Modern devletlerin kurumsallaşmasındaki en önemli unsurlar arasında demokrasi kavramından söz etmek  ne kadar olağansa demokrasinin varlığından söz edinilen yerde basın ve yayın özgürlüğünden bahsetmek o kadar olağan olmalıdır. Bu söylem, basın ve yayın kuruluşları açısından büyük bir lüks olarak ve modern devlet  ile pek tabi yöneticileri için de bir tehdit edici faktör olarak algılanmamalıdır. Demokrasinin en önemli getirileri arasında olan özgür düşünce ve ifade serbestliğinin  basın ve yayın organlarına yansıması, bu özgürlük ve serbestlik dahilinde devletin ve toplumun varlığını, birliğini ve bütünlüğünü tehdit edecek faaliyette de  bulunma anlamına gelmemelidir. Bu söylem demokrasinin varlığından söz edilinen bir yerde yanlı veya tarafgirli bir anlayış olarak adledilebilir lakin devletin bütünlüğü ve milletin saadetine kasttetmek meşru kılınamaz.  Atatürk'ün de ifade ettiği gibi bir mektep bir rehber olan basın için evet bir özgürlük söz konusu olmalıdır, aslında basın demokrasininde var olmasında, ilerlemesinde ve gelişmesinde önemli unsurlar arasındadır. 
* * *
Toplumlar içinde yaşadıkları siyasal, sosyo-ekonomik, kültürel vb. gibi çeşitli sorunlardan dolayı bazı sıkıntılar yaşayabilirler. Bu sorunlar tarihi süreçler itibariyle her toplumda yaşanılan hatta zaman zaman Türk toplumununda yaşadığı olağan durumlardır. Yaşanılan sorunların aza indirilmesi ve hatta yok edilmesi adına çalışan devlet yetkililerine çoğu zaman toplumun bireylerininde destek vermesi, bu sorunların aza indirilmesi ve hatta son bulması açısından oldukça önemlidir. Bugün modern toplumlarda iletişim ağının yaygın olması ve algı yönetiminin baş aktörü olduğu düşünüldüğünde basın ve yayın organlarının bu sıkıntıların giderilmesindeki rolü oldukça önemlidir.
     * * *                                                          
'' Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hulasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.'' der, Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK. Bir tanım olarak basın diyebiliriz bu ifadelere pekala. Ayrıca basın ve yayın kuruluşlarındakiler idraklerine yerleştirdilerse bu sözü ne ala... Şimdi  konunun dünya literatürüne ve Türkiye realitasine bakalım biraz da...
* * *
Basın ve yayının tarihi oldukça eski ve yaşamımızdaki yeri oldukça önemlidir. Dün olduğu gibi bugünde basın yaşanılanların anlaşılmasında önemli bir işlev görmektedir. Dünya genelinde küreselleşmeninde etkisiyle bugün basın ve yayın kuruluşları devletler ve toplumlar için özel bir öneme sahiptir.
Türk basın ve yayın hayatına bakacak olursak, basın kuruluşlarını oluşturmak, zorlu şartlar altında bugünlere getirmek büyük bir meşakkatin tezahürüdür elbette. Türk basınını tarihsel olarak ele aldığımızda varlığı ve hizmetleri düşünüldüğünde özellikle milli mücadele döneminde  oldukça zorlu şartlarda çok önemli roller üstlendiğini biliyoruz. Tarihi süreçten bugüne zorlu bir işi yürüten basın mensupları, dönemin temel saikleri ne olursa olsun asli gayesi bildiklerini, gördüklerini ve pek tabi düşündüklerini olduğu gibi yazmak olmalıdır. Demokrasi ışığındaki basının da asıl görevi budur zaten.                                                   
*   *   *
Basın ve Yayın organları bir toplumda devleti ve milleti için doğru gözlemleyici ve doğru bilgilendirici olmalıdır. Bugün Türkiye'de  basına asıl eleştiri getirilen konu,  basın ve yayın organlarının varlığının amaçlarının ne olduğu ve neye hizmet ettikleridir. Bundan dolayı şu ifade edilmelidir ki özeellikle bu günlerde zorlu şartlardan geçen Tükiye'nin birleştirici, bütünleştirici görevlerini üstlenen en önemli organlardan birinide basın üstlenmelidir.
*   *   *
Türkiye'de ulusal ve yerel siyasal gündem, fikri anlaşmazlıklar, farklı kutuplaşmalar ne kadar karışık ve büyük  olursa olsun  basının rolü gerçekleri olduğu gibi aktarmak olmalıdır lakin yaşanılan olumsuzluklardan aktarılanlar devlet mekanizmasını ve toplumsal düzenin işleyişine zarar verecek mahiyette olmamalıdır. Türkiye'de farklı siyasi söylemlerin bulunduğu ve kutuplaşmaların yaşanılabildiği bir ortamda basın - yayın organlarının etkisiyle büyük zorlukların üstesinden gelindiği de olmuştur pekala. Büyük Türk Milleti ve onun ölümsüz devletinin bekası için  Türk basınını rolü herkesden daha  etkili olacaktır. Bu idrakle basın ve yayın organı çalışanları bu görevlerinin bilincinde olarak hareket etmesi bir bakımdan milli görev olarak adledilebilir.
* * * 
 Türk basınının, dönemin temel saikleri ne olursa olsun gayesi bildiklerini, gördüklerini ve pek tabi düşündüklerini olduğu gibi yazmak olmalıdır. Mesleğinin getirilerinin yanında asli  vazifesi, hem bir milli görev olarak da ''Türk milletini ve onun ölümsüz devletini ilelebet payidar kılmak'' adına çalışmaktır.