Dini konularda genelde çok yazı yazmıyorum. Ama konuyu bilmediğimden değil bilakis bu tür konular Allah’la kul arasındaki ilişkiyi işaret ettiği içindir. Genelde bu tür dini yazıları okuduğumda gördüğüm yazarın kendince İslam dinine kattığı yorumlardır.

Bizler de bilgilerimizi paylaşmalıyız ki, ortalığı boş bulan “tüccarlar” yeni bir din yaratmaya kalkmasınlar. Herkes İslam dinini öğrenmeli, onun bunun fikrini değil.

İslam dininin iki kaynağı vardır. Birisi Kur’an diğeri de Hz. Peygamberdir. Dolayısıyla diğerlerinin hepsi sadece yorumdur. Aslında Müslümanlık da insanların İslam dinini yorumlamasıdır diyebiliriz.

Halbuki bu işin doğrusunu anlatmak gerekirse İslam dinini baz almak gerekir. Müslümanlığı değil. Müslümanlığı baz aldığınız takdirde Mevlit okumayı ibadet zannedebilirsiniz. Müslüman olmanın ilk şartının başı örtmek olduğunu düşünebilirsiniz. Şeker ve Kurban Bayramı’nı bilirsiniz. Halbuki bu bayramların Fitr ve Hac Bayramı olduğunu duymamışsınızdır bile belki de…

Kandiller konusuna girmiyorum bile. Yani bu konuda da söylenecek çok şey var ama artık bazı konular o kadar gelenek haline gelmiş ki yapacak ve değiştirebilecek bir durum maalesef yok.

Aslında burada yapılması gereken tek şeyin her Müslüman’ın İslam dinini çok çok iyi öğrenmesi gerekliliği ortaya çıkıyor. Aksi halde tarikat adı altında cemaat adı altında Allah’a inancını masumane bir şekilde yaşayan insanlara tasallut eden bu gruplar hem dini sömürerek kendi istedikleri gibi bir din yaratıyor hem de dini bilgileri zayıf olan vatandaşları ağlarına düşürerek sömürüyorlar.

Bu durumları hep yaşamıyor muyuz? FETÖ’de yaşamadık mı, Adnan Hocacılarda yaşamadık mı? İşte bu nedenle İslam dinini öğrenmek, İslam’ı “okumak” birinci görev olmalıdır.

Bu arada Peygamber Efendimizin Hadislerinden yararlanmak gerekir. Peygamber Efendimiz bir Hadisinde "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya en yakın göğe inerek fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim.’ buyurur.” Demektedir.

Farkındaysanız, gayet açık bir biçimde gece ibadet etmeyi, gündüzünde oruç tutmayı salık vermektedir. Tabii ki dileyen dilediğini yapacak ve de kendine göre yorumlayacaktır ama bizim yapmamız gereken İslam Dinine göre yorumlamaktır.

Bu vesileyle Berat gecesinin hayırlar getirmesini, İslam dinine dönmek için bir arınma ve temizlik olmasını canı gönülden diliyorum.

Dostlukla