Birleşmiş Milletler Uluslararası Sütçülük Federasyonu'nun 1956 yılında bütün üye ülkelerde kutlanması kararı aldığı "Dünya Süt Günü" süt hakkında toplumu bilinçlendirmek ve süt içmeyi alışkanlık haline getirerek tüketimin artmasını teşvik etmek amacıyla her yıl 1 Haziran tarihinde kutlanmaktadır. Dünya Süt Günü kutlama zamanları ülkelere göre farklılaşırken Türkiye’de ise 21 Mayıs’ta kutlanmaktadır.

Süt; inek, koyun, keçi ve mandaların meme bezlerinden salgılanan, kendine özgü tat ve kıvamda olan, içine başka maddeler karıştırılmamış, içinden herhangi bir maddesi alınmamış, beyaz veya krem renkli sıvıdır. Süt, bitkisel ve hayvansal gıda maddeleri arasında özel bir öneme sahiptir.Süt ve ürünleri yüksek kalitede protein, kalsiyum, fosfor, çinko, B1(tiamin), B2 (riboflavin), B6, B12 ve niasin olmak üzere birçok besin ögesi için önemli kaynaktır. Bu nedenle süt ve ürünleri mutlaka tüketilmesi gereken en önemli besin maddelerindendir. Özellikle bebekliğin ilk yıllarında mutlaka anne sütü tüketilmeli, daha sonraki yıllarda diğer besin ögelerini destekleyen besin olarak tercih edilmelidir. Süt proteinleri yaşam için büyük bir önem taşıyan esansiyel aminoasit içeriği sebebiyle yüksek biyolojik değerdedir. Ayrıca süt proteini amfoter özelliği nedeniyle zehirli ağır metalleri bağladığı için süt koruyucu bir gıdadır.Özellikle çocukluk, gebelik-emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı açısından önemi bilinen sütün; obezite, kanser, tip 2 diyabet, diş sağlığı, kalp-damar sağlığı, hipertansiyon gibi kronik hastalıklar üzerinde de olumlu etkileri olduğuna yönelik çok sayıda araştırma mevcuttur. Süt ve süt ürünleri tüketiminin arttırılması, yeterli ve dengeli besin öğesi ve enerji alınımının sağlanması açısından sağlık profesyonelleri tarafından önerilmektedir.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2013 raporuna göre aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 26 ülke tarafından yağsız ya da az yağlı süt ürünlerinin tüketimi tavsiye edilmektedir.Çoğu ülke günde en az bir porsiyon süt tüketimi önerirken bazıları bu tavsiyeyi günde 3’e kadar çıkartmaktadır. Sağlıklı bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesi için tüketilmesi önerilen süt miktarı yaş, cinsiyet ve fizyolojik duruma (büyüme ve gelişme dönemi, gebelik, emziklilik, yaşlılık) göre değişiklik göstermektedir. Yetişkin bireylerin 2 porsiyon (2 su bardağı (400 ml), çocuklar, adolesan dönemi gençler, gebe ve emzikli kadınlarla menopoz sonrası kadınların 3-4 (600- 800 ml) porsiyon tüketmeleri önerilmektedir. Bunun anlamı günde bir porsiyon süt, bir porsiyon yoğurt ve bir porsiyon peynir olabildiği gibi tolerans durumuna göre eşdeğeri tüketimler olabilmektedir. (Bir bardak süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde (60 gr) peynir bir porsiyondur). Örneğin bir bardak süt (200 ml) 11-18 yaş grubunda genç kızların kalsiyum ihtiyacının %25’ini, erkeklerin ihtiyacının %31’ini karşılamaktadır. B2 vitamini için bu oranlar sırası ile %38 ve %45, B12 vitamini için ise her iki cinsiyette %127 olmaktadır.

Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketimine ilişkin net veriler bulunmamakla beraber, içmesütü ve diğer süt ürünlerinde kişi başı yıllık tüketim miktarları tahmini olarak hesaplanmaktadır. Süt üretimimizdeki kayıt dışılık, üreticinin öz tüketim payı, akraba ve yakın çevresi ile paylaştığı miktar ve yine üreticinin kendi pazarladığı çiğ süt miktarı süt ve süt ürünlerine ilişkin tüketim miktarlarının hesaplanmasında güçlük yaratmaktadır. TÜİK tarafından her yıl yayınlanan çiğ süt üretim miktarı ile aynı yıla ilişkin nüfus verileri ele alındığında ve süt-süt ürünleri ithalat ve ihracat rakamları göz ardı edildiğinde, ülkemizin 2019 yılı kişi başı süt tüketimi 276 kg/kişi süt eşdeğeridir. Kayıtlı içme sütü üretim miktarları ve dış ticaret verileri ile entegre süt işletmeleri tarafından toplanan süt miktarı haricinde kalan sütün miktarı ele alındığında 2019 yılı kişi başı içme sütü tüketiminin yaklaşık 39,7 kg olduğu tahmin edilmektedir. Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi tarafından 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre ise; Türkiye genelinde süt tüketen kişilerin toplam nüfusa oranının % 54,4 olup, haftada ortalama 1-2 defa süt tüketilmektedir. İçme sütü tüketimi genel olarak düşük olmasına karşın (41 kg kişi başı/yıl) yoğurt, ayran, kefir gibi fermente süt ürünlerinin tüketimi daha yüksektir. Bu tür ürünleri her gün tüketen kişilerin oranı % 55,1’dir. Günlük peynir tüketen kişilerin oranı ise toplamda % 76,0 olarak tespit edilmiştir.

Özetle, sağlıklı bir yaşam için beslenmede süt ve süt ürünlerine mutlaka yer verilmesi gerekmektedir. Süt ürünlerinden bazı peynirlerin tuz içeriği yüksek olduğundan tuz tüketiminin azaltılması amacıyla az tuzlu veya tuzsuz peynirlerin tüketimi tercih edilmelidir. Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinlerhastalıklara neden olacağından sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütler tüketilmemeli, pastörize veya UHT (uzun ömürlü) süt tercih edilmelidir. Bazı bireyler süt şekeri olan laktoza karşı duyarlılık (laktoz intoleransı) nedeniyle veya yanlış inançlarından dolayı süt tüketmemektedir. Bu bireyler piyasada var olan düşük laktoz içeren süt veya laktozsuz süt ürünlerini tercih edebilirler. Yağ ve kolesterol alımını diyette sınırlandırması gereken kişiler ise yağ miktarı azaltılmış veya yağsız süt, yoğurt ve peynirleri tercih etmelidir.

Dünya Süt Günü vesilesiyle, ülkemizde kişi başı süt ve süt ürünleri tüketiminin artması, pastörize ve UHT süt tüketiminin yaygınlaşması ve kayıt dışı üretim-satışın sonlanmasını temenni ediyor, tüm okurların Dünya Süt Günü’nü kutluyorum.