Geçtiğimiz hafta sonu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı 2020-2021 Dönemi Stratejik Değerlendirme ve 2022-2023 Vizyon Çalıştayı'na katıldık. Çalıştay’da İletişim Başkanlığı Konya Bölge Müdürü Tuncay Karabulut’la birlikte Konya gazetecilerini temsilen, Gazeteciler Cemiyeti Başkan Vekili Lokman Koyuncuoğlu ve Başkan Yardımcısı olarak da bendeniz katıldık.

İletişim Başkanlığı’nın tüm Türkiye’de 18 bölgesinde görev yapan yöneticileri ve çalışanlarının çoğunun katıldığı ve bunun yanı sıra yine illeri temsilen yaklaşık 150 gazetecinin katıldığı bir çalıştaydı. Bu arada yurt dışından da katılan gazeteciler de mevcuttu.

Aslında bu çalıştayı sanırım iki bölümde değerlendirmek gerekir. Birinci bölümde İletişim Başkanlığı çalışanlarına özgü bir kurum içi eğitim bölümü; diğeri de bilhassa yerel basının ve tüm basının sorunlarına değinildiği ikinci bölüm olarak.

Birinci bölümde İletişim Başkanlığının kurumsallaşması, basın müşavirlerinin ülkelerine bakışı, medya hukuku, etkili iletişim, uluslararası protokol, istihbarata karşı koyma, kişisel verileri koruma gibi konular anlatıldı ve tartışıldı. İkinci bölüm bizi ilgilendiren tarafıydı ki, bölgelerden gelen gazetecilerle, bölge müdürlerinin bulunduğu atölye çalışmaları yapıldı. Burada da bilhassa yerel basının sorunları, çözüm önerileri, yerel basının yapması gerekenler ve de Devlet’in yapması gerekenler tartışıldı. Ve bunlar birer rapor haline getirilerek İletişim Başkanlığı’na sunuldu. Bundan sonraki süreç sanırım İletişim Başkanlığı’nın çözüme katkılarıyla yürüyecektir.

İletişim Başkanlığı’nın bu programında tabii ki Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakınındaki kişilerden biri olarak bilinen Fahrettin Altun da bir konuşma yaptı. Bu konuşma metninin neredeyse tamamı basın organlarında yer aldığı için burada ayrıntısına girmeyeceğim. (Çünkü köşe yazarlığı alıntılarla dolu bir yazı yazma şekli değildir. Köşe yazarının kendi fikrini ifade ettiği bir yazı yazma şeklidir) Ama tabii ki bir takım gözlemlerimi de belirtmeden geçmeyeceğim.

Genelde Türkiye’de muhalefet, Cumhurbaşkanına yakın kişilere karşı bir tepki içindedir. Aynı şekilde İktidar yandaşlarının da muhalefetten kişilere karşı önyargılı bir yaklaşımı vardır. Yani objektif bir bakış açısı sergilemek maalesef bizler için çok kolay değildir. Ben burada objektif bir değerlendirme yapacağımı söyleyeyim.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’la ilk kez bu programda tanışma fırsatı buldum. Sahneye çıkıp konuşmasını yapan Sayın Altun’un çok dinamik bir yapıya sahip olduğunu gördüm. Sahnedeki duruşu, hareketleri, tavrı ve hitabetiyle etkileyici bir konuşma yaptı. Yani orada, kim ne derse desin, bir İletişim Başkanı dimdik duruyordu.

Hani son zamanlarda bilhassa Ak Parti’nin atadığı görevlilerde liyakat sorunu hep tartışılırken, İletişim Başkanı’nın çok yerinde ve “kendi içerisindeki mantık çerçevesinde” doğru bir atama olduğunu düşündüm. Şimdi bu yazıyı okuyan muhalefetten bir takım isimler beni eleştirecekler ama hiç eleştirmesinler. Bu tamamen objektif bir değerlendirmedir.

Bu arada Fahrettin Altun’un ortaya koyduğu “Türkiye İletişim Modeli” konusu da iktidarın yanı sıra muhalefet için de devam ettirilmesi gereken ve yerinde bir yöntem olacaktır diye düşünüyorum. 

Bu çalıştay için emeği geçen herkesi kutluyorum. İletişim Başkanlığı’nın da daha önce yapmadığı bir çalışma olduğunu da gözden kaçırmamak gerekir. Modern ve kurumsallık içerisinde olan kurumların bu tür çalışmalara yer vermeleri bile bir vizyon örneği olarak gösterilebilir.

Dostlukla kalın.