında ve kamuoyunda da oldukça çok yer alan isimlerden oluşur. Halbuki Türkiye Cumhuriyeti’nde sadece kamuoyunda geçen isimler yoktur. Mesela İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kim ne derse desin başarılı bir bakandır. İçişleri Bakanlığını Hakan Fidan da gayet güzel yapabilir. Bunlar kamuoyunda bilinen isimlerdir. Ama mesela Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu kamuoyunda isim olarak pek bilinmez ama çok da iyi bir içişleri bakanı olabilir.

Yani onun bunun manipülasyonuna veya “toto” oynamasına kulak asmayın. Zaten yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan bakanlarını açıklayacaktır ve herkes öğrenecektir. Bu tür kendine kimlik bulmaya çalışanlara prim vermemek gerekir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2028 seçimlerinde kanunen aday olamıyor. Dolayısıyla bu dönem onun için çok daha rahat bir dönem olacaktır. Bakanları belirlerken de, politikaları belirleyip uygularken de, FETÖ ile PKK ile mücadelede de çok daha fazla mücadele uygulayacağı dönem olacaktır. Dolayısıyla kendisine ayak uyduracak, milli ve dinamik bir ekip oluşturacaktır.

İYİ PARTİ NEDEN KAYBETTİ

Şimdi gelelim asıl konumuza. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olunca, bir de CHP’den ayrı olarak seçime girince İyi Parti kamuoyunda çok tartışılmadı. Ama oy olarak baktığımızda, CHP’nin oyunu arttırdığı bu seçimlerde oy kaybeden tek parti aslında İyi Parti idi. Yani “MHP’de Devlet Bahçeli’ye karşı olanlar” partisi gibi kurulan İyi Parti o zaman bile daha çok oy almıştı. Gelinen aşamada Kılıçdaroğlu’nun kurduğu oyunu fark edemeyerek o oyunun kurbanı olan parti durumuna geldi.

Aslında geçtiğimiz gün, yazımda Kemal Kılıçdaroğlu’nun kurduğu oyundan bahsetmiştim. Yine, daha önceki yazılarımdan birinde Meral Akşener’in yeterli siyasi bilgi ve birikime sahip olmadığını anlatmaya çalışmıştım ve de hatta İyi Partili bazı dostlar bu eleştirime kızmışlardı. Yine aynı şeyi söyleyeceğim; Sayın Akşener 1 yıl boyunca Kılıçdaroğlu’nun kurduğu oyunu fark edememesinin aslında tek sebebi siyasi yetersizliktir.

Bunun için de aslında biraz geriye dönmek gerekir. Meral Akşener, siyasi hayatına bir öğretmenken 1994’te Kocaeli Belediye Başkan adayı olarak başladı. Ve de bu seçimi kaybetmişti. Daha sonraki süreçte de Tansu Çiller’in milletvekili adayı göstermesiyle Kocaeli milletvekili olarak devam etti. DYP Hükümetinde Susurluk olaylarından sonra Mehmet Ağar’ın baskılar sonucunda İçişleri Bakanlığı görevini bırakmasının ardından 8 aydan daha kısa bir süre İçişleri bakanlığına atandı. 2004 seçimlerinde MHP İstanbul belediye başkan adayı oldu ve o seçimi de kaybetti. Yani aslında hep göz önünde görevler yapan Meral Akşener siyasete tabandan değil “tavandan” başlayanlardan. Ve maalesef bu da siyasetin en büyük eksiği olan siyasetçi yetişmesinin önündeki engel. Aslında son bir senedir 6’lı masadaki siyasi gelişmelere bakılınca, alınan siyasi tavırlara bakınca, hatta adaylık açıklamasındaki yaşanan kriz düşünülünce Meral Akşener’in siyasi liderlik konusunda çok da başarılı olduğunu söylemek mümkün olmuyor. Seçim öncesi il kongreleri yapmak, masayı fevrice terk edip gidip sonra geri gelmek demek ki doğru kararlar değilmiş. Eğer İyi Parti adına süreç iyi yönetilebilmiş olsaydı bugün çok daha farklı bir sonuçla İyi Parti’yi değerlendiriyor olabilirdik.

İyi Parti seçimlerde genel merkezden iyi yönetilemediği gibi illerde de iyi yönetildiği söylenemez. Seçilmiş il başkanını dikkate almayan bir genel merkez seçimde çalıştıracak üye bulamaz diye birçok kez yazmıştım. “Eğer genel merkez olarak il başkanının dinelemeyecekseniz neden kongreye gittiniz?” diye sorarlar. Sonuçta seçilmiş il yönetimini dikkate almayan genel merkez, il yönetimini seçimden sorumlu da tutamaz, hesap da soramaz.

İyi Parti yapacağı genel kongresinde muhakkak ki bu konuları genel başkana soracaktır. Ve de siyasetinin devamında ne yapıp yapamayacağı da kongreden çıkacak sonuca göre belli olacaktır.

TBMM GRUP BAŞKANLARI BELLİ OLDU

Bilindiği üzere TBMM’de Ak Parti grup başkanı ve grup başkan vekilleri belli oldu. Buna göre önceki dönem Konya Milletvekili ve şimdi de Ankara Milletvekili olan Leyla Şahin Usta Grup Başkan Vekili oldu. Kendisini tebrik ediyor ve görevinde başarılar diliyorum.

Dostlukla kalın.