Her fırsatta yazıyorum, bir kez daha belirteyim. Gelişmekte olan toplumlarda herkes siyasetten ve futboldan anlar.

Toplum geliştikçe yavaş yavaş bu ilgiler azalır. Bizim toplumumuzda da siyasete ilgi gün geçtikçe azalmaktadır.
Gelişmiş batı toplumlarına baktığınızda çoğu kişinin kendisini yöneten başbakandan, devlet başkanından haberi bile yoktur. Süresi geldiğinde gidip oyunu kullanır o kadar…
Aslında ülkemizde de büyük bir kitle siyasetle falan alakalı değildir. Ancak çoğunluğu oluşturan vatandaşlarımızın siyasete ilgisi maalesef “takım tutar” gibidir. Bu mantık en azından yerel seçimlerde çok da kazandıran bir mantık değildir.
Şöyle bir örnek vereyim: 1989 yerel seçimlerinde iki aday vardı. Birisi Ahmet Öksüz diğeri Halil Ürün’dü. Konya’nın çok şey borçlu olduğu, bilhassa altyapısı ve raylı sistemi konusunda yaptığı hizmetleri hiçbir zaman unutulmayacak olan Ahmet Öksüz’ü destekledim. Çünkü dediğim gibi Konya’ya belediyecilik hizmeti yönünden tartışmasız iyi bir adaydı. Ama maalesef 1980 darbesinin “din sosyolojisi” toplumun Halil Ürün’e yönlenmesine yardımcı oldu.
1994 seçimlerinde Halil Ürün tekrar adaydı ve karşısında Ahmet Alkan vardı. 1989-1994 arası belediye başkanlığı yapan Halil Ürün’ün Koyuncu Petrol’ün ön tarafında olduğu gibi, şehir planlamasında yapılan hatalar gibi bazı hataları görünce Ahmet Alkan’ın bu işi daha iyi yapacağını düşünmüşümdür.
1999 seçimlerinde daha önce Karatay Belediye Başkanı olan Mustafa Özkafa Büyükşehir’e aday olmuştu. Onun adaylığını neredeyse muhalefet de kabul ettiği için aynen şimdi olduğu gibi o zaman da görev savmak adına adaylar çıkarılmıştı. Dolayısıyla Mustafa Özkafa Karatay’da yaptığı iyi belediyeciliğin karşılığını aldı.
2004 seçimlerinde Mustafa Özkafa tekrar adaydı aynı zamanda Tahir Akyürek de adaydı. Ayrıca o dönemde yurt dışındaki yaptığı işlerle ve vizyonerliğiyle iyi bir belediye başkanı adayı olan Hasan Sarımehmetoğlu da vardı. Özkafa harita mühendisi, Sarımehmetoğlu inşaat mühendisi ve Akyürek de avukattı. Siyasi konjonktür gereği seçimi Tahir Akyürek kazandı.
2009’da bu üçlü tekrar yarıştı ancak 2004-2009 arasında Tahir Bey gerçekten iyi bir belediyecilik örneği gösterdi. Ve de Tahir Bey’e destek çoğalarak tekrar seçilmesini sağladı.
2014 seçimlerinde bu sefer yeni bir aday çıktı. Tahir Akyürek tekrar aday olurken karşısına Mehmet Emin Altunel çıktı. Altunel yüzde 20’lerde kalırken Akyürek yüzde 65’lerde bir oy oranıyla tekrar seçildi.
2019 seçimlerinde Selçuklu Belediye Başkanı olan Uğur İbrahim Altay Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Bu arada rakibi de bu sefer Oğuz Şimşek oldu ki Oğuz Bey de çok iyi bir adaydı ve yüzde 20’lerde oy aldı. Ama Selçuklu’da çok sevilen başkan hala görevine devam ediyor.
1989 seçimleri dışında diğer seçimlere baktığımızda seçilen belediye başkanları gerçekten isabetli kararlarla seçilmiştir. Ahmet Öksüz, Mustafa Özkafa, Tahir Akyürek, Uğur İbrahim Altay isimlerine -hangi partili olursa olsun- itiraz edecek ve ‘kötü belediye başkanıydı’ diyecek kimse olacağını sanmıyorum.
Dolayısıyla Konya’da belediye başkanları bir partinin taraftarlığı mantığında seçilmiyorlar. İyi belediye başkanlığı yaptıkları için seçiliyorlar.
Aynı örnekleri diğer illerde değerlendirelim. Mesela İstanbul’u ele alalım. 2019 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu. 2020’de Pandemi başladı. 2022’de Pandemi sonlandı. Yani iki yıl Pandemi ile birlikte çok bir şey yapılmadan geçti. 2023’te Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı. Ve İmamoğlu belediye başkanlığından daha çok Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgilendi. Tabii ki bunda cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı düşüncesi de vardı belki de. Bu seçim 28 Mayıs 2023 tarihinde sonlandı ve şimdi 10 ay sonra da tekrar yerel seçimler var. Partizanca oy verecekseniz İmamoğlu’na verilebilir. Ama hizmete göre oy verilecekse İmamoğlu’na verir misiniz?
Üzerimde bir parti üyeliği baskısı olmadığı için ben oyumu şöyle kullanıyorum: Belediye başkanının yaptıklarına bakıyorum, yapması gerekip de yapmadıklarını ortaya koyuyorum. Üzerine bir de önümüzdeki dönem hedeflerini koyuyorum. Ona göre oyumu veriyorum. “Ben adayım” deyip de hiç ortada görmediğim, hiçbir fikrinden haberim olmadığı veya fikri olmayan adaylar “babamın oğlu olsa” beni ilgilendirmiyor.
Adam ticari işini batırmış, belediye başkanı olmak istiyor. Kusura bakma senden belediye başkanı olmaz. Adam hayatında hiç yöneticilik yapmamış, belediye başkanı olmaz. Şimdiye kadar toplum adına bir adım atmamış bir varlığı yok, bundan başkan olmaz.
Bu tür kriterleri bence siz de koyun. Ve vereceğiniz oyları da bu kriterlere göre belirleyin. Kriterlerinize uymayan adayları kim olursa olsun “macera olsun” diye desteklemeyin. Eğer şehrinizde güzel hizmet almak ve rahat yaşamak istiyorsanız bu kriterler şart gibi gözüküyor.
Dostlukla kalın.