Ülkemiz her geçen gün büyümeye devam etmektedir. Yatırımlar birer birer hayata geçerken, yeni hedefler, gelişen teknoloji ile birlikte daha verimli ve daha çevreci bir anlayışla ortaya konulmaktadır. Özellikle ülkemizin elektrik üretim kapasitesinde son 15 yıla baktığımızda 2006 yılında 40,5 GW seviyelerinde olan elektrik enerjisi kurulu gücümüz 2020 yılı sonu itibari ile 95 GW seviyelerine yükselmiştir. Bu veriler ışığında son 15 yıllık süreçte elektrik üretim kurulu gücümüz yaklaşık 2,37 kat artış göstermiştir.

40,5 GW lık kurulu güç ile üretilen elektrik enerjisi değeri yaklaşık 176.300 GWh iken günümüzde 95 GW kurulu güç ile 305.330GWh elektrik üretimi gerçekleştirilmiştir. Elektrik üretimindeki artış ise son 15 yılda 1,73 kat olarak gerçekleşmiştir.

2000 li yıllarda ülkemizde elektrik üretimi için kullanılan başlıca kaynak doğalgazdır. Doğalgazı termik kaynaklar, hidrolik kaynaklar takip etmektedir. 2006 ayılında elektrik üretimimizin yaklaşık %44 ü doğalgaz, %26 sı kömür, %25 i hidrolik, %4,5 i sıvı yakıtlar, %0,5 i ise yenilenebilir (Rüzgar, jeotermal vb) kaynaklardan sağlanmıştır. Veriler, 2000 li yıllarda elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payının sadece hidrolik kaynaklar ile sınırlı kaldığını göstermektedir.

Günümüzde ise bu durum keskin bir biçimde değişerek, elektrik üretiminde, yenilenebilir enerji kaynaklarının payının ciddi oranda arttığı görülmektedir. Bununla birlikte bazı yenilenebilir enerji kaynak türlerinde ülkemiz, dünya sıralamasında ilk üçe girmeyi başarmıştır.

2020 yılı sonu itibari ile elektrik kurulu gücümüz; hidrolik kaynakları da dâhil ettiğimizde%51 i yenilenebilir kaynaklardan, %27 si Doğalgazdan, %21 Termik Kaynaklardan ve kalan %1 lik kısım ise sıvı yakıtlardan oluşmaktadır. Benzer şekilde elektrik üretimimizin %42 si yenilenebilir kaynaklardan, %35 i Termik kaynaklardan, ve %23 ü ise doğalgazdan karşılanmıştır.

  1. de görülebileceği üzere ülkemiz son yıllarda ciddi oranda yenilenebilir enerji kaynakları kurulumuna hız vermiş ve ülkemizin elektriksel enerji ihtiyacı en yüksek oranda yenilenebilir kaynaklardan karşılanmaya başlanmıştır. Doğalgaza olan gereksinim 15 yıllık süreçte %44 ten %23 seviyelerine indirilerek yaklaşık %21 lik tasarruf sağlanmıştır.

Yenilenebilir kaynaklar 2000 li yıllarda sadece hidrolik enerjiden oluşmakta iken günümüzde kaynak çeşitliliği de sağlanarak mevcut tüm imkânlar kullanılmaya devam edilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde hidrolik enerjiye ek olarak güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, biokütle enerjisi ve jeotermal enerji kaynakları da kullanılarak elektrik üretimi yapılmaya devam edilmektedir.

Ülkemiz özellikle son dönemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımlarına hız vermiştir. Ülkemiz 2017 yılında güneş enerjisinden elektrik üretim sistemleri kapasite ilavesinde dünya 5. si olmuştur.

Jeotermal enerji santralleri kurulumunda bölgesel avantajını da kullanan ülkemiz, kapasite ilavelerinde 2016,2017 yıllarında dünya ikincisi, 2018 ve 2019 yıllarında ise dünyada 1 numaraya yerleşmiştir.

Güneş enerjisinden sıcak su üretim sistemlerinde dünya markası olan ülkemiz son 5 yılda Çin’in ardından kapasite ilavelerinde dünya da ikinci Sırada bulunmaktadır.

Toplam kurulu güç tablolarına bakıldığında ise ülkemiz jeotermal enerji kurulu gücünde dünya dördüncüsü, güneş enerjisinden sıcak su üretim sistemleri kurulu gücünde ise Çin ve Amerika’nın ardından dünya üçüncüsü konumundadır. Jeotermal enerji toplam ısı güç üretiminde ise dünya da Çin’in ardından ikinci sıradadır.

Bu üretim verilerinin çevreye olan etkisini de göz ardı etmemek gerekmektedir. Elektrik üretimi gerçekleştirilirken kullanılan kaynakların cinsine bağlı olarak doğaya karbon salımı meydana gelmektedir. Hem çevre kirliliğine hem de küresel ısınmaya sebebiyet veren bu olayı engellemenin başlıca formüllerden birisi de yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yönelimdir. Ülkemiz, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesini arttırarak enerjide millileşme yolunda ciddi adımlar atmış, enerji kaynaklı cari açığın azaltılmasına fayda sağlamış vekarbon salımını da azaltarak çevreyi ve insan sağlığını koruma yönünden ciddi ilerleme kaydetmiştir.

Bu bakımdan enerji yatırımlarının devam etmesi, özellikle cari açığın kapatılması ve enerji bağımsızlığı açısından büyük önem taşımaktadır.