Prof. Dr. Ümit Gürbüz kalsiyum ve demir açısından oldukça yüksek değerlere sahip olan pastırmayı alırken, yüzeyinde çatlak ve renk farkı olmamasına, çemen tabakasının çok kalın olmamasına ve çemenin koyu kahverengi renkte olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

 Orta Asya’da Hun Türklerine ve Oğuzlara dayanan geçmişi ile geleneksek lezzet haline gelen pastırma, yüksek besin değerine sahip olmasının yanı sıra, çiğ olarak tüketilebilmesi, kolay sindirilmesi, hileye elverişli olmaması ve uzun dayanma süresi ile mükemmel bir et ürünü olarak gösteriliyor. Yapımında uygulanan teknolojik işlemlere bağlı olarak, taze ete göre daha az rutubet, daha fazla protein, yağ, karbonhidrat ve mineral madde içeren pastırmada, taze etin üç katı kalsiyum ve demir bulunuyor.

 

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Gürbüz, yüksek besin değerine sahip harika gıda pastırmanın seçiminde ve saklanmasında dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı.

 

“Çatlak Yüzeyli, Yapışkan Çemenli Pastırmadan Uzak Durun”

İyi bir pastırmanın, tıpkı sucuk gibi yüzde 100 dana eti kullanarak yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ümit Gürbüz “Pastırma yapımında dananın kol, but, sırt ve döş kısmı kullanılabilir. Birinci sınıf bir pastırma için ise, but bölümünde bulunan kuşgömü ve sırt bölgesini tercih etmek gerekiyor” dedi.

 

İftar sofralarında ayrı bir yeri olan, tok tutma özelliği ile tercih edilen pastırmayı seçerken yüzeyindeki çemende dökülme ve çatlamalar olmamasına dikkat etmek gerektiğini söyleyen Gürbüz “Pastırmanın kesit yüzeyinde aşırı derecede renk farkı olmamalı, et ve çemen üzerinde beyaz, gri, siyah ya da yeşilimsi, küf kümelerinden kaynaklandığı bilinen miseller bulunmamalı. Ayrıca çemen tabakasının çok kalın olmamasına dikkat edilmeli” dedi. Gürbüz sözlerine şöyle devam etti “Pastırmanın yüzeyindeki çemenin koyu kahverengi olmasına dikkat etmek gerekiyor, aşırı kırmızı renkli çemene sahip pastırmalar tercih edilmemeli. Ayrıca, kesilme esnasında çemenin bıçağa ve ele yapışmaması da dikkat edilmesi gereken noktalar arasında.”

 

“Pastırmanın Soğukta Saklanmasına Gerek Yok”

Pastırmanın saklama şartlarına bağlı olarak 3-5 ay tazeliğini koruduğunu belirten Prof. Dr. Ümit Gürbüz “Kaliteli bir pastırmanın soğukta saklanmasına gerek yok. 12 dereceden az bir sıcaklıkta saklamak yeterli olur. Uzun süreli saklamalar söz konusu ise, sıcaklığın 4 derece civarında olmasına dikkat etmek gerekiyor. Tabii ortamın rutubetsiz olmasına da özen göstermek gerekli” dedi. Evde saklanan pastırmanın eğer açık ve havadar bir yerde tutulmuyorsa tek tüketimlik parçalara bölünerek polietilen paketlerde buzdolabının en alt rafında muhafaza edilmesi gerektiğini söyleyen Gürbüz “Dilimlenerek satışa sunulmuş pastırmaların ise, paket açıldıktan sonra, kısa süre içerisinde tüketilmesi gerekiyor, aksi taktirde renginde kararmalar söz konusu olabilir” dedi.

 

Pastırmanın satış noktalarında saklanmasının özen gerektirdiğini belirten Gürbüz “Satış noktalarında saklanılan pastırmalar herhangi bir şeye sarılmadan açık havada asılı tutulmalı, pastırmalar birbirleriyle ya da başka maddelerle temas halinde olmamalı. Asla üst üste saklanmamalı” dedi.