Normal durumda yaklaşık bir ceviz büyüklüğündedir. Prostat kanserinde, prostat bezi içerisinde kanser hücreleri gözlemlenir. Yaşlanmayla birlikte daha sık ortaya çıkan prostat kanseri dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de erkek kanserleri arasında yüz binde 39,1görülme sıklığı ile önemini korumaktadır. Bir yılda yaklaşık 18 bin kişi prostat kanseri tanısı almaktadır. Yapılan araştırmalara göre, bir erkeğin prostat kanserine yakalanma riskini etkileyebilecek birkaç faktör mevcuttur:
¢ Yaş: Prostat kanseri 40 yaşın altındaki erkeklerde nadir olsa da 50 yaş sonrasında görülme riski hızla artmaya başlar.Her 10 prostat kanseri vakasından 6'sı 65 yaşından büyük erkeklerde görülmektedir.
¢ Ailesel Yatkınlık: Prostat kanseri olan bir baba veya erkek kardeşe sahip olmak, bir erkeğin bu hastalığa yakalanma riskini iki katından fazla artırmaktadır. Genç yaşlarda prostat kanseri tanısı almış birden fazla akrabası olan erkeklerde de risk daha yüksektir.
Yukarıdakiler kadar net bir ilişki olmasa da prostat kanseri riskinin artışıyla ilgili diğer faktörlerşunlardır:
" Diyet: Doymuş yağlardan (hayvansal gıdalarda bulunan yağlar, tereyağı, margarin, iç yağı, kuyruk yağı) ve kırmızı etten zengin, sebze-meyveden fakir beslenme alışkanlığının prostat kanseri riskini arttırabildiğine dair yayınlar vardır.
" Kimyasal maruziyetler: Bazı kimyasallara maruziyet riski artırabilmektedir. Örneğin itfaiyecilerin prostat kanseri riskini artırabilecek kimyasallara maruz kalabileceklerine dair bazı kanıtlar mevcuttur.
Erken evrede hiçbir belirti vermeyen prostat kanseri, kanser dokusunun büyümesiyle birlikte bazı şikâyetlere yol açabilmektedir:
" İdrar yapma sorunları: Yavaş veya zayıf idrar akışı veya özellikle geceleri olmak üzere daha sık idrara çıkma ihtiyacı
" İdrarda veya menide kan varlığı
" Ereksiyon (sertleşme) sorunu (erektildisfonksiyon)
" Kanserin, kemiklere yayılımına bağlı kalça, sırt (omurga), göğüs (kaburga) ağrıları
" Bacaklarda veya ayaklarda zayıflık veya uyuşma, hatta omuriliğe baskı yapan kanser kitlesi nedeniyle mesane veya bağırsak kontrolünün kaybı
İdrarla ilişkili problemler yaşayan kişilerin erken tanı ve tedavi açısından bir üroloji uzmanına başvurması doğru olacaktır. Hekime erişimin kolay olduğu ülkemizde prostat kanseri vakalarının %68,1'inin erken evrede teşhis edildiği görülmektedir.
Hastalığın kesin tanısı biyopsi ile konur. Genel olarak erkeklerin 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında prostat kanseri görülenlerin ise 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli olarak muayene olması ve kanda Prostat Spesifik Antijen (PSA) testini yaptırması, erken tanı konulması açısından önem arz etmektedir.
Prostat kanseri tamamen önlenebilir olmasa da, bir kişinin riskini azaltmaya yardımcı olabilecek değişiklikler şunlardır:
o Sigarayı bırakmak,
o Sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak,
o Düzenli egzersiz yapmak,
o Sağlıklı, dengeli bir diyet yapmak
Bu kapsamda temel mesajlar aşağıda yer almaktadır.;
" Erken teşhisle, başarılı bir tedavi ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağlanır.
" Erkeklerin sağlıkları konusunda farkındalıklarının olması, risk faktörlerini anlamaları ve düzenli kontrollerini yaptırmaları önemlidir.
" Bilgi sahibi olun, sağlıklı kalın ve kendinizi ve sevdiklerinizi prostat kanserinden korumak için gerekli adımları atın.
" Beslenme ve egzersizle sağlığınızı güçlendirmek için çok sayıda nedeniniz var!
" Sağlıklı ve dengeli bir diyet prostat kanseri geliştirme riskini azaltabilir.
" Bugün kendinize bir iyilik yapın, prostat kontrolünüzü yaptırın!
Dr.Mehmet Akif AKYURT
İlçe Sağlık Müdürü