"Tıpkı bir insan vücudundaki organların birbirine bağlı olduğu gibi çevremizdeki bütün unsurlar da birbirine bağlıdır. Herhangi bir unsurda yaşanan değişiklik bütün hepsini etkilemektedir'', Diyen Çayan, iklim değişikliğinin ve kuraklığın yol açtığı bozulmalar üzerinde durdu. Çayan açıklamasında şunlara yer verdi:
İnsanlığın son bir asır içerisinde karada ve suda yaptığı ve gücünü artırarak devam ettiği tahribatların sonucu olarak toprağın, suyun yanı sıra havanın da yapısına büyük ölçüde zarar geldi. Gün geçtikçe artan bilinçsiz tüketim ve sanayileşme ile ortaya çıkan sera gazları çevrede ve atmosferde büyük bozulmalara yol açtı.Bu bozulmaların etkisiyle 21. Yüzyıla damgasını vuracak olan iklim değişikliği ve kuraklık artık iyice gözle görülür hale geldi.
Kuraklık toplumları, yaşamımızı ve çevremizi birçok farklı noktadan etkileyebilmektedir. Tıpkı bir insan vücudundaki organların birbirine bağlı olduğu gibi çevremizdeki bütün unsurlarda birbirine bağlıdır. Herhangi bir unsurda yaşanan değişiklik bütün hepsini etkilemektedir. Bu unsurlardan biri olan iklimde gerçekleşen değişim baştan beri evren temel taşlarından olan su üzerinden etkisi göstermektedir. Yaşamak için suya ihtiyaç duyarız, yetiştirmek için suya ihtiyaç duyarız, yetişmek için suya ihtiyaç duyarız, enerji elde etmek için suya ihtiyaç duyarız, eğlenmek için suya ihtiyaç duyarız. Kuraklığın etkisiyle bu faaliyetler için yeterli su bulamamamız halindebirçok canlının hayatında büyük farklılıklar oluşacaktır.
Kuraklığın etkileri genellikle doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrımı açıklamanın en kolay yolu sırasıyla dizilmiş domino taşlarını hayal etmektir. İlk domino taşını devirirseniz, bu taş ikincinin düşmesine, ikinci üçünün düşmesine sebep olacaktır. Bu bağlamda kuraklığın etkisiyle devrilen ilk domino taşı ile çiftçilerin mamulleri ölmeye başlayacak, mamulü ölen çiftçi satın almayı istediği ürünleri alamayacak ve ürünü satan firma etkilenecek böylece ikinci domino taşı da düşecek.Bu düşüşün etkisiyle ürün satamayan firma toptancıdan ürün satın alamayacak ve üçüncü domino taşı düşecek sonrasında toptancı çalışan sayısını azaltmak zorunda kalacak ve süreç bir taşın diğerini devirmesiyle devam edecektir. Kuraklığın doğrudan etkisi çiftçinin bulunduğu ilk taş, dolaylı etkileriise diğer taşlardır. Bu taşların devrilmesi ile birlikte ekonomi başta olmak üzüretoplum, çevre, yaşam gibi pek çok unsur etkilenmektedir.
2021 yılı içerisinde yapılan araştırmalara göreDünya'nın yüzde 60'ında kuraklık sebebiyle su kıtlığı meydana geliyor. Ülkemiz açısından bakacak olursak Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan son rapora göre Mayıs ayındaki yağış oranı normale göre yüzde 50'den daha fazla bir azalma göstermiştir. Geçtiğimiz yılın aynı ayında ülke genelindeki yağış miktarı 63,2mm iken bu yıl sadece 21,6mm olarak gerçekleşmiştir. Tarım üzerindeki etkileri daha iyi görebilmek için son 8 aylık(1 Ekim 2020- 31 Mayıs 2021) veriler incelendiğinde ülke genelinde belirtilen zaman aralığında toplamda 359,1mm kümülatif yağış gerçekleşmiştir. Geçtiğimiz sezonun aynı döneminde ise yağış miktarı 477,5mm olarak gerçekleşmişti. 1981 yılı ile 2010 yılı arasındaki aynı dönem verileri incelendiğinde ise ortalama yağış miktarının 491,2mm olduğu tespit edilmiştir. Aynı Dönem verilerini İç Anadolu bölgesi özelinde inceleyecek olursak içinde buluğumuz hasat yılında 216,3mm'lik yağış gerçekleşmişken geçtiğimiz sezonki dönem de ise 300,9mm yağış gerçekleşmişti.Bu veriler gösteriyor ki İç Anadolu bölgesinde normal şartlara oranla yüzde 36, geçtiğimiz sezona oranla yüzde 26 yağış azalışı gerçekleşmiştir. Yağış miktarındaki azalmanın yanı sıra sıcaklık ortalamalarında da hissedilebilir artışlar gerçekleşmektedir. İç Anadolu bölgesinin 1981-2010 yıllarıMayıs ayı sıcaklık ortalama 14,6 °C iken 2021 yılı Mayıs ayı sıcaklık ortalaması 17,7 °C olarak gerçekleşmiştir. 2021 Mayıs ayı verilerinin tamamı incelendiğinde ülkemizinyüzde 80'inden fazlası yüksek şiddetli kuraklığa maruz kalırken yüzde 10'undan az olan bir kesimi normal düzeyde seyretmektedir.
Bu verilerde gösteriyor ki kuraklığın etkileri hayatımızda günden güne artmakta, öncesinde de ifade ettiğimiz gibi bu etkiyi başta ekonomi üzerinde göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu 2019-2020 verileri incelendiğinde bir önceki yıla göre 2020 yılında tahıl ve diğer bitkisel ürün fiyatlarının genel ortalaması yüzde 15'ten, sebze fiyatlarının genel ortalaması yüzde 8'den, meyve fiyatları genel ortalaması ise yüzde 16'danfazla artmıştır. Aynı şekilde yem fiyatlarında ve hayvansal ürün fiyatlarında da artışlar gerçeklemiştir. Bu artışlardaki en önemli etkenlerden birisini artan kuraklık oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalara göre kuraklığa yönelik gerekli tedbirler alınmazsa, kuraklık her yıl Dünya ekonomisinin yüzde 6 daha az büyümesine sebep olacaktır.
Sonuç olarak gerekli kısa dönemli ve uzun dönemli tedbirleri almamamız halinde gün geçtikçe durum daha da kötüye gidecektir. Bu noktada bizlere düşen görev kuraklığın etkilerinin azaltılması ve engellenmesine yönelik olarak gerekli bilgiye ulaşıphayatlarımızı bu bilgiler doğrultusundaşekillendirmektir.