Her zaman söylüyorum; “bu politikadan hiç keyif almıyorum” diye. Keyif almamamın sebebi aslında politikayı sevmemem veya politikayı kötü bulmam değil, bilakis herkesin politika ahkamı kesiyor olmasıdır. Aslında vatandaşı politikadan soğutan da politikanın kendisi değil, politikadan anlamayıp da kendi bilgisizliğini politikaya bağlayan insanlar olduğunu söylemek gerekir.

Günlerdir listelerle ilgili, sıralamalarla ilgili, adaylıklarla ilgili hep takip ediyorum. Anlatılan şeyler, öne sürülen tezler, büyük büyük konuşmalar, bir “ben bilirim” havaları inanın o kadar komik insanlar ortaya çıkıyor ki, yazmaktan ziyade izlemek daha keyifli oluyor.

Daha önceki bir yazımda yazmıştım, genel başkanların iki dudağı arasındaki düşünceleri, Konya’da oturup da buradan “bilmek” kehanetten başka bir şey olmaz. Ama bizim bazı uyanıklar onlarca fikir öne sürüp (daha doğrusu kafadan sallayıp) nasıl olsa birisinin tutacağını düşünüp, şimdi de “bak ben söylemiştim, söylediklerim yalan çıkmadı” diye kendilerini avutuyorlar. “Bunun ne sakıncası var” diye sorarsanız şöyle söyleyeyim: Bu tür “yanar-dönerlikleri” vatandaş sanki politika öyle imiş gibi algılıyor. Halbuki burada suçun politikada değil, onu yorumlamaya çalışan uyanıklarda olduğunu belirtmek gerekiyor.

Mesela bu kişilerden hiç kimse Meryem Göka’nın Konya Ak Parti adayı olacağını söylemedi. Hatta tanıyan bile yoktu? Tabii ki bu arada az da olsa birkaç uyanık “Genel Merkez kontenjan kullanacak, şok bir isim yazacak” diye “sallamıştı”. Bunların hakkını yememek lazım. Bunlar da bir şey bildiklerinden değil de “nasıl olsa böyle bir şey olabilir” diye düşündüklerinden bunu söylemişlerdi. Düşünsenize listeler hazırlanmış, 2 saat sonra YSK’ya verilecek zaman bekleniyor; birileri normalde istifa etmesi yasal zorunluluk olan İl Başkanı “Hasan Angı”nın listede olduğunu yazıyor. Siyaseten böyle bir uydurma yorum yapan kişi bence bir daha ömrü billah siyasetten bahsetmemelidir.

Sevgili okurlar, bu durum gazetecilerde de farklı değildir. Yani sanıyorlar ki gazeteciler bundan daha fazlasını bilirler. Halbuki alakası yoktur. Dediğim gibi “bir genel başkanın iki dudağı arasındaki fikri” kim bilebilir. Baştan beri “CHP’de birinci sıra Barış Bektaş olmalıdır. Siyasi etik gereği böyle olmalıdır” diyordum. Olmayabilir miydi? Kesinlikle olmayabilirdi. Aynı şekilde CHP’de seçilebilecek bir yerde bir Ereğli adayının olmasının oy getireceğini hep söyledim. Hiç alakası bile olmadı. Ereğlili adayı CHP’de 4.sıraya koymuşlardı, onu da son anda değiştirip 5.sıraya aldılar. Dolayısıyla bir gazeteci tecrübelerinden yararlanarak, biraz da siyaset bilgisi varsa normal şartlar altında olması gerekeni söyler. Ama genel başkanların ne düşüneceklerini bilmenin imkanı yoktur. Bu arada bilgi alan gazeteciler de sadece bilgi aldıkları kişinin fikrini yansıtabilirler. Yani bu dönemde tüm gazeteciler gibi beni de çok arayan oldu. Ve öyle şeyler anlattılar ki; “yazma” dediler ama daha çok “bunları da bir yazsan” manasında olduğu gayet net anlaşılabiliyordu. Yani bilgi veren, kendi yapmak istediği manipülasyonu gazetecilere yaptırmak isteyebiliyorlardı. Ben de onları kibarca başka arkadaşlara yönlendirdim işin doğrusu.

Ak Parti’nin 1.sıra, listebaşı milletvekili adayı malumunuz Tahir Akyürek. Belediye başkanlığını bırakarak milletvekili adayı olan Tahir Akyürek’in, o dönemde yine yukarıda bahsettiğim “çokbilmişler”, “milletvekili adayı yapılmayacağını” söylüyorlardı. Milletvekili adayı olunca bu sefer aynı bilmişler(!) “Tayyip Erdoğan vefa nedeniyle yaptı, gördüğü göreceği bu olur” dediler. Ardından Tahir Akyürek, TBMM’de komisyon başkanı oldu. Bu dönem “aday olmayabilir, olsa da yapılmayabilir, yapılsa da sıradan bir vekil olur” dedikoduları arasında Tahir Akyürek Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta’nın da Ankara’ya alınmasıyla “listebaşı” olarak Konya’ya geldi.

