Toplantı, Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanları, İl Müdürleri, Sivil Toplum Kuruluş Başkanları, Süt ve Yem Sanayi Temsilcileri ve Basının katılımıyla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını Konya Bölgesini temsilen Mehmet TARTAN yaptı. Tartan yaptığı konuşmada; “Beslenmedeki önemi hiç kuşkusuz kabul edilen süt ve süt mamulleri her zaman aranan ve zevkle tüketilen gıda maddeleri olmuşlardır. Süt ve mamullerinin yüksek enerji kaynağı olmasının anlaşılması onu günlük yaşantımızın vazgeçilmez unsurları arasına almıştır. Bileşimi ve niteliği nedeniyle bozulmaya karşı çok müsait bit gıda maddesi olduğundan, süt teknolojisi, bilgi ve dikkat isteyen bir çalışma sahasıdır. Süt hassas bir madde olduğundan iyi kalitede olması ve bu kalitenin muhafazası çok, arzu edilen bir husustur.

Süt kalitesi ve işlene bilirliğini olumsuz etkileyen unsurlar;Süt içerisinde bulunan somatik hücre sayısı, Bakteri sayısı, Anti bakteriyel yabancı maddelerin bulunma düzeyidir. Süt yağı, protein, laktoz, kül miktarı ve sütün yapısında değişimlere yol açarak, çiğ süt kalitesi ve sütün işlenebilirliğini olumsuz yönde etkiler.

Bu nedenle çiğ süt üretiminde;

1- İneğin sağlıklı olması

2- Dengeli besleme

3- Ahır ve sağım hanenin temizliği

4- Sağımın uykun şekilde yapılması ve uygun soğutma işlemi

Gibi hususlara azami dikkat edilmelidir.


Sağlıklı bir inekten elde edilen sütler;

% 87 su

% 3,8 yağ

% 3,4 protein

% 4,5 laktoz

İçermelidir.


Sağım hijyenik bir ortamda yapılmalı ve hemen sonra kalitesini bozmayacak şekilde temiz ve serin bir yerde muhafaza edilmelidir. İki saati geçen süt toplamalarında 8 derecede, günlük toplanmayacaksa 4 derecede muhafaza edilmelidir.Süt ile temas eden kap, makine ve tanker gibi alet ve ekipmanlar kolay temizlenebilir, insan sağlığını tehlikeye atmayacak ve sütün fiziksel özelliklerini bozmayacak özelliklerde olmalıdır.Sütün taşınması ve korunmasında sıcaklık çok önemlidir. Sıcaklık değişimleri mikroorganizmaların üremesine neden olduğundan; ürünlerin fiziksel, duyusal ve kimyasal yapılarının bozulmaması ve mikroorganizmaların ürememesi için soğuk tutulması gerekir.

Soğuk zincirde amaç, tüketime sunulan gıda maddesinin tüketiciye hiçbir zarar vermeyecek şekilde ulaştırılmasıdır. Bu zincirde kullanılan soğutma tanklarının amacı da bakterilerin yok edilmesi değil, gelişiminin önlenmesidir. Sütün, üreticiden imalatçıya, imalatçıdan tüketiciye AB standartlarında ulaştırılması için soğuk zincir büyük rol oynar. Bunun yanı sıra süt ve süt ürünlerinin AB ülkelerine ihraç edilmesinde de çok önemlidir.


Üretimden tüketime kadar tüm işlemler küf gelişimini en aza indirecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Bu amaçla modern üretim teknikleri uygulanmalı, gıda ve yem maddeleri uygun biçimde depolanmalı ve sürekli olarak kontrol edilmelidir. Yem ve yem hammaddeleri her aşamada afla toksin yönünden analiz edilmelidir.Yem ve yem maddeleri her aşamada kontrol edilmeli ve modern üretim teknikleri uygulanmalıdır. Uygulama güçlüğü ve kalıntı problemi gibi bazı sorunlara yol açtığından kimyasal yöntemler yerine toksin bağlayıcılar tercih edilmelidir. Afla toksin oluşumunun önlenmesi için üretimden tüketime kadartüm aşamalarda gelişmiş tarım teknikleri, ileri teknolojiler ve iyi tarım uygulamalarla engellenmesi gerekmektedir.

Biz Süt Üreticilerinin en önemli gayesi çiğ süt kalitesini artırmak ve afla toksin oluşumunu önlemektir. Üreticilerimizle her zaman bilgi alış verişinde olup bilgilendirme toplantıları gerçekleştirmekteyiz.

Optimum yağ, protein oranlarının ve işletmelerdeki hayvanların kapasite gücünün artırılması ile sütün soğuk zincirde taşınması, sahadaki olumlu çalışmalar ve süt tozu ihracatı sayesinde Konya olarak üretim noktasında çok iyi yerlere geldik.

Karapınar Süt Üreticileri Birliği olarak;

Günlük 450 ton süt hacmine sahibiz. Bu sayede birliğimizin Karapınarımıza kazanımı; Aylık 45 milyon TL, Yıllık ise 540 milyon TL dir.

Süt arzının fazla olduğu süreçte Türkiye’de birlikler arasında ilk defa Çin’e süt tozu ihracatını gerçekleştirdik.

Saha elamanlarımız ürün kalitesini artırmak için üreticilerimizin işletmelerinin yerinde kontrolü, eksikliklerinin tespiti ve numune alımı yaparak süt değerlerinin hızlı ve etkili bir şekilde ölçülmesini sağlamıştır.


Üreticimizin ürününü arz-talep dengesine göre en iyi şekilde değerlendirip üreticimizi mağdur etmemek adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz Konya olarak bu işin markası olduk. Konya’nın içinde de Karapınar ayrı bir marka oldu. Çiğ sütün kalitesini arttırmak adına üreticilerimiz ve tüketicilerin yararına her adımın arkasında olduğumuzu belirtmek isterim” dedi