Bütün Türkiye'de olduğu gibi İlçemizde de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 95. Yılında Kaymakam, Garnizon KomutanıV. Belediye Başkanı, C.Savcısı, S.Ü. Karapınar Aydoğanlar MYO Müdür V.,Siyasi Parti İlçe Başkanları, Sivil Toplum Örgüt Başkanları, Askeri erkan, İlçe Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve diğer Daire Amirleri, Okulların Müdürleri, öğretmenler, Öğrenciler ile vatandaşların katılımıyla 28 Ekim Pazar günü Cumhuriyet Meydanında Atatürk Anıtına Çelenk Sunumu, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ve 29 Ekim Pazartesi günü Atatürk Stadyumunda Saygı Duruşu, İstiklal Marşı'nın okunması ve diğer yapılan etkinliklerle Cumhuriyet Bayramı coşku içerisinde kutlandı.
Cumhuriyet Bayramı'nın 95. Yılı Kutlama programında, Karapınar Kaymakamımız Mustafa KARACA'nın çok güzel ve anlam yüklü konuşmasını siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istedim.
Kaymakam Mustafa KARACA'nın konuşması; Değerli Garnizon Komutanım, Değerli Belediye Başkanım, Protokolün kıymetli üyeleri, Sevgili Öğretmen ve öğrenciler, Karapınarlı aziz hemşerilerim. Öncelikle bu anlamlı günde, Cumhuriyetimizin 95. Yılı kutlamaları münasebetiyle sizlerle beraber olmaktan duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyor, hepinizi şahsım ve Kaymakamlığımız adına saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet, aziz Türk Milleti için sadece bir yönetim şeklinden ibaret değildir. Cumhuriyet, tarihimizin en kapsamlı dönüşüm ve ilerleme hamlesidir. Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşadığı dönemde dünyada olup biten olayları çok iyi okuyabilen, dünyanın gidişatını çok iyi görebilen, yorumlayabilen, vizyon sahibi ve öngörüsü çok yüksek tarihte eşine nadir rastlanır bir devlet adamıydı. O Türk milletinin dönem itibariyle içinde bulunduğu oldukça ağır ve karanlık şartlardan çıkabilmesinin ve dünyanın saygın medeni milletleri arasında hak ettiği yeri alabilmesinin ve geçmişindeki ihtişamlı günlerine tekrar dönebilmesinin tek yolunun ancak ve ancak Cumhuriyetle mümkün olabileceğinin bilincinde olan bir liderdi. Kurduğu Cumhuriyetle, savaşlardan harap ve bitap düşmüş bir milleti yeniden ayağa kaldırmış, yaptığı modern açılımlarla milletimizin ufkunu açmış, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yaptığı başarılı hamlelerle ülkemizin ve milletimizin neredeyse kaybetmiş olduğu özgüveni kısa sürede yeniden tesis etmiştir. Onun en büyük hedefi, fikri hür, vicdanı hür, çalışan, üreten, hayatın her alanında bilim ve fenni kendine rehber edinmiş bir milat inşa etmekti. Çünkü o şunu çok iyi biliyordu ki, ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi, ancak böyle bir millete sahip olmakla mümkün olacaktı. Bugün Cumhuriyetimiz 95 yaşındadır. 95 yıl bir ülke için kısa sayılabilecek bir zamandır. Bu 95 yıllık zaman zarfında ülke ve millet olarak neler kazandığımıza, nerelerden nerelere geldiğimize bakacak olursak, hiçte azımsanamayacak kazanımlar elde ettiğimizi görmek mümkündür. Rabbime sonsuz şükürler olsun, şuan içinde bulunduğumuz dönem itibariyle, siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel, sportif Vs. hayatın her alanında dünya üzerinde söz sahibi bir ülkeyiz. Artık birilerinin kurduğu oyunlara boyun eğen bir ülke değiliz. Oyun bozan ve oyun kuran bir ülkeyiz. Artık üretmeden tüketen, her şeyi dışarıdan ithal eden bir ülke değil, her türlü mal ve hizmeti kendisi üreten, ekonomisi ve sanayisi güçlü, dünyanın her ülkesine ihracat yapan bir ülkeyiz. Artık borç almak için kapılarda bekleyen bir ülke değil, borç veren bir ülke konumundayız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bugün elde ettiğimiz bu kazanımların tamamına sahip olduğumuz Cumhuriyete ve Demokrasimize borçluyuz. Peki bunlar bizim için yeterli mi? Tabii ki yeterli değil. Şunu çok iyi anlamanızı isterim ki, geçmişte ve bugün olduğu gibi gelecekte de içeride ve dışarıda, ülkemize, milletimize, cumhuriyetimize ve demokrasimize kasteden hain şer odakları olacaktır. Ancak biz Büyük Türk Milleti olarak tıpkı 15 Temmuzda yaptığımız gibi, birlik ve beraberliğimize daha fazla sarılarak, Cumhuriyetimize ve demokrasimize daha fazla sahip çıkarak, daha fazla çalışıp daha fazla üreterek, bilim ve fenni kendimize rehber kılıp daha fazla bilgi üreterek bu hain şer odaklarına gerekli cevabı vereceğiz ve muassır medeniyetler seviyesinin de üzerine çıkarak medeni dünyada hak ettiğimiz saygın yerimizi alacağız. Benim buna inancım tamdır. 
Başta Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarını, tüm Şehit ve Gazilerimizi, rahmet, minnet ve saygıyla anıyor ve hepinizin Cumhuriyet Bayramını gönülden kutluyorum. Hepiniz Allah'a emanet olun."diyerek konuşmasını tamamladı.Saygılarımla