Hayatın normal şartlar altında bir akışı vardır. Ne yaparsanız yapın buna engel olamazsınız. İşte 31 aralık yılın sonudur. 1 ocak da başı, buna engel olma şansı yoktur. Doğduğunuz bir tarih vardır önümüzdeki sene o tarih gelir ve doğum gününüzü kutlarsınız. Bunun gibi. Yani hayatın normal akışını değiştirme şansınız yoktur. Aslında buna tez ve antitezlerin diyalektiği denilebilir. Tabii ki bu konuya girmeyeceğim.

Politikada da normal şartlar altında politik gidişat seçim tarihlerini belirler. Ama tabii ki bu da normal şartlar altında geçerlidir. Mesela 1999’da bir Hükümet kurulmuş, Hükümet ekonomik manada ülkeyi sıkıntıya sokmuş. Ardından bir takım girişimlerle ekonomiyi düzeltmeye başlamış ve de tam ekonomiyi düzeltmenin meyvelerini alacakken MHP Genel Başkanı erken seçim istemiş ve de 2002 yılında erken seçime gidilmiştir. Hükümet ekonomik manada sıkıntıdayken erken seçim istemek normal şartlar altında olurken, ekonomiyi düzeltmeye başlamışken hükümet ortaklarından birinin erken seçim istemesi tabii ki normal şartlar altında olarak değerlendirilmez.

Bu durumda olduğu gibi, Türkiye’de ekonomi, pandemi öncesinden bozulmaya başlamışken ve gelinen aşamada vatandaş ekonomik manada iyice sıkıntıya girmişken normal şartlar altında bir seçime gitmek olasıdır. Ancak burada Hükümeti oluşturan Cumhurbaşkanı’nın dirayetiyle buna çözüm bulmaya çalışması neticesinde bir verim alması, erken seçim ibresinin yönünü ters tarafa çevirmektedir.

Şimdi asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik bir artış ardından alışık olunmasa da yapılan ekonomik hamleler olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Şimdilerde memurlara ve emeklilere yapılacak zam da asgari ücret gibi olacak olursa vatandaşın mağduriyeti ortadan kalkmasa da bir miktar rahatlamasına neden olacaktır. Bu rahatlamayla birlikte önümüzdeki yaz döneminin de getireceği ucuzluklar ve rahatlama vatandaşın çok büyük sıkıntı içerisinde olmayacağını göstermektedir.

Ayrıca her ne kadar Ak Parti’nin oy kaybettiği gözükse de bu oy kaybının daha çok kararsızlara gittiği ve de muhalefete pek de yaramadığı ortadayken yaz sonunda yapılacak bir erken seçim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesi konusunda en büyük aday gözükmesine engel olmamaktadır.

Ak Parti her ne kadar kamuoyundaki halk desteğini eskisinin çok altına düşürse de, MHP’nin oylarının erimesinin önüne geçemese de yani Cumhur İttifakı oyları eriyor gözükse de bu oy erimesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarına bir etki gibi gözükmemektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hala halk desteğini arkasına alabilmektedir.

Buradaki diğer bir konu da; Haziran 2023’te yapılacak bir seçimin çok tartışılacağı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bu şartlarda tekrar aday olup alamayacağı konusunun uzun süre gündemden düşmeyeceği bir konu olmasına yol açması durumu vardır. Ancak birkaç ay önce yapılacak bir erken seçim bu durumu ortadan kaldıracaktır.

Tüm bunları düşündüğümüzde ortaya çıkan sonuç yaz sonunda mesela kasım ayı gibi bir seçimin ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. Daha erken olacak bir seçimde gerek muhalefet, gerekse iktidar istediği sonuca ulaşmakta zorlanır diye düşünüyorum

Ezcümle; Kasım 2022 tarihi seçim için hiç garipsenmeyecek ve demokratik manada, Ankara’da işleyişin yavaşlamasını da göz önünde bulundurarak vatandaş tarafından da desteklenecek bir seçim tarihi olacaktır.

Dostlukla kalın.