Dostlar, son zamanlarda ülkemizde gerçekleşen terör olayları ve buna bağlı olarak görevli asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın şehadeti millet olarak hepimizi hem derin üzüntülere gark ediyor hem de öfke seline neden oluyor. İşte bu gündem den dolayı bu hafta sizlerle şehitlik ve şehadet kavramlarına ilişkin bilgi vermek, sizlerle duygu düşünce paylaşımı içerisinde olmak istedim.

         Dostlar, şehitlik kavramı şahitlik ten gelir. Şehit olan kişi aynı zamanda şahit olan demektir. Peki neye şahittir şehit? Hakka ve hakikate… Allah kimi insanlara mal vermiştir. Bu insanlar malından Allah rızası için tasadduk ederek hak ve hakikate yani Allah’ın varlığı ve birliğine şahitlik ederler. Allah insanların çoğuna sıhhat, beden lütfetmiştir. İşte insanlar Allah’ın bahşetmiş olduğu bu bedenlerle namaz, oruç gibi beden sıhhatine dayalı ibadetleri Allah rızası için gerçekleştirerek yine hak ve hakikate yani öncelikle Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik emiş olurlar. Ve muhtemeldir ki ömrünü Allah’ın vermiş olduğu nimetler aracılığı ile Allah rızası için şahitlik yapmak tasarruf emiş mü’minler şahitlerden yazılacaklardır. Bu anlamda Allah cümlemizi şahitler sınıfına dahil etsin İnşallah.

          İşte dostlar, bizler hiçbir nefis kaygısı taşımaksızın yalnız Allah rızası için vatanı, namusu, istiklali adına tüm varlığı ile şahitlik eden, Allah’ın dini, davası adına canını veren tüm Müslüman kardeşlerimize şehit diyoruz. Çünkü onlar hak ve hakikate yani Allah’ın varlığı ve birliğine dair en büyük şahitliği yapmış kişilerdir. Çünkü onlar kendileri üzerine Allah’ın en büyük nimeti olan canlarını şahitlik edebilmek adına feda etmişlerdir. Bu mertebede bu seviyede şahitlik yapabilmek ancak Allah’ın lütfü ve ikramı en çok olan milletlere ve şahsiyetlere nasip olur. Böylesi bir şahitlik ve bu şahitliğin neticesi olan şehadeti Allah bizlere de nasip eylesin.  

          Dostlar, bu yazıyı kaleme almamın nedenlerinden biriside ne acıdır ki toplumumuzun zamanla şehitlik kavramının anlamını unutmaya başlamasıdır. Mevcut şehitlerimizin arkasından onların ruhunu incitecek bir takım düzeysiz açıklamalara şahit oluyor olmamızdır. Dostlar, şunu hiçbir zaman unutmayın terör hiçbir milleti yok edemez, hiçbir devleti de yıkamaz. Hele ki binlerce yıllık tarihsel tecrübesi olan Türk Milletini asla mağlup edemez. Terörün amacı da zaten bu değildir. Terörün amacı insanların devletine olan güvenini yıkmaktır. Terörün amacı toplumun kaosa düşmesi ve iç savaşa yönelmesini sağlamaktır. Terörün amacı devleti yönetilemez hale getirmektir. İstikrarsızlaştırmak ve iktidarsızlaştırmaktır.

          O zaman bize düşen nedir? Suhuletle ve vakarla hareket etmektir. Devletin meşru savaş gücüne tam destek vermektir. Toplum içerisinde hoş görüyü geliştirmektir. Terörü meşru bir düzen içerisinde protesto etmektir. Bunun dışında devleti ve güvenlik güçlerini zor durumda bırakan, hukuksuz ve kaosa yönelik tavırlar sadece ve sadece terörün amacına hizmet etmeye yarar. Teröre karşı geliyormuş gibi görünen, toplumu provake etmeye yönelik sokak eylemleri, devletin terörle mücadele eden otoritelerini eleştirerek, suçlayarak devlet otoritesini zafiyete uğratacak yaklaşımlar terörün amacına hizmet etmekten öteye geçemez. Çünkü terörizminde tam amacı zaten budur. Toplumsal kaos ve istikrarsızlık.

            Dostlar, tüm samimiyetimle sizlerle bir içtenliğimi paylaşmak istiyorum. Allah bir erkek bir de kız çocuğu bağışladı bana. Ve ben bu gün tüm içtenliğimle sizlerin şahitliğinde dua ediyor ve sizlerin amin demesini istirham ediyorum: ‘Allah, evlatlarıma ve bana şehadeti nasip eylesin, bizleri canı ile hak ve hakikate şahitlik eden zümreye dahil eylesin’ Sizlere şehitler için kitabımın kapağına yazmış olduğum bana ait bir şiir ile veda ediyorum: Allah’a emanet olun;

 

ŞEHİT, ŞEHİT, ŞEHİT

Şehit, şehit, şehit,

On dört asırlık medeniyet ağacına kanıyla sulayan,

İnsanlığın bütün emanetlerini sırlarla dolu yüreğinde saklayan

Hak ve hakikat adına bütün gerçekliklere şahitlik yapan şehit.

 

Şehit, şehit, şehit,

İlahi aşkla yanan yüreğini ölümsüzlük şarabıyla kandıran,

Gönül bahçelerinin gonca gülü,

Hikmet ağacının en güzel meyvesi şehit.

 

 

Şehit, şehit, şehit,

Bestesi İlahi Kelam’a nakşedilmiş, inananların dilindeki en güzel beste,

Allah’ın ikram sofrasının en güzel konuğu,

Cennet bahçelerinin özlemi şehit.

 

Şehit, şehit, şehit,

Türk Milletinin gönül dili,

Dile gelmeyen muhabbetlerin lisan-ı hali,

Aşk ülkesinin fatihi şehit.

                               (C.ACAR)