2.Şubat.2025 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Ayça Ceylan’ın “Dünya İçin Değer mi” başlıklı yazısını okuyunca Çevre ve Yapay Zeka konusunu köşeme almaya karar verdim.

Ben de yapay zeka konusunu yeni öğreniyor olmam nedeniyle, bu yazımda Sayın Ayça Ceylan’ın değerlendirmelerini özet olarak yansıtıyorum.

Yapay Zeka Çevre Dotu mu?

İklim krizine karşı çalışan pek çok kurum yapay zekâ teknolojilerine başvuruyor ancak söz konusu teknolojinin ürettiği elektronik atık ve harcadığı su miktarı sorgulamaları beraberinde getiriyor. Yapay zekâ gündelik yaşantımıza büyük bir hızla giriş yaptı. Diyetten spor programına, ilişki analizinden güncel siyasete, iş sunumlarının hazırlanmasından okul ödevlerine kadar her yerde insanlarla el ele.

İklim değişikliğini yoğun bir şekilde deneyimlerken elbette teknoloji, iklim uyumu için çözüm anahtarlarından biri olarak gösteriliyor. Dünya Ekonomik Forumu, “İklim Krizinde Yenilik ve Uyum: Yeni Normal İçin Teknoloji” başlıklı yeni raporunda küresel iklim uyumunda “kritik görev” alabilecek altı veri odaklı ve dijital teknolojisine odaklanıyor. Bunlardan biri iklim uyumu için yapay zekânın kullanımı. Ağırlıklı olarak yapay zekânın hava/iklim modelleme sistemlerindeki ve iklim risk analizlerindeki konumu ele alınıyor.

Türkiye’den bir gelişme:

Raporun yapay zekâ bölümünde ülkemizden bir inovasyon bilgisiyle açılış yapılmasına çok sevindim. 2022’de Koç Holding, Dünya Ekonomik Forumu ile Türkiye’deki orman yangınlarını haritalamak ve tahmin etmek için yapay zekâyı kullanan bir pilot program olan FireAld’ı başlattı. Proje 2021 yılında günlerce süren ve hem birçok canlının kaybına hem de maddi kayıplara neden olan orman yangınlarının ardından yapıldı. FireAId, yüzde 80 doğruluk oranı ile orman yangınlarını başarıyla öngören çözüm odaklı bir yapay zekâ destekli sistem olarak sunuluyor.

Elektronik Atık Üretiyor:

Yapay zekânın iklim değişikliği ile mücadeledeki olumlu rolünün yanı sıra olumsuz etkileri de var. Yapay zekâ sunucularını barındıran çoğalan veri merkezleri elektronik atık üretiyor ve su krizi yaşanan bir dünyada suyun büyük tüketicileri olarak öne çıkıyor. Yapay zekâ teknolojileri genellikle sürdürülemez bir şekilde çıkarılan önemli  minerallere ve nadir elementlere dayanıyor ve gezegeni ısıtan sera gazlarının emisyonunu teşvik ederek büyük miktarda elektrik kullanıyorlar.

Çevreyi İzlemek İçin:

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Baş Dijital Sorumlusu Golestan (Sally) Radwan, “Yapay zekanın çevresel etkisi hakkında hâlâ bilmediğimiz çok şey var ancak sahip olduğumuz verilerin bir kısmı endişe verici” açıklamasında bulunmuştu. Diğer taraftan UNEP, küresel ölçekte petrol ve gaz tesislerinin iklim değişikliğine neden olan bir sera gazı olan metan gazı saldığını tespit etmek için yapay zekâyı kullanıyor. Bu teknolojinin en büyük yararı anormallik ve benzerlik içeren verilerdeki kalıpları tespit edebilmesi ve gelecekteki sonuçları doğru bir şekilde tahmin etmek için geçmiş bilgileri kullanabilmesi. Bu özelliği yapay zekâyı çevreyi izlemek ve hükümetlerin, işletmelerin ve bireylerin daha gezegen dostu seçimler yapmasına yardımcı olmak için paha biçilmez duruma getirebilir, verimliliği de artırabilir.

Hoşça kalın.