Zaman, üzerinde konuşulan üzerinde yazılar yazılan kavramlardan biri olmuştur. Şair şiirine, yazar yazısına konu etmiştir. Yüce kitabımızda zaman üzerine yemin edilen ayetler vardır. Bu noktadan bakarsak üzerinde durulması gereken konulardan biridir.

Şeb-i Yelda her yılın 21 Aralık tarihine denk gelen en uzun gece anlamına gelen kavramdır. Zaman kavramı görünüşte sayısal nitelik olarak aynı olsa da, kişinin dünyasında farklılık gösteren bir kavramdır. Bir kısa film yarışmasında 1. Ödülü alan kısa filmde anlatılan hikaye çok dikkatimi çekmişti. İzleyiciler gösterimin sunulmasını sabırsızlıkla bekliyorlardı. Bütün lambalar sönmüş ve 10 dakika karanlık ortamda izleyiciler bekletilmişti. Bu süre içerisinde homurdanmalar, oflamalar olmuştu haliyle. Ama 10 dakika sonra ışıklar açıldığında sahnede sedye üzerinde yatan bir yatalak hasta vardı. Her tarafı sessizlik sarmıştır sanki. Duvarların tüylerini diken diken eden bir sessizlik vardı. Verilen mesaj şu idi; Siz 10 dakika bekleyemediniz, o ise ömür boyu gözleri karanlıkta bekliyor”Bu kişi ile aynı zamanı dilimde olduğumuzu nasıl söyleyebiliriz?

Sağlığımızın değerinin bilinmesi ve zaman kavramının geçmesinin kişiye göre değişmesi daha güzel ifade edilemezdi sanki. Bu sıkıntıları günümüzde daha çok hissediyor, üzerimizde bir heyula gibi esen, kasvetli bir akşam üstü karanlığı gibiüzerimizde duran salgın hastalıkların son bulması için dua ediyor, niyazda bulunuyoruz.

Zaman kavramı üzerinde edebiyatçılar şiirlerinde, yazarlar yazılarındabu konuya dokunmuşlardır. Fuzuli Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir /Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat?)En uzun geceyi gökyüzüyle, yıldızlarla uğraşan ne bilsin. Sen aşk derdine müptela olmuş kavuşamayan aşığa sor ki, geceler kim bilir kaç saat?) derken sevgiliye ulaşmak için zaman kavramının geçmediğini vurgulamıştır. Şair Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Uzun yaşamışsın derler bana ama bilmezler seni uzun uzun beklediğimi derken, şairle aynı zamanı yaşadığımızı nasıl söyleyebiliriz?

Oğlu askerde olan anneler oğlu ile uzun süre görüşemediklerinde zamanın onlar için ne kadar geçtiğini kim bilebilir? Şair Abdürrahim KARAKOÇ Mihriban’a mektup gönderemezdim. Elin evine mektup gönderilmez, ayıp olurdu. Ama her hafta memlekette çıkan yerel gazeteye yazı yazardım. Bilirdim bunları Mihriban mektup diye okurdu” derken, Mihriban’ın şiirleri okumasına kadar geçen süreyi kim hesap edebilir?

İnsan için en uzun gece belki de nem almış yıkık duvarlar gibi hüzünlü bir şekilde bir kenara çekilip bakmaktır garip garip. Belki en uzun gece hasta haliyle uzun uzun seyrine dalınan tavan, sevgiliye gönderilmemiş mektuplar, onun haberi olmadan yazılan şiirler olabilir.

Yüreğimin sahibinden bu en uzun gecede ve 2021 de bütün okurlara sağlıklı bir hayat, iki cihan saadeti verecek iman ve amel, esenliklerle dolu günler niyaz ediyorum. Başınızı yastığınıza koyduğunuzda, bir düş filize dururken yanı başınızda, yarınlar için kurduğunuz hayallerin gerçeğe dönüşmesi umuduyla, herkese sağlıklı huzurlu ve esenlik dolu günler diliyorum.