Pazartesi günü Millet İttifakı açısından seçim çalışmalarını yazmıştım. Dün de AK Parti Konya İl Teşkilatında bir basın toplantısı vardı.

Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta ve İl Başkanı Hasan Angı’nın yanı sıra Konya Milletvekilleri Orhan Erdem, Tahir Akyürek, Selman Özboyacı, Ahmet Sorgun, Ziya Altunyaldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Meram Belediye Başkanı Mustafa Kavuş, Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı ve de İl Kadın Kolları Başkanı bu toplantıya katıldılar. (Bu arada diğer partilere de örnek olsun diye basın toplantısı sisteminden kısaca bahsedeyim. Bu toplantı, “basın toplantısı” olduğu için sadece basın mensupları vardı. Parti üyeleri salonu doldurmadığı için gazeteciler rahat rahat çalışabildiler.)

Malumunuz, seçim “sath-ı mailine” artık girdik denilebilir. Dolayısıyla bu tür toplantılar artık daha da çoğalacaktır. Ve de biz de naçizane oradaki yerimizi aldık. Büyükşehir Belediye Başkanı Altay’ın ve milletvekillerinin kısa bir selamlama konuşmalarının ardından Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta basın açıklaması yaptı.

Öncelikle şunu belirtmeliyim. Basın toplantısının başından sonuna kadar tek merak ettiğim konu vardı. O da “AK Parti diğer seçimlerden farklı olarak bu seçimde illerde nasıl bir çalışma yolu izleyecek” idi. Belediye faaliyetleri ve hizmetleri Konya halkının takdirini kazanan hizmetlerdir. Bunun aksini savunmak çok zordur. Yani Türkiye’nin illerini gezen vatandaşlar, hangi siyasi görüşe dahil olursa olsunlar, Konya’nın yaşanacak şehir olduğunu açıkça belirtiyorlar. Konya şehircilik anlamında en güzel kentlerden birisidir. Bunun da müsebbibinin belediye başkanları olduğunu kesinlikle söylemek gerekir.

Şimdi bunu okuyanlardan bazıları belediye faaliyetlerini kötülemek adına “metro” gibi, “çevre yolu” gibi yapılmayan hizmetleri hemen ortaya koyuyorlardır. Ama şunu belirteyim ki, metrosuz, çevre yolsuz Konya bile Türkiye’deki en iyi şehirlerden biridir. Dolayısıyla AK Parti seçimlerde belediyeler kozunu muhakkak kullanacaktır.

Bunun yanı sıra asgari ücret belirlemesi, sosyal konutlar, vergi yapılandırmaları, EYT gibi konular seçmenin oy kullanımında bir etken olacaktır. Ama aynı zamanda pahalılık, zamlar, kira artışları ve diğer artışlar da muhakkak ki oy kullanmada etken olacaktır.

Şahsen ben vatandaşın anlayacağı dilde neden ekonominin kötüye gittiğini, AB ve ABD’nin neden kredi bulmaya engel olduğunu, AB ve ABD’nin Türkiye’den isteklerinin neler olduğunu, 2018’de sistem değişikliğine neden gidildiğini, dünya konjonktürüne ayak uydurmak için, ülke olarak yaptığımız çalışmaları ve engellemeleri, buğday koridorunun önemini, doğalgaz merkezi olmanın önemini, ABD’nin terör örgütlerine desteğine rağmen terör örgütlerine karşı kazandığımız başarıları dinlemek istiyordum.

Yani 20 yıllık iktidarda halen birinci parti gözükmenin çok kolay olmadığını her zaman söylüyorum. Dolayısıyla vatandaşların alışmış olduğu bir siyasi irade olması nedeniyle AK Parti’nin seçimlerde bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz. Ama aynı nedenle 20 yıllık iktidarın illaki yıpranması normaldir diye bir adım geride olduğunu da söyleyebiliriz. İşte bu tezatlardan ötürü AK Parti’nin nasıl bir çalışma yöntemi uygulayacağı merak edilmesi gereken konulardandır.

Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Usta sahada vatandaşların kendilerini eleştirseler bile çözüm olarak da AK Parti’yi gördüklerini belirtti. Bence aslında yukarıda bahsettiğim tezatı da en iyi açıklayan cümle buydu. Çünkü vatandaşlar bilhassa ekonomik manada yaşadıkları sıkıntıların da etkisiyle AK Parti’ye kızıyorlar. Ama güvenecek bir alternatif bulamadıkları için yine dönüp AK Parti’ye gidiyorlar. İşte belki de anafikir bu demek yanlış olmaz.

Matematiksel olarak 6 partinin yüzde 50’ye ulaşması mı, 2 partinin yüzde 50’ye ulaşması mı daha kolay olur derseniz, matematik buna “6 partinin” diye cevap verir. Ancak sonuç bu şekilde olmadığı takdirde bunu açıklayacak en iyi cevap da bu anafikir olabilir.

Dostlukla kalın.