Hububat hasadında sona yaklaşılırken, çiftçileri yeni dönem için ekim telaşı sardı. Konya'nın farklı noktalarında anız yakma faaliyetlerinde ise artış görüldü. Organik madde bakımından fakir olan topraklar, anız yakılması ile birlikte iyice fakirleşiyor. Anız yakan çiftçiler verimi yükseltmek için çareyi daha çok gübre kullanmakta buluyor. Anız yakımı ile çıplak kalan toprak, aynı zamanda su ve rüzgar erozyonuna uğruyor.
ANIZ İLE GELECEĞİNİZİ YAKMAYIN
Ziraat Mühendisi Abdullah Kaya, anız yakmanın faydasından çok zararının olduğunu dile getirdi. Kaya, “Anız yakma, topraktaki organik maddeleri yok ettiği için toprağın verimini düşürür ve daha çok gübre kullanımına, Daha çok gübre kullanımı da su kaynaklarımızın kirlenmesine yol açar” dedi.   Anız yakımı ile çıplak kalan toprağın bir de su ve rüzgar erozyonuna uğradığını aktaran Kaya, anızı yakılan toprağın su tutma gücünün azaldığına da dikkat çekti. “Sulama yapılma esnasında veya yağan yağmuru toprak muhafaza edemediği için,su sarfiyatı maksimum düzeye ulaşmaktadır” diyen Kaya, şöyle konuştu: “Toprağın verimi organik üst tabakasını kaybetmek suretiyle düşer.günümüzde zaten topraklarımızın organik maddece fakir olması,anız yangınları ile topraklar daha sıkıntılı hale gelmektedir. En fazla toprak kaybı anız yakılan topraklarda, en az toprak kaybının ise hasattan sonra anız yakılmadan gölge tavında sürüm yapılan tarlalarda olmaktadır. Anız yakımı, atmosfere karbondioksit salarak küresel ısınmaya da katkıda bulunmaktadır.Yaban hayatı açısından da anız yakmanın ciddi etkileri vardır. Ekin biçilirken yere düşen taneciklerden birçok evcil ve yabani hayvan beslenmektedir. Anız yakılırken bu tanecikler de yandıkları için, yaban hayatı bir besin kaynağını kaybetmiş ve belki de onu bekleyen kışı daha zor geçirmeye mahkum edilmiş olmaktadır.
”RÜZGARLI HAVADA ANIZ YAKMAYIN
Anız yakmanın başka tehlikelerinin de varlığına değinen Ziraat Mühendisi Abdullah Kaya, telefon direklerinin yanması ve yoldan geçen arabaların görüş mesafesinin azalmasının ölümcül kazalara sebep olduğunu da kaydetti. Kaya, anız yakmanın toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri ile toprak verimliliğini ve biyolojik dengeyi olumsuz yönde etkilediğini söyledi. Rüzgar ve su erozyonun olduğu yerlerde, kara nadasın uygulandığı alanlarda ve ayrışmanın hızlı olduğu durumlarda anız yakılmamasını öneren Kaya, “Anız yakma ile zararlılarla mücadele ederken, hiç kuşkusuz toprağın canlılığını oluşturan diğer yararlı organizmalarında yakma sırasında meydana gelen yüksek sıcaklıktan dolayı etkilendiği çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Kök çürüklüğü ve Ekin Kurdu yani Zabrusun yok edilmesi mümkün değildir. Takip eden yıllarda kök çürüklüğü hastalığı artmaktadır” diye konuştu.
ZARARI FAYDASINDAN ÇOK
Anız yakmak kolay ve masrafsız olduğu için tercih ediliyor. Çabuk yok edilebilir diye düşünülüyor” açıklamalarında bulunan Kaya, konuşmasını şöyle tamamladı:  “Kendi gelen hububatların ve yabancı otların özellikle yabani yulaf, brom, tilki kuyruğu ve diğer buğdaygiller; Salyangoz, kırkayak, bazı keneler, tel kurtlan, örümcekler ve diğer böceklerin ve çeşitli hastalıkların azaltılması noktasında çekici geliyor.  Toprak işlemede kolaylık sağladığı düşünülüyor. Bazı işlemler azaldığından enerji tasarrufu yapıldığı sanılıyor. Tüm bunlar, avantaj gibi görünse de bilimsel olarak anızın yakılmaması gerekiyor. Çevre ve Orman Bakanlığı, anız yakmada dekar başına 20 TL  ceza kesileceğini, ormanlık alanların 4 kilometre yakınında meydana gelecek anız yakmalara ise bu oranın 5 misli artacağı uyarısında bulundu. Çiftçilerimiz işin kolayına kaçmasın. Anızı yakmak geleceği yakmak kadar tehlikelidir.
(Emre Özgül merhabahaber)