Kerkük Türklerinin büyük lideri mücadelede devleşen davaya şahit ve uğrunda şehit Albay Ata Hayrullah’a, Kerkük Türklerinin efsane ismi büyük davanın şanlı savaşçısı Mücahid Doç. Dr. Necdet Koçak’a ve Kerkük Direnişinde şahadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerin mübarek ruhlarına…

 

Milletler ki varlık sahasındaki idamelerini iç ve dış tehdit unsurlara karşı kendine özgü değerlere sahip çıkıp, yaşayarak ve yaşatarak sağlarlar. Bağımsızlıklarını sağlayamayan milletler ise yine kendilerine has folklor, dil, edebiyat vs. milli değerlerini koruyup yaşayarak ve yaşatma idealini kaybetmedikleri takdirde varlık sahasında hayatlarını devam ettirebilirler. Bunu başaramayan milletlerin yok olduğunu tarih bize göstermiştir.

Bu bağlamda, yazının devamında siyasi kargaşalar ortamında yeniden şekillenen Ortadoğu coğrafyasında, Irak bölgesinde yaşayan ve varlık sahasında direnen Türkler ele alınacaktır.

Irak’ta yaşayan Türklerin çok eskiye dayanıyor bu topraktaki varlıkları. Yüzyılları aşan varlıkları Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra çeşitli devletlerin müdahaleleriyle farklı bir seyir alıyor. 1. Dünya Savaşından sonra imzalanan Lozan antlaşmasında yer alan antlaşma devletlerinden İngiltere bu bölgede yaşayan Türkleri, Türkiye Türklerinden ayırmak için “Türkmen” olarak isimlendirip ayrıştırmıştır. Bu isim o günden bugüne yaygınlaşarak kullanılagelmiştir.

Irak’ta yaşayan Türkler çoğunlukla “ Türkmeneli” olarak isimlendirilen Kerkük, Musul, Erbil, Telafer, Tuzhurmatu, Altunköprü, Karatepe, Kifi Mendeli ve Başkent Bağdat’ın güney kısmında varlıklarını sürdürmektedirler.

Siyasi olaylar sonucu yeniden şekillenen Irak’ta her geçen gün Türk varlığı tehdit altındadır.

Türkler bu bölgede her gün ölmektedirler. Her geçen gün çekilen çileler artmakta, verilen kayıplar çoğalmakta, Türklerin varlık sahasında kalmaları zorlaşmakta, asimile ve yok olma tehdidiyle her geçen gün yüz yüze kalmaktadırlar.

Yaşanılan siyasal gelişmeler neticesinde seyreden durumlara müdahale edilmemesi yüzlerce yıldır bu bölgede yaşayan Türkleri ve onlara ait değerleri yok etmeye başlamıştır. Türk şehir isimleri değiştirilip, Türkçe isimler yasaklanmış, Türk tarihi ve Türk kültürüne ait eserlerin basımı ve yayını yasaklanmıştır.

Türkler bu bölgede toprak ve mülkiyet haklarından men ediliyor devlet kuruluşlarında Türklere yer verilmiyor. Nüfus müdürlükleri yapılan baskınlarda işgal edilip yakılmış ve Türklerin hak talep edecekleri bütün belgeler yok edilmiştir.

Sırf Türk oldukları için hunharca katledilmişler, arabaların arkalarına bağlanıp diri diri sürüklenerek öldürülmüşlerdir. Türk kadınlarına saldırılmış, düzenlenen suikastlarla direnişçiler yok edilmeye çalışılmıştır.   

Bölgede yaşanılan siyasal gelişmelerle, Türkleri susturma, sindirme, benliğini unutturma ve yok etme siyaseti artık şiddetli boyutlarla seyrediyor. Bu olaylar neticesinde meydana gelen durumdan çok kötü etkilenen Türkler canlarıyla, kanlarıyla, yiğit evlatlarıyla, yaşlılarıyla kadın ve kızlarıyla direnerek amansız bir mücadele vermişlerdir ve hale bu mücadele devam etmektedir.

 Türklüğün gururu, şuuru, töresi, ananeleri,  dili, Türkü Türk yapan bütün değerler yaşanılıp yaşatılmaktadır bu coğrafyada yüzyıllardır. Lakin şimdiki durum, bölgedeki Araplaştırma ve özellikle şuandaki Kürtleştirme politikalarıyla Türkler kendi yurtlarında azınlık durumuna düşürülüp ağır işkenceler altında asimile ediliyorlar. Türkler bütün bu durumlar karşısında yok edilmeye çalışılırken varlık sahasında dün olduğu gibi bugünde acılarla, sıkıntılarla ve yoklukla sırf topraklarda kalmak adına amansız bir mücadele veriyor.

Siyasi konjonktüre ters düşmemek adına böylesine yaşanılan acılara ses çıkarmayıp kör ve sağır kalan insanlığı ve soydaşlarımıza sahip çıkmayan vatandaşlarımızın vicdanlarını bir kez daha lanetle kınıyorum.

Türklükleri için terki hayat eden, dün varlık sahasında direnip bugün ki direnişçilere başbuğ olan, Kerkük “Türk’tür Türk Kalacak “ nidalarıyla sembolleşen Türk şehitleri o topraklarda ki onurumuz, mücadele bayrağımız ve aziz hatıramızdır. Dua, rahmet ve minnetin en büyüğü onlaradır.

Irak Türkleri coğrafyadaki varlıklarını sürdürebilmeleri için her türlü müdahaleye rağmen dilin büyük bir ehemmiyetinin olduğunun farkındadırlar. Türkler yıllardır hoyratlar yazmışlar acılarını bununla dile getirmişlerdir. Yazıyı bir hoyratla noktalayalım.

 Yarasızlar
İçimde yara sızlar.
Kerkük senin derdinden
Anlamaz yarasızlar.
---------------
Oyarım
Bütün değil o yarım.
Türk'e yan bakanların
Gözlerini oyarım!
-----------------