Belediye Başkanlığından beri çok vizyonel, bir hukukçu olmasına rağmen belediye çalışmalarına oldukça hakim ve Konya’da günümüzün en iyi politikacılarından birisi olduğunu her fırsatta yazdım. Hatta o yazılarımı yazarken, neredeyse Konya basınında Tahir Akyürek’in yanında yer alan ender gazetecilerdendim. Tahir Bey, milletvekili seçildiğinde mazbata aldığı gün Adliye’de karşılaşmıştık ve bu konuyu orada da konuşmuştuk kendisiyle. Yani bunu şundan söylüyorum, o zaman da değerlendirmelerimi yapılması gereken ilkeler doğrultusunda yapıyordum ve hala da öyle yapmaya çalışıyorum.

Şimdi gelinen aşamada, Tahir Akyürek 1.sıra adayı olarak Konya’yı şekillendirecek isim olması ve ilerleyen süreçte genel başkan yardımcılığı da gözüküyor olunca birden Tahir Akyürek’in iyi bir politikacı olduğu gündeme gelmeye başladı. Seçim bittikten ve vekiller görevlerine başladıktan sonra inanın Tahir Akyürek’i eleştiren kimse kalmayacağı gibi herkes kutlama sırasına girecektir.

Ak Parti sıralarına baktığımız zaman şaşırılabilecek 3 isim vardır. Bunları yazmadan önce şöyle bir açıklama getireyim: Öncelikle aday adayı olan 207 kişinin her birinin milletvekili adayı olarak seçilme olasılığı vardı. Yani aday adayı olan 207 kişiden hangileri aday olursa olsun şaşırtmamalıdır. Aday adayı olmayan Orhan Erdem ve Abdullah Ağralı’ya aday olmaları talimatı verilmiş ve bu iki tecrübeli isim de aday olarak sıralanmıştır. Şimdi Genel Merkez’in yani Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla aday olan bu iki isimden beklentinin büyük olduğu kesindir. İşte bu iki isme verilen rolü izleyip görmek lazımdır. Ve tabi ki üçüncü isim de Meryem Göka, bilinen ve beklenilen bir isim değildi. Ama bu bir değişiklik ya da olumsuzluk oluşturacak bir durum değildir. Yani particiliğin ne demek olduğunu bilmeyenlerin söylediği gibi burada bir liste krizi falan yoktur.

CHP’de öncelikle örgütlerin birinci sıraya da ikinci sıraya da itirazları falan yok. Yani kendini örgüt içerisinde ispatlamış bir il başkanının birinci sıraya gelmesinden daha doğal bir şey yok. Sonuçta ittifak olduğunu düşününce Gelecek Partisi’nin, sevilen, dürüst ve şaibesiz bir ismi olan İl Başkanı Hasan Ekici’ye de itiraz etmek anlamsız olur. 3.sıra Genç Osman Killik, CHP Konya örgütlerinin içerisinde büyüyen ve de Gençlik Kolları Genel Başkanı olan bir isim. Burada 4.sıraya Ereğli adayı yerine Gelecek Partisi adayı getirilince biraz sıkıntı oluştursa da geçen seçimde 130 bin oyu olan CHP’nin 3.milletvekilini çıkarması için 250 bin civarında oy alması gerekiyor yaklaşık. Yani Konya’da oyunu yüzde 90 civarında arttıran bir CHP 3.milletvekilini çıkartabilecek ve de 4. Milletvekili için sanırım oyların yüzde yüzün üzerinde artması gerekecek. “Olamaz” demiyorum ama olması da oldukça zor gözüküyor.

Baştan beri söylediğimi tekrar edeyim CHP’de liste konusunda Ereğlililer biraz kızgınlar onlar da haksız sayılmazlar. Ama dediğim gibi genel başkanın iki dudağı arasında oluşan demokraside zaman zaman kırılmalar yaşanır.

İyi Parti’de liste aslında diğer iki partinin listesinden çok daha manidar. İl Yönetiminin desteklediği adaylar görev almamışlar. Ünal Karaman, genel merkezin kontenjan adayı, Fahrettin Yokuş genel merkezin adayı ve de bilindiği üzere il kongresinde de mevcut il başkanını desteklememişti. 3.sıra Selin Tozoğlu da “genel merkezin merhum il başkanı Gökhan Tozoğlu’na vefası” sıfatıyla genel merkez tarafından aday gösterilmişti. İl Yönetiminin aday olarak görmek istediği neredeyse hiçbir aday adayına yer verilmemesi, genel merkezin il yönetimine karşı çok sıcak bir tavır sergilemediğini gösteriyor. Seçim sonucunda bu soğuk tavır nasıl bir hal alır bilemiyorum onu da hep birlikte göreceğiz.

Şimdilik burada ara vereyim. Yarın diğer partilere de kısaca bir değinelim.

Dostlukla kalın.