Türk kültürünün ve milli benliğinin en önemli unsurlarını toplumsal kaynaşmanın ve dayanışmanın arttığı ortamlar oluşturmuştur. Eski Türklerden bu yana devam ederek gelen bayramlar, kurultaylar, şenlikler, şölenler birlik ve beraberliğin yoğunlaştığı anlamlı ve önemli günlerdir. Bu günlerde halk birbiriyle kaynaşır, acılar sevinçler paylaşılır, eğlenceler yapılırdı.

 

İslamiyet’ten önceki Türkler “Bayram” kelimesini kullanmamışlar, onun yerine yine bu kavrama karşılık şölen tarzı günleri birlik ve beraberlik içinde, bayram havasında geçirmişlerdir. Kültürel, dini ve benzeri sebeplerle ortaya çıkmış bu günleri büyük bir coşkuyla yaşamışlardır.

 

İslamiyet’i kabul eden Türkler, eski inançlarının gereği bu günleri bir kültür parçası olarak devam ettirmişlerdir. “ Beyrem” olarak adlandırdıkları bu günleri yine eski göreneklerine göre coşkulu biçimde kutlamışlardır.

 

Milli bayramlar hariç, İslam’ın kabulünden sonraki iki önemli bayramı ( Ramazan ve Kurban Bayramları)  İslami kurallar çerçevesinde yaşayıp geleneklerinin bir parçası şeklinde yaşamışlardır.

 

Türk toplumunda, toplanmak, birliktelik, beraberlik, paylaşım, eğlenmek gibi anlamlara gelen bayramlar önemsenir ve büyük bir özenle geçirilirdi. Bugünlere özel bayramlık kıyafetler giyilir, tatlılar yapılır, yemekler pişirilirdi. Evin reisleri sabah erkenden kalkıp bayram namazına gider, ev ahali misafirleri ağırlarlardı.

 

Türk kültürünün köklü en önemli parçası olmuştur bayramlar. Yüzyıllardır yaşanıla gelen bu gelenek çok az değişikliğe uğrayıp, bütün zenginliğiyle bugünlere kadar gelmiştir.

                               *       *       *

 

İnsan değinmeden geçemiyor, sormadan edemiyor, “ Bu Yaşadığımız Bayramlar O Eski Bayramlar Gibi miydi? “

“ Ah Nerde O Eski Bayramlar? “  sözünü sizlerde işitir, bilirsiniz.

Acaba neydi ki o eski bayramların güzellikleri? Oysa imkânlar artarken, şartlar daha elverişli bir durumdayken bayramlarımızın da o denli daha iyi, daha güzel olması beklenirdi.

Ama işte bayramlarımızın da tadı kaçtı. Hep buruk bir yanımız, her yanımız…

 

“ Bayram gelmiş neyime? “ deyiveriyor insan büyük bir aciziyet içinde.

 

Eski Türklerdeki birlik ve beraberliğin yoğunlaştığı ortamları anlattım yazının girişinde. Müslümanlığı kabul eden Türklerdeki bayram geleneğinden bahsettim. Hepsi dünde kalanlar…

Eski günlerin güzelliğinin hatrına, biraz Doğu Türkistan için, azda Kerkük için ve Kırım’ı da unutmamalı ve dahi diğer bütün Türk illeri için bende istiyorum o eski bayramlardan. Hiç eskimemesi şartı ve dileğiyle…bu coğrafyalara da, içinde yaşayan insanlara da bayram gelmesini ve bu bayramların bayram tadında geçmesini ve bu bayramların hatrına zulümlerin, işkencelerin katliamların sona ermesini istiyorum. Analarımızın, Ağabeylerimizin, bebeklerimizin bayramlık gülüşlerimizin daim olmasını istiyorum, dua ediyorum.

 

Türk illerinde bayram o vakit bayram ola ki; Bosna Hersek’ten Doğu Türkistan’a acıların bitmesi, mutlu, mes’ud ve müreffeh yarınlara kavuşulmasıyla olacaktır. Ufuklarda gönlümüzce istediğimiz bayramları görünceye kadar biz hep o eski ihtişamlı anacağız, arayacağız. Acılar içinde yanan tüm soydaşlarımızın hüznüne, kinine, öfkesine ortak olacağız ve Türk illerinde yeni gelecek güzel bayramları mutlu ve Mes’ud yaşayacağız inşallah.

Mübarek Bayramın Türk Milletine ve insanlığa güzellikler, esenlikler ve mutluluklar getirmesi temennisiyle kutlarım.